Kahramanmaraş’ta siyaset çok farklı bir kurum olarak algılanıyor, adeta “ego tatmini” gibi aynada kendini buluyor.
TBMM’de grubu bulunan siyasi partilere ve iktidar partisine “yerel anlamda baktığımızda” içi boş koca bir balon gibi görülüyor. İl Genel Meclisinde CHP ve MHP temsil ediliyor. Ancak sayısal üstünlük iktidar partisinde olduğu için “karar verme” noktasında etki gücünde olmadıkları gibi, yapılan hizmetlerde ortaya çıkan olumsuzluklarla ilgili de pek sesleri çıkmaz.
Muhalefet partilerin İl Başkanları İl Genel Meclisine hiç gelmezler, hiçbir toplantılarına katılmazlar. Ve o kurumda neler yapılıyorsa iktidarın insafı ölçüsünde yapılıyor.
Oysa muhalefet gündemi takip etse, öneriler yapsa, kendilerince eksik gördükleri hizmetlerle ilgili basın toplantıları yapsalar, sanırım hükümet temsilcileri bu eleştirilerde makul olanlar var ise bunu değerlendirecek ve bu kente gelen hizmetin kalitesi daha da artacaktır.
Ne yazık ki bu; bu güne kadar bu şehirde uygulanmadı.
Meseleyi biraz açacak olursak;
A siyasetçi bize kurumlar ile ilgili şikayetlerde bulunuyorlar. Bizlerde peki bu anlattıklarınızı gündeme taşıyalım dediğimizde aman benim adımdan bahsetme diyorlar.
Neden dediğimde ise; Ya benim onlarla işim var…
Kardeşim söylediğinizden korkuyorsanız neden siyaset yapıyorsunuz? O zaman iş yapıyorsanız, işiniz var ise bu abur cubur olarak iddia ettiğiniz aynı işleri ya sizde yapıyorsunuz ya da bu işlerden dolayı sizinde tasınıza bir şeyler düşüyor. Böyle değilse; neden korkacaksınız ki?
CHP’de yapılan Merkez İlçe Başkanlığı seçimi sonrasında değerli dostumuz Mehmet Fiskeci’nin bir köşe yazısının bazı bölümlerine itiraz etmiş, görüşümü yazmıştım.
Sevgili dostum Ankara’yı TBMM’yi v.s. karıştırmış ve benim Ankara’ya senede bir defa gittiğimi dile getirmiş. Canı sağ olsun..Dostun attığı taşı biz gül diyerek başımıza taç ederiz. Ancaaak geçmişte Ankara bize çok yakındı.. Şimdi ise Ankara’da dost bulamadığımızdan, Ankara’da vefa görmediğimizden, Ankara’ya gitmenin bir zaman kaybı olduğuna inandığımdan gitme gereğini duymuyorum. Şimdilerde Ankara’ya gidenler elinde makbuz, fatura gidiyor. Ben ise ne dün nede bu günkü gazetecilik anlayışımda bu olmadığı için Ankara bize uzadı, uzak kaldı. Malum Sayın Fiskeci benim çok eski dostum olduğu kadar basın şıhımdır. Eli kalem tutan, bu şehir için kafa patlatan birkaç gazeteciden biridir. Ve benim için de özel bir insandır.
Fakat her yiğidin yoğurt yiyişi de farklıdır. Yine Ankara yollarına düşecek olan değerli dostuma hayırlı yolculuklar dilerken, Ankara’dan güzel haberler bekliyoruz…
Gelelim yeniden şu muhalefet işine;
Yerelde muhalefet olan MHP, Kahramanmaraş’ta başarılı olmak istiyorsa, İGM ve Belediyelerin Belediye Meclis toplantılarını takip etmelidir.
Belediyelerin hizmetlerini mercek altına almalı, beğendiklerini ve beğenmediklerini de ifade edebilmelidir.
Seçim döneminde iki aylık çalışma ile insana Belediye Başkanlığını kaptırmazlar.
CHP için ise yerelde, herkes ile barışık, her yerde gözükecek temsilciler ile temsil edilmeli, sokakta olmayan, sokakta hissedilmeyen siyasi düşünceler bir süre sonra yok olmaya mahkumdur…
Biz bu şehirde yaşayanlar olarak muhalefeti de her yerde görmek istiyoruz.
Bu olmaz ise Demokrasi olmaz, demokrat değerler olmaz…Daha çok demokrasi ve daha çok hizmet için muhalefet bir şehirde olmalıdır….
Bu arada öncelikle Türk Polis Teşkilatının yıl dönümünü kutluyorum. Ayrıca yengemin annesinin vefatı nedeniyle bizleri arayan, acımızı paylaşan dostlarımıza da teşekkür ediyorum.