Rahmet ve mağfiret ayı olan Ramazan ayına kavuşmamıza 1 gün kaldı. Bizleri Ramazan'a kavuşturan Rabbimiz'e sonsuz hamd-ü senalar olsun.
Ramazan bizlere her yıl yeni bir can, yeni bir ruh üflemek için gelir. Bizi eğiten bir okuldur adeta. Bu okulun amacı rahmet, mağfiret, arınma, takvadır. Ve insana heva ve heveslerinden arındıran bir irade kazandırmak. Bu okulda iyilik vardır, hayır vardır, diğerkamlık vardır.
İslamı anlamak ve yaşamak istediğimizde karşımıza çıkan kavramlardan birisi de "İYİLİKTİR"...
Peygamber efendimiz (s.a.v) Allah'ım yaşamayı benim için her türlü iyiliği artırma vesilesi yap duasıyla iyilik için yaşamayı bir varoluş sebebi olarak göstermektedir.
Yine peygamber efendimiz (s.a.v) İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır buyurarak bizlere nasıl bir insan olmamız gerektiğini göstermektedir.
Sadece benim iyi olmamla ne değişecek ki demeyelim!
Hani güzel bir "Denizyıldızı" hikayesi vardır ya; yazı yazmak için sahile giden bir yazar;kumsalda genç bir adamın denizyıldızlarını sürekli okyanusa attığını görür. Bunu neden yaptığını gence sorunca şu yanıtı alır: Biraz sonra güneş yükselecek, sular çekilecek, eğer denizyıldızlarını suya atmazsam hepsi ölecek. Yazar şaşırır ve der ki; Sahili görüyorsun, kilometrelerce. Binlerce de denizyıldızı var,ne fark eder ki? Genç adam tekrar eline bir denizyıldızı alır ve okyanusa fırlatır: Bak onun için fark etti, der.
Her iyiliği sadaka sayan bir inanca mensubuz!
Bir iyilik medeniyeti olan dinimiz, her iyiliği sadaka olarak saymış ve herkesin yapabileceği türden iyilikler olduğunu haber vermiştir. Yapacağımız hiçbir iyiliği küçük görmeden "öyle var olmalıyım ki, varlığım hissedilmeli, yaptıklarım ve ben anlam kazanmalı" düşüncesi ile hareket ederek,bir gülümseme ile dahi olsa iyilik yapmalıyız.
Düşünmek insanın varoluşsal amacına hizmet eder!
Bu kutlu ayı fırsat bilip kendimize şu soruları soralım;
Ben başkaları için neyi daha iyi yapabilirim?
Bir insanın hayatına dokunup, nasıl faydalı olabilirim?
Bir yaralı kalbe nasıl şifa olabilirim?
Bu soruların cevabını küçük ölçekte kendi adımıza, büyük ölçekte ise yaşadığımız aile, toplum ve hatta tüm yaratılan varlık adına verelim.
Mustafa Kutlu diyor ki Gökkubbenin altından bize ayrılan süre içinde gelip geçerken, bir yaraya merhem olmanın hazzını tatmalı, onurunu yaşamalıyız.
Ve kıymetli hocam Kemal Sayar diyor ki; Bütün dünyayı onaramazsın ama onarmaya kolunun uzandığı yerden başlayabilirsin. Bir ruhun diğerine yardıma heveslendiği, bir ıstırabı dindirmeye talip olduğu her seferinde dünya güzelleşir ve buraya geldiğimize, insan olduğumuza değer...
Başlangıçlar sonuçların tecelli yeridir. Rahmet ile başlayan Ramazan ayının kurtuluş ile tecelli bulması duası ile...
Harcamadan ve harcanmadan vaktinizin bereketi bol olsun.
Sevgilerimle.