Bilindigi üzere bu sitede, hasbel kader sayın Mehmet Taş beyin ısrarını kıramayarak birkaç haftadan beri yazmaktayım. Gazeteci degilim, ama çevremde gazeteci arkadaşlarımın gayretli çalışmalarını görüyorum ve takdir ediyorum. Gerçekten sınırlı şartlarda sınırsız hizmet sunmaya çalışıyorlar.
Bu şehirde gazetecilik yapmak gerçekten zor bir meslek. Yapılan her bir haber, her bir yorum, işin tabiatı geregi, kapsama alanına giren her kesimi memnun etmeyecektir. Dengeleri etkileyecektir. O nedenle uzun yıllar hizmet veren tecrübeli gazetecileri tebrik etmek gerekir. Objektif olabilmek ve o şekilde kalabilmek bence bu meslegin en önemli sermayesidir.
Bir tarafta mesleki tecrübe, diger tarafta işin ticari yanı, bu meslegi dogrudan etkileyen faktörlerden. Fikir ve ekonomik güç, birlikte olundugu zaman yol alınabiliyor. Ne yazık ki, bu iki gücü bir künyede görme şansımız az. Biri olsa digeri olmuyor.
Bu nedenle şehrimizde yeni bir gazete, ya da yeni bir tv kurulsa, hemen hassas ömür hesaplayıcıları devreye giriyor. Işte şu gazetenin vadesi üç ay, bu tv"nin ömrü altı ay gibi. Hayatta kalma süreleri hesaplanmaya çalışılıyor.
Etik olmayan bu durumlar ne yazık ki şehrimizde yaşanıyor. Ama son yıllarda ömür biçici bu müneccimler ne yazık ki hesaplarını tutturamıyorlar. Bu da bir gerçek.
Medya gücünün nasıl bir güç oldugunu tarif etmeye gerek yok. Bu memlekette ses getirici yayın yapan medya organlarının çoklugu aynı zamanda hem ekonomik hem sosyal gelişmişliginin belirtisidir. Her kesimce bizatihi desteklenmesi lazımdır.
Bir tarafta böyle iken, diger yanda bu meslegin aktörleri de kendi aralarında farklılıklarını koruyarak birlikteliklerini göstermeleri gerekiyor.
Gazetecilik, dogrular karşısında tek seslilik, ama yorumda farklılık gibi. Kişisel haklara dokunulmadan sosyal konulara parmak basmak. Neticede bunları bir bünyede barındırmak. Uzun soluklu gazetecligin vasıflarındandır.
Bilindigi üzere, şehrimizde son günlerde bir Hilton haberi ortaya atıldı. Herkes aynı şeyi düşündügü halde. Düşünceler farklı ifadelerle yazıldı. Durduk yere bel altı atışlar yapıldı. Hoş olmayan şeyler söylendi. Hoş olmayan cevaplar verildi.
Her şeyde oldugu gibi Kahramanmaraş"taki gazetecilerde ve gazetecilere bakış ta da yavaş yavaş degişim ve gelişmeler gözleniyor.
Örnegimizdeki Hilton haberlerinde oldugu gibi. Hatada ısrar eden olmadı. herkes konuştu, ama taraflar gerektiginde geriye çekilme cesaretini gösterdiler. Yanlış anlaşıldım diyen de oldu. Kantarın topunu biraz da fazla kaçırdık diye itiraf eden gazetecilerimizde oldu.
Tabi ki tek seslilik olmayacak. Tabi ki farklı görüşler olacak. Işin tabiatı bu. Ama bu farklılık birlik olmaya mani olmamalı diye düşünüyorum.
Sonuç olarak gazeteci degilim ama, haddime düşmeyerek dahi olsa gazetecilerle ilgili gözlemlerimi yazmak istedim. Sürçü lisan ettimse af ola.