Yaptıkları bir sürü aymazlığa rağmen bir türlü hayalleri gerçekleşmiyor ve eski Türkiye'ye kavuşma özlemleri ile debelenip duruyorlar. Beter olun diyesim geliyor ve besbeter olun kininizle boğulun diyorum.
Bu milletin sizden çektiği yetmezmiş gibi ha bire yeni entrikalar peşinde dolaşıp duruyorsunuz. Sırtınızı dayadığınız kaya zannettiğiniz içi fos bir bidon.
Bidon kafalıya güvenmeyin kendine bile hayrı yok.
Dünyanın pandemi sarmalında savrulup durduğu bir sürecin içerisinde beladan bile medet umarak zırvalayıp durdunuz. Devlet aklı ile bugünlere geldiğimize şükretmek yerine emziği elinden alınmış bebeler gibi mızmızlanıyorsunuz.
Kafalarınızın içerisinden çıkan avazlara baktıkça Allah'ım bu acizlerin eline bu necip milleti düşürme ve muhtaç eyleme diye dua ediyorum.
Benim yaşım müsait yakın geçmişi hatırlamaya.
Tüp gaz kuyruklarını, bir adet margarin almak ve şeker bulmak için saatlerce bakkalların önünde beklenilen günleri, çöp dağlarını, bir damla suya muhtaç olduğumuz günleri, maaşların deprem için yollanan yardım paraları ile ödendiğini, raprapciların dudağını okuyan minik kuşlardan gelen haberlere göre gazetelerin manşetlerinin atıldığını vesselam bu millete yakışmayan yüzlerce hatta binlerce benzer ucubeliklerin yaşandığı günleri unutmadım.
Yurtta susan dünyada susan bir Türkiye vardı. İşleri tıkırında olan sırca köşk sakinleri vardı. Devlet dipçikçilerin, çapulcuların, tefecilerin ve üç beş gazeteci bozuntusunun yönlendirmesi ile idare ediliyordu.
Bakırköy akıl hastanesinde çalıştığım yıllarda bugün halkımızın kullandığı belediyenin Florya tesislerinin yanına bile yaklaştırılmadığım günleri de hatırlıyorum. Yasakçı zihniyetin zebanilerinden olur alanlara ise serbestti.
Daha neleri neleri hatırlıyorum.
Yüzünüze gözünüze dursun.
Değerli okurlarım siz siz olun aklınızı kiraya vererek rezil rüsvay olmayın. Ülkemizde son yıllar oldukça zor geçse de ne maaşların ödenmesinde, ne iç ve dış güvenlikte, nede yerelde geçmişte yaşanılanlar yaşanmadı.
Çok şükür yaşanmıyoruz da.
İç ve dış kaynaklı terör yuvalarının tüm gayretlerine rağmen, ekonomik saldırıyı açık seçik yapanların çabaları ve yerli yabancı hain zihniyetlilerin yıkıcı tüm dezenformasyonları devletimizi çok şükür bir milim bile sarsamadı.
Milletin devleti ile arasını açmak için her türlü hileye pespayeliğe baş vurmuş olanlar umduklarını bulamayınca şimdide mafya kasetlerine bel bağladılar .Yok üçüncü yok beşinci yedinci kaset derken anladılar ki, buradan da bir sonuç alamayacaklar.
Bu kafa ile gitmeye devam ederlerse bırakın sonuç almayı rezil olmaktan da kurtulmaları zor.
Ne diyelim.
Allah müstahaklarını versin.
Taksime camii
Ülkemizde güzel şeyler de oluyor derken elbette haklıyım.
Gezi olayları ile tar umar edilen İstanbul’umuzun kalbi olan Taksim meydanını süsleyen camisi dün Cumhurbaşkanımız tarafında ibadete açıldı. Tamda gezi olaylarının yıl dönümünde ve aynı zamanda İstanbul’un fethedildiği günde yapılan bu açılışın başka bir anlamı da var.
Osmanlı dedelerimiz tarafında yapılan camilerin bir zamanlar atlar için ahır yapıldığı günleri hatırladığımızda dün açılan caminin kimleri niçin rahatsız ediyor sorusu da cevapsız kalmamış olur.
Aynı güruh Ayasofya’nın açılışında da salya sümük saldırarak din düşmanlıklarındaki samimiyetlerini açık etmişler ve fırsat bulsalardı ortalığı tar umar edeceklerdi. Çok şükür millet fırsat vermedi ve aylardır devam eden ziyaretleri ile de fırsat vermeye hiç mi hiç niyetleri yok.
Çamlıca tepesine alametifarika olarak imzasını atan Çamlıca camisine de karşı çıkmışlardı.
Bu güruh ülkemizin ve milletimizin hayrına olan her şeye karşı.
Boğaz köprüsünden Marmaraya, Avrasya tünelinden İstanbul havaalanına. Saymakla bitmez karşı olup istemezük dedikleri.
Bu zihniyetin iktidarda olduğu İBB de Başakşehir Çam-Sakura Hastanesinin yollarını yapmayarak pandeminin zirve yaptığı günlerde virüsten nefes alamayan hastalarımıza nefes olmak şöyle dursun yolunu yapmayarak adeta nefesini kesmişti.
Bu zihniyeti tanıdığım kadarı ile kısa ve öz özetleyerek makalemi sonlandırıyorum.
Bunlar hayra fren şerre gaz olmak için varlar.
Sağlık ve esenlikler dilerim.