“... Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar. İşte bunlardan yiyin
sıkıntı içindeki fakiri de doyurun.”(Hacc Suresi, 2)
‘Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine O’nun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık.” (Hacc Suresi; 34)
“Bu hayvanların ne etleri ve ne de kanları Allah’a ulaşacaktır: Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hacc Suresi; 37)
Yüce Mevla, bütün beşeriyet için gönderdiği yüce kitabı Kur'an-ı Kerim'inde Kurban Bayramı ile ilgili öğüdü ne güzel..
Bu öğüdü tutarak, yaşayan ve yaşatmak isteyenlere ne güzel...
**
Şehirde bir yoğunluk yaşanıyor. Tatlı bir heyecan var. İnsanlar çocuklarının ellerinden tutmuşlar, onları sevindirmek için alışveriş heyecanı içindeler.
Hayırseverliği ile tanıdığım onca dostlarımın yanına gelip giden hiç eksik değil.
Çevrede maddi durumu iyi olmayanlar, mahalleden tanıdıkları, sağdan soldan tanıdıkları birer ikişer bu hayır sever insanların işyerlerine, fabrikalarına arı kovanı gibi gelen giden belirsiz...
Ne mutlu bu bayram arefesinde, bu garip, gureba ve kimsesiz insanları sevindirenlere, mutlu edenlere...
**
Merhamet etmek, merhametli davranmak, ekonomik olarak belli zorluklarla yaşamını devam ettirme çabası içinde olan, el açmayan, kemseden bir şey istemeyen o kadar yardıma muhtaç onurlu insanlarımız var.
Bizlere düşen, bu onurlu insanları bularak, kemsenin görmeyeceği şekilde, sadece Allah rızası için bir şeyler yapamabilmeliyiz. İşte bunları yapan gönül erlerine, zenginlere ne mutlu...
Bir değerli dostum vardı, du aderken sordu ne istiyorsun Allah'tan?
Bende; - Allah'ım senin rızanı kazanabilmek amacıyla veren el olmayı nasip eyle diye dua ettiğimi söylediğimde çok duygulandı.
Ya biz bunca zenginliğin içinde bu senin dediğini yapmaya elimiz titriyor diye cevap verdi.
Bende ya abiciğim; - kefenin cebi yok diye cevaplandırdım.
Bu sohbetimiz bir kaç yıl önce olmuştu.
Ramazan ayı içinde bir minübüse binerek, kenar mahallelerde, rastgele evlere gıda paketi dağıtımına katıldığı yolunda bir bilgi geldi bana.
Bu yazıyı yazmadan yaklaşık iki saat önce işyerine uğradığımda, bekçi ile ayak üstü sohbet ettim.
Bekçinin anlattıklarından duygulandım. İçeriye girdim, sohbet ederken,
sevgili gazeteci arkadaşım, - kefenin cebi yokmuş, geçde olsa bunu anladım dedi manalı manalı...
Bize de düşen görev, Allah hayırlarını kabul eylesin diye dua etmektir.
Kim ki, zerre kadar bir hayır yapıyorsa, Allah'ım inşallah onu cehennem ateşine yakmaz!...
Bu duygular içinde mübarek Kurban bayramını bütün alemi islamın tebrik eder, hayırlara vesile olmasını yüce Mevladan niyaz ederim.
Mutlu bayramlar!....