Türkiye’de özgürlükler genel ve bireysel olmak üzere birçok batı ülkesinden kat be kat fazladır. Gezi olaylarında TV’ler naklen canlı yayınlar yaptı. Ama Almanya’da TV’ler çatışma alanlarına bile sokulmadı. ABD’de bir zenci gencin öldürülmesiyle başlayan protesto eylemlerinde polisin şiddetini gördük. Olayların yaşandığı yerlere TV ekibi ve gazetecilerin girmesine polis izin vermedi.
Peki; bu durumda özgürlükler hangi ülkede daha geniştir? Türkiye mi daha özgür yoksa batılı ülkeler mi?
**
Ulusal konularda mümkün olduğunca yazı yazmaktan imtina ederim. Ancak ülkemde yaşayan insanların hak ve özgürlükleri bir kısım katiller, molotofcular, vatan hainleri tarafından da gasp ediliyor ve Devlet bu gaspı önlemek için yasa çıkartıyorsa da, ben bu yasaya sahip çıkarım, hükümeti de desteklerim.
Kobani bahanesi ile çocukları öldüren, sakallı insanları sorgusuz infaz eden, Molotof atarak vatandaşların mal ve can güvenliğini bozan bu katil sürüleri için hükümet yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyuyor ve çıkartacağı kanunda da masum vatandaşın can ve mal güvenliğini korumak ve güçlendirmek var ise ben bu yasayı sahiplenirim.
Devlete ihanet etmeyen, kamu malına zarar vermeyi düşünmeyen, evi ile işi arasında gidip gelen namuslu insanlar bu çıkartılacak yasadan neden rahatsız olsun ki?
Bir gazeteci olarak, ortaya çıkan yolsuzluk, ihale üçkâğıtçılığı, yerel yönetimlerin yanlış uygulamalı ile ilgili yazdığım yazı ve haberden dolayı bu güne kadar hiçbir kurumdan baskı ve tehdit görmedim.
Yeri geldi Ak Parti’nin en güçlü isimlerini eleştirdim. Bu şehre sahip çıkmıyorsunuz, şunu şunu yapmıyorsunuz dediğimde, beni arayarak teşekkür ettiler, yol gösteriyorsunuz dediler.
Bir gazeteci iftira atmıyorsa, şantaj yapmıyorsa, eline geçen bilgi ve belgelerin ışığında objektif haber ve yazı yazıyorsa, neden korkmalı? Kalemini yabancı ülkelere kiralayan, Molotof atını değil de kendini savunan polisi gören ve bunu haberleştiren, örgütlerin maşalığını yapanlar için gazeteci diyemeyiz. Onlar gazeteci değil birer örgüt elemanıdır.
**
Bu sebepten dolayı birileri tarafından gazeteci olarak kabul gören ancak bize göre de örgüt üyesi olan kimi zaman kalem kimi zamanda silah tutan insanlar tutuklanınca Türkiye’de basın özgürlüğü yok deniliyor.
Almanya’da ve ABD’de yaşanan protesto olayları ile ilgili bu ülkelerde kaç gazeteci olayları yorumlayan, polisi ve askeri kötüleyen haber ve yazı kaleme almıştır. Almaya cesaret edebilmiştir?
Türkiye’de bireysel özgürlükler, o kadar geniş ki; kendi vatanına ihanet edecek düzeydedir.
Türkiye Başbakanı ile ilgili yapılan haberler, karikatürler hiçbir batı ülkesinde olamaz. Bu ülkenin Başbakanı ile ilgili yapılan karikatürler Almanya Başbakanı için yapılsın, ülkeye ihanetten dava açılır.
**
TBMM’ye getirilen yargı paketi ile ilgili medyada yazılıp çizilenlere baktığımda midem bulanıyor.
Yolda yürüyen masum bir çocuğun üzerine Molotof atacaksın, yüzüne maske takarak sağa sola ateş açıp, banka atm.lerini yağmalayacaksın ve hiçbir şey olmamış gibi elini kolunu sallayıp gideceksin.
Yok; öyle yağma.
Hani meşhur bizim bir CMUK yasamız vardı. O dönemlerde polis yakalıyor Savcı bırakıyordu.
Bir ara her gün kapkaç olayı ile kadınlar sürükleniyor, cinayetler işleniyordu. Hükümet bu yasa ile ilgili düzenleme yapınca, bir anda bütün ülkede kapkaç son buldu.
Hükümet çıkartacağı bu yeni yasa hayata geçtikten sonra, bu maskeli vatan hainleri eylem yapmaya cesaret edemeyeceklerdir.
Namuslu vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlayacak olan bu yasa dan ben hiç endişe etmiyorum.
Bu yasadan katiller, molotofcular, vatan hainleri korksun.
Bu hainlere kol kanat olan, onların hamisi olan kalemi başka ülkeye satılmış adına gazeteci denilen ve gerçekte de örgüt militanı olan vatan hainleri korksun. Bizim korkmamıza gerek yok.
Namuslu adamın korkmasına gerek yok.
Hükümetin bu yargı paketini onaylıyor ve destekliyorum!....