Hepiniz bilirsiniz ilk okul çağında ki çocuğun, karne günü diye okula çantasız, heyacan içinde gidişini. Hele de başarısından dolayı takdirname de almışsa, bir elinde karne, ötekin de takdir belgesiyle eve sevinç çığlıklarıyla bir gelişi olur ki anlatması zordur bunun.
Bu çocuklar karnenin ilk günlerin de, her eve gelenin "karnen nasıl ?" diye sorup, anne babasının da haydi getir karneni, amcan, teyzen görsün karne nasıl olurmuş demelerini çok ister, taltif, belkide hediyeler bekler doğal olarak o minikler.
Ee ya karne notları kötüyse ? ilkin başlar envâyi çeşit bahanelere. Yok efendim öğretmeni hakkını yemişmiş, yok falan çocukdan daha iyi olmasına ragmen; onun ögretmenin akrabası veya babasının, annesinin arkadaşı, komşusu olduğu için ona torpil geçtiğini sayar döker, hele de ailesi saf, kanalgâsı da yakın biriyse...
Bu cocuğa karne demede ne dersen de, gündemden düşene kadar karne lafına ifrit olur, hiç yoktan dikkat dağıtmak için kardeşiyle kavga çıkarır, huyu değişir küfürlerin bini bir para, başkasına sataşmak için bahane üstüne bahane arar da arar.
İktidarların performanslarını, bir nevi okul karnesine benzeterek, onların başarısını ölçüp değerlendirmek demokratik ülkeler de oy veren vatandaşlara düşer.
Şimdi gelin, hükümetin karnesi mi dersiniz, performansı mı yada başarısı mı birlikte bir göz atalım.
Eskiden karnelerde "hâl ve gidiş" diye bir sütün vardı. Bu sutunla, kısaca çocuğun sınıf arkadaşları ve okul ile uyumu, edebi, terbiyesi v.s kast edilirdi.
Dünya milletler ailesin de, Türkiye için, siz buna karnede ki, türkçe sosyal bilgiler notu da diyebilirsiniz. Önce bu notları değerlendirip sonra matematik ve fen notlarına yani "ekonomik istikrar" notuna geçelim istedim.
1- Türkiye hukukun üstünlüğü sıralamasın da yani adalet de, 139 ülke içinde 117 nci sırada. İlk 6 ülke Danimarka, Norveç, Finlandiya, İsveç, Almanya ve Hollanda son 6 ülke ise; Bolivya, Pakistan, Nikaragua, Haiti, Moritanya ve Afganistan.
2- Kısa adı FATF olarak bilinen uluslararası kara para aklamayı ve terörizme para aktarmayı önleyici Mali Eylem Görev Gücü'nün raporunda Türkiye gri listeye alındı yani ciddi takibe alınan ülkerden biri oldu. Listede, İran, Kuzey Kore, Pakistan, Kamboçya. Nikaragua, Suriye, Uganda da var.
3- Türkiye yolsuzlukla mücadele de 134 ülke içinde 69 ncu sırada.
4- Sağlık, bilgi ve gelir düzeyi sıralamasını ölçen İnsani Gelişmişlik de; 189 ülke içinde Türkiye 54 ncü sırada.
5- Eğitim kalite sıralamasın da 45 üyeli OECD olarak bilinen ülke sıralamasın da Türkiye 41 nci sırada. Bu arada en iyi 10 ülkenin; Finlandiya, Güney Kore, Danimarka, Hong Kong, İngiltere, İsrail, İsveç, Amerika, Norveç ve Japonya olduğunu da bildireyim.
6- Türkiye basın özgürlüğü açısından 180 ülke içinde 149 ncu sırada.
7- The Word Happines Raport yani Dünya Mutluluk Raporuna göre, Türkiye son bir yılda 10 sıra birden gerileyerek 78 nci ülke oldu. İlk 7 ülke ise, Finlandiya, İrlanda, Danimarka, İsviçre, Hollanda, Almanya, Norveç'tir.
Buraya kadar sizlere, dünya milletlerinden oluşan bir sınıf ve bu sınıf da yer alan Türkiye'nin karnesinde ki türkçe sosyal bilgiler notunu bildirdim.
Öğretmenlerimiz iyi bilirler ki, Türkçesi iyi olmayan bir öğrencinin, okuyp anlaması ve bunu ifade etmesi zor olabileceği gibi diğer derslerde ki yani matematik, fen de ki başarısı da kısıtlı olur.
Dünya milletlerinden oluşan sınıfın bir öğrencisi olarak varsaydığımız Türkiye'nin, hesap bilgisi ve aynı zamanda binanın örülü duvarları sayılan matematik ve fen derslerinden aldığı notlarına bir bakacak olursak;
Ekonomistler bir ülkenin ekonomik istikrar içinde olup olmadığını anlamak için makro göstergeler dediğimiz şu 10 önemli kritere bakarlar.
Bunlar,
1- Büyüme
2- İşsizlik
3- Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)
4- Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE)
5- Cari işlemler dengesi
6- Bütçe dengesi
7- Sanayi üretimi
8- İmalat sanayi PMI
9- Sefalet Endeksi
10- Güven endeksi
Ekonomik istikrarsızlık, düşük büyüme, daralma, yüksek işsizlik, paranın aşırı değer kaybetmesi, yüksek enflasyon, dış borçların ödenemez şeklinde alarm verir.
Şimdi bu makro göstergeler olarak kabul eden 10 madde de Türkiye'nin durumu ne alemde bir göz atalım.
1- Büyüme
Türkiye'nin 98 yıllık büyüme ortalaması % 5'dir. 20 yıllık Ak Parti hükümetlerinin ortalama Türkiye büyümesine katkısı da ancak %5 olmuştur. Menderes, Demirel ve Özal hükümetleri sırayla 6.30, 5.90 ve 5.30 civarında büyütebilmişlerken, Ak Parti %5 büyüme ile bunların çok gerisinde kalmıştır.
Türkiye bir yıl içinde ürettiği mal ve hizmet değeri bakımından 2000 yıllarında dünyanın en büyük 17 nci ekonomisine sahipti. 2018 de 18, 2019 da 19, 2020 de 20, 2021 de 21 nci sıraya düştü. Dolayısıyla Türkiye G20 olarak bilinen dünyanın gelişmiş 20 ülkesinden malesef küme düşüşüne uğradı.
Dünya Bankası 2022 raporuyla, Türkiye'nin büyüme tahminini %1.4 olarak açıkladı. Nüfus artışımızın % 1.2 olduğu düşünülürse, kişi başı gelirimizin artmayacağını dolayısıyla daha da fukaralaşacağımızın bir göstergesidir bu.
2- İşsizlik
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart ayı işsizlik oranını %11.5 olarak bildirdi. Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) tüm dünya devletlerinin ortalama işsizlik oranını % 6.3 olarak açıkladı. Bu demektir ki Türkiye de işsizlik oranı hemen hemen Dünya ortalamasının 2 katı civarın da.
Dünya nüfusunun % 2.6'sı işsiz, Yine TÜİK'e göre, 3.9 milyon işsizi bulunan Türkiye'nin nüfusunun % 4.6 'sı işsiz demektir. Bir başka ifadeyle Dünya ortalamasının yine iki katı işsizimiz mevcut.
Avrupa ülkelerinde ortalama % 6.8 oranında seyreden işsizlik oranı, bizde bunların % 41 oranında daha fazla. Üstelik işsizlik rakamlarına İş arayıp da iş bulma ümidini kaybedip, iş aramaktan vazgeçenlerin yukarıda ki oranlara dahil edilmediğini hatırlatmak isterim.
3 ve 4- Tüketici ve Üretici Fiyat Endeksi
- Nisan ayı üretici enflasyonumuz olan 121.82 'nin tüketici enflasyonu % 69.97'ye zaman içerisinde % 51.85 olarak yansıyabileceğini unutturmadan, gelelim diğer ülkelerde ki enflasyon oranlarına.
- Bi defa Türkiye mevcut haliyle gıda enflasyonu en yüksek 4 ncü ülke, dünya enflasyon sıralamasında da yine zirvelerde...
- Avrupa da enflasyon da, % 69.97 ile 1 nci olan ülkemiz, Ekonomik işbirliği teşkilatına (OECD) üye ülkelerin yılık enflasyon ortalama oranı % 8.92, G20 ülkeleri ortalaması ise %6.8 dir. Bu halimizle onları 8-10'a katlamaktayız.
- Arjantin'den sonra 2017 yılından bu yana parası değer kaybeden 2 nci ülkeyiz.
- Öte yandan, Türkiye tahvilleri Uluslararası işlem gören 21 ülkeden biri olmasına rağmen, risk primi en yüksek ülke konumunda, savaşta bulunan Rusya'dan sonra CDS'si en yüksek 2 nci ülke konumundadır. Yani ellerin %2- 3 faizle aldığı dövize dayalı borcu biz % 9-10 ile alma durumundayız.
5- Cari işlemler dengesi
İhracat gelirleriyle ithalat arasında ki fark olarak kabul edilen bu değer, yıl sonuna kadar turizmden umduğumuzu bulamazsak 40 milyar dolar olarak bekleniyor.
6- Bütçe dengesi
Mart ayı bütçe açığımız beklenenin aksine şimdiden 70 milyar lirayı buldu.
7 ve 8- Sanayi üretimi ve İmalat sanayi
Şubat ayında % 4.4 civarında bir artış söz konusu. İmalat sanayiinde satın alma yöneticileri endeksi olarak kabul edilen öncü gösterge PMİ de durum ilk kez eşik değer olan endişe verici 50 nin altında seyrediyor yani 49.4 civarında.
9- Sefalet endeksi
Ülkelerin işsizlik, enflasyon, faiz oranlarının toplamından büyüme rakamı çıkartılması esas alınan bu endeks Türkiye açısından yine endişe içeriyor. Malum işsizlik, enflasyon oranımız çok yüksek, büyüme oranımız da iç açıcı değil. 156 ülke içinde en kötü 21 nci sıradayız. En iyi 5 ülke Guyana, Katar, Japonya, Çin ve Almanya olurken, en kötü 5 ülke ise Venezuela, Zimbabve, Sudan, Lübnan ve Surinam olarak bilinir.
10- Güven endeksi
Ekonominin temeli güven esasına dayanır.
[05:00, 13.05.2022] Mustafa Coşkun Kale: Bunu belirleyen en önemli endeks, tüketicinin işleyen mevcut ekonominin daha iyi olacağına dair kanaatıdır. 0 ilâ 200 rakamına göre belirlenen endeks de 100'ün altı kötümserliği, üstü ise iyimserliği belirtir. Türkiye de bu endeks malesef 67.3 ile yerlerde sürünüyor.
Bunlara ilaveten Türkiye'nin kamu özel toplam borçlarının son bir yılda 3 trilyon lira daha artarak, 10.5 trilyon lirayı bulduğunu da söylemiş olayım.
Karne bu, üstelik son 5-6 yıldır her gelen yeni yıl bir öncesini hep aratıyor...
Okur mu bu ?