Bir şehri yönetmekle, bir evi, bir okulu ya da iş yerini yönetmek arasında temel ahlak prensipleri hariç farklar vardır. Sana oy vermeyenlere de hizmet götürmek zorundasındır. Yönetenin vasıfları, kişiliği, erdemi, eğitimi, aileden ve çevreden aldıkları, duruşu, bakışı, adaleti ve inancı, hizmet verdiklerine yansımakta bireylerin yaşantısı ve tercihlerine, mutluluğu ya da mutsuzluğu üzerinde etki etmektedir
Kahramanmaraş artık büyükşehir, önümüzde yerel seçimler var, çok ciddi bir biçimde kenarda sessiz duran aday adaylarının hareketlenmesini bekliyoruz.
Yaygın bir dedikodu dolaşmakta iktidar partisinin büyük şehir belediye başkanı adayının 3. dönemini dolduran vekillerden biri olacağı yönünde.
Bence sakıncası yok ama onların yerine başkan adayı olmasını yeğlediklerim var. Özellikle teknik adamlar. Türkiye’nin nerede ise tamamını gezen bir insan olarak, eğer ciddi bir danışman bütçesi yoksa başkan olarak mesleği teknik olan mühendis, mimar kafalı insanların belediyelerde ki yönetimlerde çok daha başarılı olduklarını gördüm. Çünkü bu adamların eğitimleri sorunu görmek ve çözmek üzerinedir. Ve sosyal insanlardır.
Mevcut yönetimle hiçbir sorun yaşamadım, yaşamam da, sonuçta Reis Bey in hakikaten şehrine hizmet etmek için canla başla çalıştığından şüphem yoktur.
Ama büyük şehir olmak başka bir şey, başka bir kulvar.
Bence belediye başkanlarının partisi olamaz. Ama çoğunluk bana katılmadığı için nice kıymetler kenarda keşfedilmeyi bekliyor. Biliyor ki mevcut iktidar onu aday göstermezse hiç şansı yok bu memlekette. Buna bende inanıyorum, şehrin kenar mahallelerinde ki kadınların “ille de Tayyip, İlle de Tayyip” diye bağırışlarını duyduktan sonra.
Bende biliyorum iktidar partisinin önerdiği bir aday kazandığı takdirde açılan muslukları.
Ama Urfa’yı Eskişehir’ i Antalya’yı da gözlerim kapalı gezmedim.
Bir başka önemli nokta da, gösterildi diye oy vermek zorunda da değiliz iktidarın adayına. Bu şehri sayın başbakanım yönetmeyecek ki. (ah ne güzel olurdu) ama iktidar partisinin göstereceği adayın vasıfları yerinde ise ona da eyvallah. Eğer diğer partilerin adayları daha iyidir diyorsak hele de bir dayanışma varsa bence kesinlikle değerlendirilmelidir.
En azından tek partinin meclislerde ezici üstünlüğü olmamalıdır.
Muhalefet partilerine her zamankinden daha çok çalışmak düşüyor. Gerçekten hizmet verebilecek kapasiteli adayların bir an önce kapılarının çalınması gerekiyor.
Bayanların ellerini taşın altına koymaları gerekiyor. Ben yaptım, hem genel seçimlerde hem yerel seçimlerde meclis üyeliği adaylığım vardır. Bu deneyim dolayısı ile para hariç bir şey kaybetmediğim gibi kendi hayatımda çok ta kazançları vardır. Kıymetli hanım arkadaşlarım ki aralarında hakikaten hem mesleki hem sosyal hayatta çok başarılı olanları vardır. Hangi partiden aday olurlarsa olsunlar ben mutlaka desteklerim.
Cesaretli olmak lazım. Cesaretlendirmek lazım. Ben teknik kökenli tercih ediyorum ama biliyorum ki, Koca koca iş adamlarımız Türkiye de sıralamalara girerken, koca koca doktorlarımız Türkiye çapında ün yapmışken belediye başkanlığı gibi bir mevkide oturmalarında kazancımız vardır. Sonuçta biri büyükşehir 12 başkanımız olacak
Bilmeliyiz ki, yerelde cesaretli ve partisiz yöneticilere ihtiyacımız vardır.