Kamu çalışanları için Cuma namazı tartışması, yeni bir tartışma değil ama ne zaman bu tür bir tartışma açılsa, peşi sıra laiklik hatırlatılır, hem de en sertinden…
Özgürlüğü savunanların, “şu özgürlüğü savunuyorum, bunu savunmuyorum” deme şansı yok. Elbette olabilir ama olduğu andan itibaren özgürlükleri savunan değil, kendisine ve kendi düşüncesine özgürlük isteyen olur.
Oysa özgürlük isteyen, kendisinden önce başkalarının yaşam tarzını, ifade özgürlüğünü, inanç ve ibadet özgürlüğünü savunmalıdır.
Herkes kendi özgürlüğünü savunduğunda ve karşı taraf da bunun bir özgürlük talebi olamayacağına inandığında, işin içinden çıkılmaz.
Ama herkes hem kendi özgürlüğünü savunurken hem de bir başkasının özgürlüğü için çabalasa, dünya çok daha başka olurdu, kuşku duymuyorum.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Cuma saatinde çalışanlara kolaylık sağlanması” genelgesi, bazı kesimleri çok rahatsız etmiş.
Bu kesimlerin namaz saatinden haberinin olmadığına da eminim.
Cuma Namazıyla, diğer namazların farkını bilmediğine de kuşku duymuyorum.
Hatta farklı dinlere gösterilen toleransın binde birini Müslümanlara göstermediklerinden de çok eminim.
Bu kadar cehaletin içinde, Cuma namazı saatinde kolaylık sağlanması talebinin hayata geçiyor olmasına tepkileri de doğal karşılıyorum.
Oysa şöyle bir takvim alsalar önlerine…
Veya internet sitelerine girip, namaz vaktine baksalar, bu tepkinin ne kadar yersiz ve gereksiz olduğunu anlayacaklar.
Cuma Namazı, Cuma günleri, öğle namazı vaktinde kılınır, Enver Aysever de bunu okusun…
Edirne’de, 12.26’da öğle ezanı okunuyor…
İstanbul’da 12.17’de…
Zonguldak’ta 12.05’te…
Adıyaman’da 11.39’da…
Hakkari’de ise 11.18’de…
Türkiye’nin merkezi olarak kabul edersek, başkentte ise 12.01’de öğle ezanı okunuyor.
Cuma düzenlemesi yaptığınızda, Ankara’dan itibaren ülkenin batısında herhangi bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmayacak. Belki ezan beş dakika geç okunsa, çalışanlalar rahatlıkla yetişecek.
Sorun, mevsimlere göre değişse de, ileri-geri saat uygulaması nedeniyle de sıkıntı oluyor.
Yeni düzenleme ile memurlar, öğle tatili olan 1 veya 1.5 saati yine aynı şekilde kullanacak. Batıda değişmeyecek, doğuda erken öğle tatili yapılacak, erken de işbaşı edilecek.
Ama Enver Aysever gibi sığ düşünceliler, din düşmanlığından bunu yapmıyorsa cehaletinden yaptığına kuşku duymuyorum.
Aysever, “Cuma düzenlemesi yapılsa bile, ki bunu deneyecekler, kimse uymamalıdır. Buna direnmek yurtseverliğin ölçüsüdür. Laiklik bizi birleştirir”
Bu satırları yazanın CV’si hayli kalabalık.
Bugüne kadar ne okuduğunu, okuduklarını neresinden anladığını da doğrusu merak ediyorum. Her kelimesi faullü, her cümlesi hatalı.
Cuma düzenlemesine uymamak, Cuma namazına gitmemektir.
Zaten gitmeyen için bir düzenleme söz konusu değil; Cuma namazına gidenler için kolaylık sağlanması söz konusu, gitmeyenler için başına silah dayanması değil.
Cuma namazı özgürlüğüne direnmenin neresi yurtseverliğin ölçüsüymüş, zahmet edip bize anlatsa da öğrensek.
Hemen ardından gelen “laiklik bizi birleştirir” sözü ise kargaları güldürecek kadar komik.
Bugüne kadar Müslümanlar için Demokles’in kılıcı gibi başlarının üstünde sallanan laiklik, ne zamandır birleştirici güç oldu, zamk mı bu, tutkal mı, Japon yapıştırıcısı mı?
Yazdığından kendisi bir şey anlıyor mu bilmem ama ben bu kadar CV’si kalabalık birisinin, her dine mensup olanların rahatça ibadet yapmasını savunmasını beklerdim.
Kiliseye giden de, Sinagog’a giden de, camiye gidecek olan da, bunu hiçbir ayıplamayla karşılaşmadan, özgürce yapabilmeli.
Pazar günü kiliseye ayine gidene, “neden Cuma günü gitmiyorsun” denmeyeceğine göre, Cuma günü, Cuma namazına gitmek isteyene de “tatil olsun sonra git” diyemezsin.
Onlar istemezse de, bu ülke özgürleşiyor, daha da özgürleşecek; hangi dine, hangi ırka, hangi kimliğe ve hangi düşünceye mensup olursa olsun, ayıplanmadan, kınanmadan kendisi gibi olmayı başaracak, buna inanıyorum.
Eğer laiklik birleştirici güçse ki, ben inanmıyorum, o zaman neden başka dinleri birleştiriyor da, sıra Müslümanlara geldiğinde ayırmaya başlıyor.
Yoksa laikliğe layık olan sadece Müslümanlar mı, bu sorunun cevabını da Aysever gibi düşünenlerin vermesini bekliyorum, daha çok beklerim…
Tweetimden seçmeler
Benim kimseyi başkan etme niyetim, taahhüdüm veya sevdam yok ama Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmesi gerektiğine inancım, şüphesiz tamdır.