Dün yol arkadaşım Kahramanmaraş Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Abid Vanlı ile kuzey ilçelerine gittik. Hem dost ziyareti yaptık hem de biraz hava aldık.
Dün sabah saatlerinde 08.30 gibi Kahramanmaraş’tan yola çıktık. Havada hafif bir yağış var. Bu yıl yaşadığımız kuraklıktan bahsettik. Kılavuzlu köprüsüne varınca suların biraz yükseldiğini gördük. İnşallah barajlarımız eski halini alır dedik.
Ne var ki bir süre sonra yağış bitti. Hava sıcaklığı 18 C civarında. Tekir’de sabah kahvaltısı yaptık. Abid Vanlı ile Kahramanmaraş- Göksun yolunu konuşuyoruz. Tünellere bakıyor, yeni yol güzergahları üzerine yorumlar yapıyoruz.
Püren tüneline doğru çıkarken yolan sağında “yol çalışması” gördüm. Hayırdır Başkan bu nedir diye sorduğumda; - Edeceğim Suçatından buraya kadar tüneller bitiyor, 2015 yılı Mart ayına kadar burasını trafiğe açacaklar” dedi.
Yani birkaç ay sonra Tekir rampalarından kurtulacağız. Sevgili başkan size göre bu yol ne zaman tamamlanır ve hizmete girer diye bir soru yönelttim.
Abid Başkan; - Yav kardeşim bana ne soruyorsun? Bu sorunun muhatabı Ak Parti İl Başkanı Metin Doğan’dır. Bu soruyu ona sorman gerek dedi ve pis pis sırıttı.
Tabii adam haksız sayılmazdı. Bu soruya cevap vermesi gerekenler siyasilerdi. Milletvekilleriydi, İl başkanıydı.
Bir süre önce Ulaştırma Bakanı Sayın Lütfi Elvan Kahramanmaraş’a gelmişti ve bu yolun 2016 yılında tamamen biterek hizmete açılacağını söylemişti.
Açık konuşmam gerekirse, yoldaki bu çalışma ile bu yol tamamen 2020 yılında hizmete girerse ben şükredeceğim.
**
Neyse Püren tünelini geçtik. Yolun sol tarafında gelecekte Uzungöl olmasını hayal ettiğim gölete baktığımda bir damla su yok. Oysa o gölette bu aylarda su dolmaya başlar, Mart ve Nisan aylarında görsel güzellikler oluşur ve her zaman bunları fotoğraflardım.
Abid Başkan sordu; - İlk durağımız nere dedi? Bende Ekinözü ilçesine kadar durmak yok dedim ve yola devam ettim.
Abid Başkan 100 km’nin üzerine çıkmıyor. Ya başkan arada sırada “hızlan” dediğimde. Devir tasarruf devri. Bu hızla gittiğimde yakıttan tasarruf ediyorum demez mi? Tosbaa hızında ilerliyoruz. Kaptan Abid Vanlı olunca, fazla müdahale de de bulunamıyorum.
**
Karaelbistan yakınlarından Ekinözü yoluna saptık. Yol dümdüz. CHP Belediye Başkan adayı Fatih Vicdan bey Cuma günü babasını kaybetti. Başsağlığında bulunmak istiyorum. Malum bizim kökenimiz o taraftan. Sevgili Vicdan ile de anne tarafından bir akrabalığımız söz konusu. Kaldı ki babası, babamın dostuydu. Bizlerde geldik yetiştik. Fatih Vicdan ve kardeşlerine taziye ziyareti yaptıktan sonra rotamızı Afşin’e çevirdik.
**
Afşin benim hayatımda ayrı bir öneme sahip. Eshab-ı Kefh bizim için özel bir yerdir. Merhum babam derdi ki; - Çocuklar Hacca gitmeye gücünüz yetmezse Eshab-ı Kefh’i Cuma günleri ziyaret ediniz. 7 Cuma üst üste bu ziyareti yaptıktan sonra 8 Cuma günü orada bir Kurban kestirip dağıtınız diye vasiyette bulunmuştu.
Ömrüm yettiğince hemen hemen her yıl buna dikkat eder bu görevimi yerine getirmeye gayret sarf ederim.
Rotamız Afşin demiştik ya. Oraya giderken tekmil vereceğim bir kadim dostum vardır, Sait Tahiroğlu.
Tahiroğlu’nu aramadan Afşin’e girmem. O proğram yapar ve bende bu programa uyarım.
Malum kardeşim dediğim, bizde özel bir yeri olan Yeşil Afşin Gazetesinin sahibi Ömer Kösebalaban kardeşim bir süredir Ankara’da tedavi oluyordu. Şimdi Afşin’de evinde dinleniyor. Afşin’e gidiş sebebimiz bu kardeşimizi ziyaret etmek içindir.
Ömer kardeşimizin yüzünde tebessüm hiç eksik olmaz. Güler yüzüyle bizi karşıladı. Sohbet ettik. Moralli ve sağlıklı gördük. Mutlu bir şekilde Ömer’in yanından ayrılırken yemek saati gelmişti.
Sait Tahiroğlu Afşin’in içinde Belediyenin yaptığı park inşaatlarını gezdirirken Mehmet Fatih Güven’e de toz kondurmadı.
Yemek ve sohbetten sonra dönüş yolculuğuna geçtik.
**
Saat 16.30 Göksun’dan Kahramanmaraş istikametine seyir haline geçmiştik ki, bir dostumuz aradı Başkonuş’tan peki dedik rotayı Başkonuş Yaylasına çevirdik.
Yollarda rastladığım derelerde su sesi hiç yok denecek kadar azalmış, yer yer de kurumuş. Bulutlar dağlar üzerinde dans ederken, gözyaşını toprağa bırakmakta biraz cimri davranıyorlar. Oysa o bulutların göz yaşlarına özlem duyan toprak, canlılar ve ağaçlar başlarını kaldırmış göğe bakıyorlardı.
**
Andırın yol ayrımından saptığımızda saat 17.00 olmuştu. Galiba dönüş yolunda Abid Başkan tasarruftan vaz geçti gaza bastı. Yoksa yarım saatte buraya gelinmezdi.
Ben arka koltukta kendi alemimde gezinirken bu kadar hızlı geleceği hiç aklıma da gelmezdi.
Saat 17.30 gibi Başkonuş yaylasından içeriye girerken Abid Başkana takıldım. – Ede helikopterden hızlı geldin diye…
Neyse yolda her gördüğü aracı milletvekili Sıtkı Güvenç’in arabasına benzetmeye başlayınca, sayın vekili aradım neredesiniz diye? Sayın vekil evde dinleniyorum deyince artık araba benzetme işine de bir son verdik.
**
Başkonuş Yaylasının bizden önceki konuğu ise yeni Valimiz Mustafa Hakan Güvençer olduğunu öğrendik. Sayın Vali bir yandan ziyaretleri kabul ederken bir yandan da ilçeleri gezip tanımaya çalışıyor. Yeni Validen ümitli olduğumuzu bir kez daha burada ifade ederken, yönetimin bir ekip işi olduğunu düşünüyorum.
Valiler bir kentin Orkestra şefidir. Bunu iyi yapana da rastladık, hiç yapamayana da.
İlk intibamız yeni Valimizin iyi bir Orkestra Şefi olacağıdır. Bu uyum sağlanırsa, yatırımlar zamanında biter ve sürüncemede kalan işlerimiz de olmaz diye düşünüyorum.
**
Bu yazının manşetine yerleştirdiğimiz fotoğraf sanırım iki yıl önce bir kış gönü Başkonuşa giderken meydan göleti kıyısında çekilmişti. O beyaza, o manzaraya özlem duyduğum için bu fotoğrafı yerleştirirken bol kar ve yağmurun olduğu bir kış dönemi geçirmemizi yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.
**
Başkonuş yaylasının yazı, kışı, gündüzü ve gecesi ayrı bir güzellik yaşatıyor insana.
Başkonuşu Kahramanmaraşlılar ile buluşturan, biz doğa severler ile buluşturan değerli dostum Serdar Erdoğanyılmaz ve eşi Süreyya Erdoğanyılmaz hanımefendiye de buradan teşekkür ediyorum.
Bol karlı günlerde Başkonuş’da buluşmak üzere…