Kahramanmaraş'ta şehir ve çevre adına iki önemli olay yaşanmıştır. Bunlardan biri kale ve çevresinin yıkımı diğeri ise Belediye çarşı ve çevresindeki yıkımlardır.
Hani bir söz var;
"yıka yıka yapmayı öğrenmek"
Şu anda,
Belediye Çarşısı
Bedesten
Hanlar
Tarihi evler
Kuyumcular,
Bakırcılar,
Ve çevresindeki estetik tadilatlar...
1980 sonrasının Kahramanmaraş'ına baktığımızda, Kentin dokusunun tarih açısından değişimi noktasında en büyük yatırımı ve riski alan, gerçekleştiren isim şüphesiz Belediye Başkanı Mustafa Poyraz'dır.
**
Belediye Çarşısı ve çevresinde yapılan yıkımlar ve o bölgeye yapılacak park, yeşil alan, çevre güzelliğinin yanı sıra sağlıklı bir kent içinde büyük önem arz etmektedir.
Çünkü şehrin kanalizasyonu dere yatağı olarak tabir ettiğimiz o alandan geçiyor.
Belediye Çarşısı yıkıldıktan sonra oraya yapılan kanalizasyon sistemlerini göreniniz olmuştur mutlaka. Allah göstermesin en ufak bir deprem yada doğa olayı karşısında o binalarda oturan, çalışan insanların başına gelecek felaketleri göz önünde bulundurduğumuzda bu yıkımın önemi daha çok ortaya çıkıyor. Son yıllarda yapılan hizmetleri gözünüzün önüne getiriniz lütfen...
Belediye çarşısı ve Şazibey halk pazarı civarında yapılan kamulaştırmalar ve sonrasında ortaya konulacak hizmet, Trabzon caddesinin cazibesini azaltacağı gibi trafik ve otopark sorunlarını da çözüme kavuşturacaktır.
Bu süreçten sonra artık Trabzon caddesinin trafiğe kapatılmasını konuşacağımız gibi, Çuhadar işhanı ve yakınlarındaki binalarında istimlaki gündeme gelecek ve oralarında yıkılmasıyla o bölge rahat bir nefes alacaktır.
İmar ve şehirleşme adına bu bölgede yapılan hizmetler Kahramanmaraş ölçeğinde bir devrim olarak nitelendirilebilinir. Kendi adıma emeği geçenleri Sayın Poyraz'ın şahsında kutluyorum...
**
REKTÖR SAYIN KARAASLAN'A
Ön yargılı olanları sevmem. Ön yargılı davrananlar ile sürekli savaş halinde olan biriyim.
Sayın Rektör'ün seçiminde taraf gibi davranarak destek çıkmıştık. Bu gün için yanlış yaptığımı düşünüyorum.
Çünkü arkadaş tavsiyesi ile taraf olmamalıymışız!...
Bana göre KSÜ içinde bulunan iki salonun isminin değiştirilmesi abesle iştigal gibi bir davranış biçimidir.
Bu yanlıştan dönmek bir yana aynı yanlışı böceğe verilen isim konusunda da devam ettirdi. Bunlar eleştirdiğim konular.
Ancak takdir ettiğim konularda vardır.
Hastane inşaatı, öğrenci sayısının artması, fakülte kurulması ve en önemlisi de politik olarak kendisi gibi düşünmeyen akademisyenlere de KADRO vermesi.
KSÜ içinde görev yapan her görüşten olan dostlarım vardır. Yer yer sohbet ederiz. Konuşuruz.
Bu dostlarım özellikle sol eğilimli olan dostlarım bir çok konuda Rektörün uygulamalarını desteklerler. Adil davranmaya çalıştığını ifade ederler...
Bunlarda takdir ettiğim konulardır.
Sayın Rektör, KSÜ içinde bir şeyler yapmak istediğinde sadece çok yakınında olanlar değil de biraz uzağında duranlarında görüşünü almalıdır.
Öncelikle KSÜ salonlarında yapılan bu isim değiştirme saçmalığından geri adım atmalı, hakkı teslim etmelidir.
Bu isim değiştirmenin bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Bu olmadığı sürece de, Sayın Rektör'ün hiç bir toplantısına katılmayı da düşünmüyorum.
Şu ana kadar sadece bir telefon görüşmesi yaptığım Sayın Rektör ile de bu ön yargıları nedeniyle pek tanışmak ve görüşmek de istemiyorum...
Ön yargılı olmak ne birey için ne de millet için iyi bir davranış biçimi değildir....