Prof.Dr. Numan Kurtulmuş Milli Görüş geleneği içinde yetişen ancak siyasette farklı enstrüman kullanan ve bu sebeple de içinden çıktığı camia tarafından ötelenen bir isim.
Batı ile İslam örf ve adetlerini Anadolu bakışı olarak yeniden sentezleyebilen toplumsal refah noktasında da vahşi kapitalizme alternatif bakış açısı olarak sezinleyebildiğimiz bir siyasi söylem geliştiren Numan Kurtulmuş'un Ak Partiye geçeceği yönünde bu gün bir çok internet sitesi başta olmak üzere Radikal Gazetesinden Ömer şahin'in haberi siyasi kulislere bomba gibi patladı.
İnternet haber sitesi ise konuyu biraz daha geliştirerek 12 Eylül referandumu öncesinde tek başına referandum çalışması yaparak gündemde kalan DP eski Genel Başkanı Süleyman Soylu'yu da bu geçişin içine dahil etti.
Malum bilindiği üzere bu yıl Ak Parti Büyük Kurultayı var. Kurultayda Başbakan Tayyip Erdoğan bu iki ismi partiye kazandıracak ve parti yönetiminde görev verecek.
Ömer Şahin konuyla ilgili bu günkü haberinde;
"ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , iki büyük transfere hazırlanıyor. Erdoğan, pazartesi akşamı yapılan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında, HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ile birlikte eski DP Genel Başkanı Süleyman Soylu’nun AK Partili olabileceğini söyledi ve konuyu tartışmaya açtı. Bazı MYK üyeleri, “Niye şimdi, önceden niye gelmedi?” gibi tepkiler gösterse de çoğunluk olumlu görüş bildirdi.
Erdoğan’ın Kurtulmuş ve Soylu ile birlikte partisinin büyük kongresinde gövde gösterisi yapması bekleniyor. Katılımın gerçekleşmesi durumunda partisiyle beraber AK Parti ‘ye geçecek olan Kurtulmuş’un parti yönetiminde görev alması bekleniyor. Kurtulmuş’un adı Erdoğan sonrası muhtemel genel başkan adayları arasında da geçiyor.
Erdoğan’ın Kurtulmuş’a 2007 seçimleri öncesi milletvekilliği teklif ettiği biliniyor. Erdoğan gibi Kurtulmuş da ‘Milli Görüş’ hareketinden yetişen bir isim. Kurtulmuş, Erdoğan - Gül ve Arınç’ın başını çektiği yenilikçi hareket yerine Necmettin Erbakan’ı tercih etmişti. SP’ye genel başkan olan Kurtulmuş da bir süre sonra Erbakan’la bağlarını kopardı ve HAS Parti’yi kurdu. 12 Eylül referandumuna aktif destek vererek tek başına parti gibi çalışan Soylu’nun da son seçimlerde AK Parti ’den adaylığı gündeme gelmişti" diyerek dikkatleri bu yöne çekmeyi başardı.
Ak Parti içinde Genel Başkanlık konusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ismi konuşulurken Sayın Gül'ün bu teklifi de kabul etmeyebileceği de özellikle ifade ediliyor.
Başbakan Erdoğan'ın Çankaya senaryoları, yeni başkanlık sistemi ve bundan sonra bir daha bir dönem olsa bile seçimlere katılmayacağını ilan etmesi doğal olarak parti içinde bir liderlik çekişmesinin yaşanacağını gösteriyor.
Prof. Kurtulmuş'u Ak Partinin kurucu iradesi iyi tanıyor. Bu kurultayda parti içinde görev verilmesi ve bundan sonraki süreçte de partinin başına geçmesi olması mümkün bir senaryo olarak karşımızda duruyor.
Sayın Soylu'nun Genel başkanlığı belki sıkıntı doğurabilir. Ama Kurtulmuş'un Genel başkanlığında bir sıkıntı oluşmayacağını düşünüyorum.
Bunun gelecekte teşkilatlara yansıması da olacaktır. Şu anda Kahramanmaraş Teşkilatlarına baktığımızda, bilgi birikimi, donanım, kültür, şehre katkı gibi unsurlar gözetilmemiş, hiç bir vasfı ve özelliği olmayan ve kentte de katkı vermekten çok uzak bir liste söz konusu. Yeni anayasa ile birlikte seçim ve siyasi partiler yasası değişerek yerel unsurların öne çıkacağı bir siyasi perspektif oluşursa, bu teşkilat seçimlerde hiç bir varlık ve başarı gösteremez.
Başka şehirler için bir şey diyemiyorum amma, Kahramanmaraş fotoğrafı bu.
Bu fotoğraf neredeyse 7-8 yıldır adeta aynı. Flu, durgun, dünyadan soyutlanmış bir görüntü.
Aynı şey Milletvekilleri ve kent bürokrasisi için de geçerli. Sadece konuşulduğunu eyleme dökülen bir eser olarak ortada bir şey göremediğimizi burada üzülerek ifade etmeliyim.
Sanki geçmişte hiç yokmuş gibi, Köy Hizmetleri ve İl Özel İdare hizmetlerinin isimlerinin değiştirilip, allanıp, pullanması sonucu ortaya çıkan görüntüleri devletin eski işleyişini bilmeyen, bundan habersiz yeni siyasetçilerin bize yutturduğunu görüyoruz.
İsimlerin değiştirilmesi ve hizmetlerin allanıp pullanması sonucu yapılan propoganda bir süre sonra insanları sıkıyor.
Vatandaş ne buradaki teşkilat için nede listeye giren isimler için oy vermedi. Oy'u Başbakan Sayın Erdoğan için verdi ve vermeye devam ediyor.
Ne yazık ki Kahramanmaraş'ta seçilmişler ve atanmışlar Sayın Başbakanın hızına yetişemediler, arkada kaldılar, sınıfta kaldılar.
Bu gün milletvekilleri dahil kamu kurumlarının yatırımları, projeleri, talep ettikleri v.s. bilmiyorlar, bilseler çıkıp konuşurlar.
Vekillerin açıklamalarına baktığımızda Sayın Başbakanımızın kötü bir taklidini yapmaktan öteye gidemiyorlar.
Teşkilat ise bu taklit de bile sınıfta kalıyor. Bölük pörçük kahramanlık hamaseti ve içinde Kahramanmaraş olmayan konuşmalar...
2014 ve 2015 seçimlerine eğer yeni anayasa ve seçim yasaları değişirse bu partinin bu teşkilat ile seçimlere gireceğini hiç tahayyül edemiyorum.
Nitekim 1991 yılında bir defa uygulanan tercihli seçim sistemi hayata geçirilirse ne bu şimdiki isimler ne de gücünü halktan alamayan isimler listelerde vatandaştan oy alamazlar.
Bu durumda da şimdi parti içinde gelecek hesabı kuran hiç bir isim de hayal ettiği makamlara gelemezler.
Eğer Sayın Başbakanın bu sağın iki önemli isimlerini partiye davet ederek Kurultayda parti içi görevler verirse, bu teşkilatların hepsi tarumar olur..Şimdi ki sanal kahramanların hepsi de tarih olur...
Şimdiden bunu tarihe not olarak düşerken, Ak Parti'nin de kurultayla birlikte kendini yenileyeceğini ve kurultay sonrasında bir çok İl ve İlçe teşkilatlarının feshedilerek yeni bir yapılanma içine gireceğini tahmin ediyorum.
Bakalım sorunların çözümü için en iyi ilaç zamandır.
Ve zamanda birileri için iyice daralmaya başladı.
Hatırlatayım dedim.