Ağlanacak hallerimize gülüp geçen insanlar olduk. Birbirini tamamlayacak iki kelime üzerinde geriye doğru hafızalarımızı yoklamaya ne dersiniz? Demokrasimize balans ayarı çekenlerin imtihan sorularından en önemlisi, bu iki kavramla ilgili olurdu. Laik misin? Değil misin? Yada Müslümanmısın ? Türkmüsün? Veya demokratmısın değilmisin? Sorular sorular. Ucu açık ve istenilen yere kolayca sündürülecek benzer sorularla yıllarımızın heba edilişini tam unutuyoruz derken aynı sorunlarla yeniden aynı dozda karşılaşmanın şokunu yaşıyoruz.
Ne kadarda irrite edici ve kalitesi düşük sorular bunlar. Yıllarca benzer olaylar ve durumlarla yaşayan bir kişi olarak son yıllardaki olumlu gelişmelerden de ziyadesi ile memnundum .Nerden hortladı bu mesele yeniden ?
Ensemizde boza pişirmeye alışmış güruh mal bulmuş mağribi gibi yeniden eski silahları ile milletin üzerine yürümeye başladı. Türkiye laiktir laik kalacak sloganına sarılarak son kalan bir atımlık barutları ile toplumun huzurunu dinamitle patlatmak istiyorlar.
Rahmetli Erbakan hoca konu ile ilgili bir soruya laiklik dinsizlik demiş ve o zamanın zor şartlarında son noktayı koymuştu. Ama aradan geçen yıllarda sağduyulu idarecilerimizde meseleyi buzdolabının derin dondurucusuna koyarak iyice soğutmuşlardı.
Son günlerdeki ateşli tartışmalardan anlıyoruz ki bu mesele bu toplumun daha epeyce başını ağrıtacağa benziyor.
Kavramların ve değerlerin içinin boş olması durumunda benzer sorunların olmaması gayrı mümkün. Dünya ölçeğinde hukuki tanımlamalar, hak ,hürriyet, demokrasi gibi kavramların standardizasyonu neden yapılmaz ki?
Anayasamızda yazılı temel insan haklarından hepimiz eşit istifade ediyoruz desem ,bu ne kadar doğru olur?
İsmi bile yabancı bir tanımlama ile bu milletin dindar insanlarına yapılanların özeti bile ciltler dolusu kitap olabilir.
Yeni anayasamızda ,ki yapılabilirse eğer tüm değerlerin içi net ifadelerle tanımlandırılarak,sündürülmesine müsaade edilmemeli diye düşünüyorum. Normlar ve algılar maalesef hala ülkemizde sık dumura uğrayabilmekte ve bir kelime üzerinden alt üst olabilmekteyiz.
Geçen yıllarıma göz ucu ile baktığımda laiklik uygulamaları ile ilgili bende bıraktığı izlenime olumlu not vermem mümkün değil. Laik misin sorusuna maruz kaldığım yıllarda değilim diyemediğimin ezikliğini hala yaşıyorum.
Ta ki, cumhurbaşkanımızın insan laik olmaz. İnsanın bir dini olur olur diyene kadar. Doğrusu bu olan gerçek tanımlamayı geçte olsa öğrendik şükür. Benzer başka kavramlarla ilgili dik duruşlarımız da son yıllara mahsus.
Amerika’nın demokrasi anlayışını ,Mısır darbesinde daha iyi anladığımız gibi bizdeki çifte standartçıların laiklik anlayışını da son tartışmalarda bir kez daha anladık. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.