Bu bir Analiz Yazısıdır.
Son günlerde İsrail Kudüs’deki Mescid’i Aksa’yı işgal etti. Burası müslümanların ilk kıblesidir. Bu nedenle çok önemlidir.
İsrail ile ilgili çok yazı yazmışız. Bu yazıyı yazalı on gün oldu. Ama yayınlamadım. Çünkü olayın sıcaklığı içinde yazılan yazıya ister istemez duygular karışıyor. Bu nedenle yazıyı yeniden mantık süzgecinden geçirdim ve yayınlamaya karar verdim.
Yıllardır kahrolsun İsrail diyoruz, değişen bir şey var mı? Geriye dönük son elli yılı hatırlıyorum. Ben değişen bir şey görmedim.
Tamam İsrail’i lanetliyelim, ama bu yetmez. Bu müslümanları sorumluluktan kurtarmaz. Artık müslümanların da akılla, düşünceyle, şuurla hareket etme zamanı gelmedi mi?
İşte Ortadoğu, işte müslümanların hali. Herşey ortada....
Artık şu dua yapılmalı: Allahım müslümanlara “akıl edip düşünmezmisiniz” ayetine uymayı nasip et, ayrıca; akıl, izan, ilim, düşünce, feraset, basiret, sağduyu, özellikle aklı kullanacak bilgi ve güçlü bir irade ver, cahillikten, bencillikten, sorumsuzluktan, geri kalmışlıktan kurtar. Ben böyle dua ediyorum.
Albert Einstein’nın şu sözüne ne diyeceksiniz.“eğitim gerçeklerin öğretilmesi değildir. Düşünmek için aklın eğitilmesidir” Kendisi Alman yahudi’sidir. IQ yüksektir. İzafiyet teorisini bulan adamdır.
Bana göre de düşünebilen insan en kıymetli insandır. Einstein’nın söylediği söz “Akıl edip düşünmezmisiniz” ayetini tarif etmiyor mu? Peki bu yahudi’nin sözünü nereye koyacağız!!!
Bu ayet velev ki; İsrail oğullarına söylenmiş olsun. “Akıl edip düşünmezmisiniz” ayeti bütün insanlara hitap etmiyor mu? Kuran’ı Kerim de akıl ve düşünme üzerine çok ayet var.
Yüce kitabımız Kuranı Kerim “düşünüp tutasınız diye siz insanlara öğüt veriyor.” Bunu her Cuma hutbelerinde dinliyoruz. Bu öğüde kaç kişi riayet ediyor Allah aşkına!!!!
İsrail’in Davranışlarının Nedenleri
İsrail herşeyi kendine tehdit diye algılıyor. Nerdeyse uçan kuştan bile korkuyor. Varlığını devam ettirmek için içgüdüsel hareket ediyor. Herşeyden şüphe ediyor.
O biliyor ki; İsrail’i bölgede hiçbir devlet istemiyor. Bu nedenlerle gardını yüksek tutuyor. Kimsenin kendisine vurmasına fırsat vermeden önce kendisi vuruyor.
Her zaman teyakkuz pozisyonun da duruyor. Sürekli bu pozisyon da durmak İsrail devletini yoruyor ve strese sokuyor. Ondan sonra da davranış bozuklukları sergiliyor.
Bunun sonucu olarak, müslümanların ilk kıblesi olan Mescid’i Aksa’ya giriyor ve tahrip ediyor. Bu davranışları da gösteriyor ki; İsrail kendi güvenliğini dini hassasiyetlerin üstünde tutuyor.
Bu durum bazı müslüman ülkeleri rahatsız ediyor. İsrail aleyhine tepkilere sebep oluyor.
Biz müslümanlar israil’n bu davranışlarından rahatsız oluyoruz. Çünkü dini hassasiyetlerimizle ve İslam ülkeleri ile alay ediyor. Kendisi bunu kabul etmese de görüntüler bunu gösteriyor.
İsrail Ortadoğu da son zamanlar da (2010-2014) yılların da başlayan mezhep çatışmaları, iç savaş, şiddet ve terörün kendisine zarar vermesinden korkuyor.
İslam ülkelerinin arasında kendisini yalnız ve tehlikede görüyor. Bu nedenle de kime gücü yetiyorsa ona saldırıyor. Güç gösterisi yapıyor.
Yani Filistin de, Kudüs te ben ne dersem onu yapacaksınız diyor. Çünkü korkuyor. En iyi savunma taarruzdur diyor ve Filistin’e saldırıyor. Çocuklara bile tahammül edemiyor.
Bunu da şunun için rahatlıkla yapıyor. Adına İslam devleti denen bölge ülkelerinin kendisinden daha korkak olduklarını biliyor.
Şunu da hatırlamak ta fayda var. Hiçbir İslam ülkesi İsrail kadar teknolojik güce sahip değil. Üstelik petrolleri de yok. Ama adamlar akıllı ve çalışkan bunu beğensek te beğenmesek te bu böyle. Allah çalışana veriyor. İsrail'in karşısında hangi İslam devleti çalışkan ve güçlü?
Bölgenin müslüman ülkeleri öz eleştiri yapıp kendilerini sorgulamak zorundadır. Adamlar tembel. Petrol paralarını yemekle meşguller. Petrol parası ile sanayileşemediler. teknoloji üretemediler. Silah yapamadılar. Gelirden pay verip halkın refahını artırmadılar.
Bu özelliklerinden dolayı gelişmiş ülkeler bunları sömürüyor ve köle gibi kullanıyor. Peki petrol biterse ne yapacaklar? merak ediyorum!!!!
Ortadoğu coğrafyasında Osmanlı devletini zayıf anın da arkadan vurdular ve bölgeden kovdular. İngilizler kışkırttı bahanesine sığınmak gerçekleri hiçbir zaman mazur göstermez.
Bunlar bizim din kardeşimiz demediler. Ama buna rağmen bizim hükümetimiz onlar bizim din kardeşlerimiz diye ayağa kalkıyor ve sahip çıkıyor. Dünya duysun diye bağırıyor, çağırıyor.
Filistin topraklarını İsrail'e para karşılığında satanların bedelini şimdi torunları ödüyor. Büyüttükleri yılan şimdi kendilerini sokuyor. Bu bir gerçek.
İslam ülkeleri gelişip; İsrail gibi teknolojik güce erişemedikleri sürece İsrail'e kafa tutamazlar. Bağırıp çağırmakla, İsrail kahrolsun demekle bu iş olmaz. Kimse kendini kandırmasın.
Arap dünyasın da, Irak'ta ve Suriye'de savaş oluyor. Ne acıdır ki; Araplar savaştan kaçıyor. Bölge ülkelerine sığınıyor.
Türkiye'ye gelenlere baktığınız zaman çoğunlukla gençleri görüyorsunuz. Peki bunlar savaşmayacak ta Türkiye'mi gidip Irak’ta, Suriye’de savaşacak?
Ne demişti atalarımız: "Toprak eğer uğurunda ölen varsa vatandır." Söyleyecek daha çok şey var ama; şimdilik bu kadar.