Bir şehirde, şehrin insanlarını eylem noktasında harekete geçirecek yapılanmalara baktığımızda, Siyasi Partiler, Sivil Toplum Kuruluşları ve Medya büyük önem arz etmektedir.
Demokrasi ile idare edilen ülkelere baktığımızda, kurumlar görev alanları içinde yer alan eylem ve planlamaları yaparak millete deklare ederler ve tartışılmasını sağlarlar.
Bizim gibi demokratik normların uygulanmaya çalışıldığı ülkelerde Siyasi Partiler, Sivil Toplum Örgütleri ve Medya, ne yazık ki hala icazet kültürü ve Mahalle Baskısı ile özgür ve özgüveni olan idareci, yönetici ve yazarı çizeri henüz oluşturamadı.
Her ne kadar “ben istediğimi yazarım” şeklinde ulusal ve yerel medyada cılız sesler çıksa da, en ufak baskı karşısında nasıl tornistan yaptıklarını da hepimiz biliyoruz.
Bir gazeteci olarak hiçbir zaman “ben her şeyi yazarım” iddiasında bulunmadım. Bulunmayı da gereksiz görürüm. Çünkü Özel Sektörde iş yapıyorsanız, reklam bağlantılarınızı, siyasi partilerin baskı gücünü ve mahalle baskısını görmezden gelemezsiniz.
Kendi adıma şehrin gelişmesi adına negatif ve umutsuzluk yerine, pozitif değerleri öne çıkartarak nerede yanlış yaptığımızı dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım.
Kahramanmaraş bu gün itibariyle 30 yıl önce ki şehir değildir. İnsanlar yönünü batıya çevirmiş, giyim ve kuşamlarıyla olduğu kadar, değer yargılarında da büyük değişiklikler olmuştur. Ancak buna rağmen mahalle baskısının en ağır hissedildiği kentlerin başında da bu şehir gelmektedir. Bunu biraz kırabilsek, buna biraz direnebilsek, toplumsal refah ve huzurlu yaşam adına daha iyi durumlara ulaşacağımızı umuyorum.
01 Şubat 2013 tarihinden bu yana yazı yazamadım. Malum hastalığım olan bel fıtığı yine beni yatağa mecbur etti.
Bu arada tek bir etkinliğe katıldım. O da İstanbul Teknik Üniversiteliler Derneği’nin verdiği bir kahvaltı ve tanışma toplantısıydı.
Uzun yıllardır tanıdığım Hasan Kılınçkıran’ın Başkanlığını yürüttüğü ve kadim dostum, kardeşim Serdar Erdoğanyılmaz’ın ikinci başkan olarak katkı koyduğu bu dernek, üyelerine “ufuk turu” attırmayı hedeflemiş. Ayda bir düşünce kuruluşu olarak bir araya gelerek, kent adına herkesin görüşlerini dile getirdiği bu toplantıya kentin önemli isimleri de katılmakta ve katkı yapmaktadırlar.
Diklenmeden, efelenmeden, kentin gelişmesi adına bu kentte yaşayan insanların özgürce düşüncelerini ifade eden yapılanmaların, örgütlenmelerin kent yaşamına renklilik getirdiği kadar, gelişmesine de ivme kazandıracaktır.
Bu yıl içinde bir çok STK’da seçimler yapılacaktır. Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası gibi iki önemli kurumda yapılacak olan seçimler sonrasında, kendi alanlarında biraz hız kazanacağını düşünüyorum.
12 Şubat 2013 günü Kurtuluş Bayramımıza gelen Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Nihat Ergün’ün proğramını takip edemedim doğal olarak.
Ancak yapılan konuşmalar ve Ticaret Odası ile KSÜ’de ki toplantılarda gündeme getirilen konular ve verilen sözler, ortaya konulan çalışmalar 2015 Kahramanmaraş’ını daha güzel ve daha müreffeh hale getireceğinden de hiç şüphem yok.
Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kemal Karaküçük OSB ve diğer konularda büyük çaba sarf ediyor ve ardına aldığı siyasi destek ile de birçok önemli proje hayat buluyor, yeni yeni fırsat kapıları aralanıyor.
Birkaç aya kadar 2014 seçimleri nedeniyle siyasi hava hareketlenecek yeni yeni isimlerde ortaya çıkacaktır.
Büyükşehir olmamız, Tomsuklu bölgesine yapılacak olan yeni OSB, Afşin-Elbistan Termik Santrali ve orada yapılacak yeni santraller, yabancıların gelmesi gibi bir çok olumlu faktör kenti daha aydınlık bir geleceğe doğru yol aldıracak önemli konular olarak göze çarpıyor.
Kentimizin geleceğinin parlak olduğuna inanıyor, bu yolda çaba sarf eden herkese de teşekkürlerimi ifade etmek isterken STK’ların biraz daha çaba göstermesi gerektiğini de hatırlatmak istiyorum….
NOT: Sevgili arkadaşım Yener Atlı bu aralar hastalıkla başı dertte, arkadaşıma geçmiş olsun diyorum. Biraz gayret ve biraz çaba ile her şey yoluna girecektir. Ben buna inanıyorum. Yener’de bu azim var…Tekrar geçmiş olsun!...