Köpek Derisinden Post…

.

 

Geçtiğimiz hafta milletçe yaşamamız gereken bayram sevincini maalesef yaşayamadık. Bu duruma, hem Sayın Belediye Başkanımız Mustafa Poyraza yapılan hain silahlı saldırı hem de PKK'nın kuduz itleri tarafından komşu ilimiz Gaziantep'te yapılan bombalı saldır sebep oldu.

Çok şükür ki Sayın Poyraz saldırıdan hafif yaralarla kurtuldu. Kendisine ve tüm sevenlerine geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Allah bir daha göstermesin diyoruz. Gaziantep'te kahpece patlatılan bomba sonrasında ise dördü çocuk dokuz masum, günahsız vatandaşımız can verdi. Bu acılara birde Hakkâri ve Şırnak bölgesinde uzaktan kumanda ile patlatılan mayınlar, hain tuzaklar, sinsi karakol baskınları ve askerlerimizi taşıyan araçların uğradığı akıl almaz trafik kazaları sonucunda şehit olan askerlerimizin acısı eklenince bu bayram yaşadığımız en acı bayrama dönüştü.

İhanet diz boyunu da geçmiş. Sözde PKK tarafından kaçırıldığını iddia eden CHP Milletvekili, kendisini kaçıranlardan 'bizim iyi çocuklar' diye bahsediyor. Hain PKK militanlarıyla basının huzurunda sarmaş dolaş pozlar veren BDP Milletvekilleri ise; 'biz o gerillalarla barış duygularıyla sarıldık' diyebiliyor. Hain aynı hain; bu köpeklerin on üçü Osmanlı döneminde olmak üzere tam 37 kez Türk Devletine isyan ettiklerini ve her isyanda da bu Milletin kanını döküp malını yağma ettiklerini biliyoruz. Bu asil Millet ise; "köpek derisinden post eski düşmandan da dost olmayacağını" çok iyi bilmesine rağmen bastırılan her isyandan sonra aman dileyen köpekleri affedip barış içerisinde yaşamak isteğini deklare etmiştir. (PKK 'nın kurucusu katil Abdullah Öcalan'ı asmayıp beslediği gibi.)

Elbette acımız çok büyük. Yüreklerimiz yangın yeri gibi. Çünkü patlayan her bomba her mayın kendini Türk hissedenlerin yüreğinde patlıyor. Bu sebepledir ki içimiz kan alıyor. Bu yüzden olsa gerek bazen hırsımız aklımızın önüne geçebiliyor; Maraş olaylarında olduğu gibi. Çok şükür ki Antepli bu oyunlara gelmedi. Sükûnetini korudu. İstenmeyen bir olay yaşanmaması adına elbette Asım Güzelbey'in çabalarının da unutmaması gerek.

Bu isyanlara bu başkaldırılara elbette tüm Kürtler katılmıyorlar. Aksi halde 1000 Yıldan beri bir arada yaşayarak birbirinden kız alıp birbirine kız vererek hısım-akraba olunamazdı. Birbirleriyle kardeş olmuş bu iki millet asla birbiriyle topyekûn bir harbe girmemişlerdir. Türk Milleti, emperyalist devletlerin oyununa gelen bir iki soysuzun katıldığı bu isyanlar nedeniyle hiç bir zaman Kürt kardeşlerinin tamamını suçlu olarak görmemiştir. Bugün ki durumda böyledir. Bölgede yaşayan kardeşlerimizin çok büyük bir çoğunluğu PKK'lıların eylemlerini tasvip etmemektedir. 

Etrafına hep zehir saçan, sürekli olarak emperyalist devletlere uşaklık yapan bu akrep, yılan ve çıyan sürüsüne aşağıdaki hikâyeyi iyi okumalarını öneririm.  

"Yaşlı bir adam suda bata çıka ilerlemeye çalışan bir akrep görür. Onu kurtarmaya karar verir ve parmağını uzatır ama akrep onu sokar. Hintli tekrar akrebi sudan kurtarmaya çalışır ama akrep onu tekrar sokar.

Yaşlı adamın davranışlarını izleyen başka birisi dayanamaz ve ona, kendisini sürekli sokmaya çalışan akrebi kurtarmaya çalışmaktan vazgeçmesini söyler. Ama yaşlı adam şöyle der: "Sokmak akrebin doğasında vardır. Benim doğamda ise sevmek ve kurtarmak var. Akrebin doğasında sokarak öldürmek var diye neden kendi doğamda var olan sevmekten vazgeçeyim?

Sevmekten ve kurtarmaktan vazgeçmemeliyiz. Onlar gibi olmamalıyız. Etrafımızda ki insanlar bizi soksalar bile.” Ne diyelim, biz buyuz işte…

GÜZEL ŞEYLERDE OLUYOR

Ülkemizde nadiren de olsa güzel şeylerde oluyor. Pazar günü oynanan Genç Kızlar Avrupa Voleybol Şampiyonası final maçında Sırbistan'ı 3–0 yenen takımımız, Avrupa şampiyonu oldu. Tarihinde ilk defa Olimpiyatlara katılan ablalarının izinde yürüyen Genç Kızlarımız Sırbistan Milli Takımını ezdi geçti. Sırplara hiçbir set vermeden galip gelen ve Avrupa şampiyonu olan Sultanlarımızı doya doya alkışladık. Bunca acının üstüne gururla bayrağımızı göndere çektirip istiklal marşımızı okuduk. Emeği geçenlere yüzlerce, binlerce teşekkürler. Bu tür zaferlere çok ihtiyacımız var!   

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Yazarlar Haberleri