Enformasyonun ve emeğin tek tip düzenleme altında, dünya çapında dolaşımı ve bunun giderek anındalaşmaya yönelmesi tarzında tanımlanan küreselleşmenin kitle iletişim araçlarının katkısı olmaksızın gerçekleşmesi mümkün değildir.
Uluslararası ekonominin yeniden yapılandırılmasında ve ekonomik üstünlüğün sürdürülmesinde, bilgi, kilit konumundadır.
1980’li yıllarda, gelişmiş ülkelerde yoğun bir bilgi üretimi yaşanmıştır.
Kitle iletişim araçları ve yöntemlerinde, aynı yıllarda başlayan ve günümüzde yoğunlaşan tüm bu hızlı gelişmeler, toplumlarda ekonomik, politik, sosyal ve kültürel kargaşalara yol açmaktadır.
Bu nedenle, bu alanlardaki değerler ve ölçütler bütününün yeniden gözden geçirilmesi zorunludur.
Ürettikleri politikaları dünyaya yaymak isteyen kapitalist ülkeler, bunları yayan medyayı gözeterek küresel bir medyanın ortaya çıkmasına yardımcı olmuşlardır.
1980’li yıllardan itibaren, birçok şirket, medya sektöründe büyük bir tekelleşmeye yol açmıştır.
Medyadaki tekelleşme, kapitalist üretim sisteminin tekelleşme eğilimine bağıntılı olarak gelişmiştir.
Küreselleşmenin medya kuruluşlarına en büyük etkisi, kamu hizmeti modelinin yok olmaya yüz tutarak ticari iletişim modelinin egemenliğini pekiştirmesidir.
Tekelci medya, büyük boyutlarda işleyen kurumsallaşmasıyla, bireyin yabancılaşmasını küreselleştirmiştir.
Tüm kapitalist işletmeler gibi kâr amacıyla çalışan medya, kapitalist düzenin sürdürülmesi ve yığınları buna ilişkin yönlendirmesi bakımından en önemli silah konumuna gelmiştir.