Sütçü İmam, asıl adı İmam Ali (d. 1871-ö 25 Kasım 1922) süt satarak geçimini sağladığı için “Sütçü” lakabı verilmiştir. Uzunoluk semtinde süt satan, hem de fahri olarak bugünkü Çınarlı(eski Bektutiye) Camiinde imamlık yapan din adamı olduğu söylenmek birlikte, ancak mesleği imamlık değildi. 30 Ekim 1919 Perşembe günü Fransız ordusu içinde bulunan Ermeni (lejyonu) askerleri şehirde saldırgan hale gelmişlerdi. Fransız Ermeni askerleri Türklere kışkırtma hakaretlerini sürdürmüştür. Bu arada “rakıcı” adı ile bilinen bir Ermeni meyhanecisi Ermeni askerlerini davet ederek kendi ürettiği güzel içkileri ikrama başlamıştır. Bu Ermeni askerlerinden birkaçı sarhoş bir durumda kışlalarına dönerken, biri Uzunoluk Hamamından yeni çıkan çarşaflı bir kadına saldırarak peçesini yırtıp eline almış;“Artık burası Türklerin değildir. Fransız memleketinde peçe ile gezilmez” diyerek tecavüzünü sürdürmüştür. Peçesi yırtılan orta yaşlı kadın bayılmıştır. Türk kadınlarına sarkıntılık etmeleri bardağı taşıran son damla olmuştur.
Not:( Maraşlı Tarihçi Araştırmacı- yazar Ali Gemçi bu kadın ve kızının Elbistanlı Asefin eşi ve kızı olduğunu başkanlık arşivlerinde tespit etmiş olup bu yönde bilgiler vermektedir)
OLAY- 1
Olayı Kel Hasan'ın kahvesinden gören silahsız Türkler, olaya karışarak askerlere kışlalarına dönmeleri için uyarmıştır. Ancak sarhoş Ermeni askerleri küfürle karşılık vererek silahlarına davranmış, kadınların yardım feryadına koşan ve önde bulunan Tüfekçi Bayazıt Usta’nın oğlu ÇAKMAKÇI SAİT,Darulmuallimin öğrencilerinden Taha ve Gabulogullarından GAFFAR OSMAN yaralandılar (Yapılan tedaviler sonrası Osman ile Taha iyileşir, ancak Çakmakçı Sait aldığı yaralar sonucu olaydan beş gün sonra 22 yaşında şehit olmuştur.)Bunlar Ermeni askerlerle uğraşırken Sütçü İmam derhal yetişerek tabancasını Ermeni lejyonun kafasına ateşledi. Kafasına kurşun isabet eden Ermeni lejyonu yere yıkıldı. Bu arada Uzunoluk’ta devriye gezen İngiliz süvarileri, Fransız askerlerini hemen oradan uzaklaştırdı. O Ermeni Fransız askeri bir gün sonra öldü.
Sütçü İmam ise Nalbant Bekir’den aldığı bir at ile Ahır Dağı’nı aşarken Süleymanlı (Zeytun)’dan Maraş’a gelmekte olan bir Fransız müfrezesine İncebel’de tesadüf etti ise de olaydan haberi olmayan Fransızlar İmam’ın silahını aldıktan sonra kendini serbest bıraktılar. Sütçü İmam yoluna devam ederek Bertiz’in Ağabeyli köyünde bulunan Beyazıtoğlu Muharrem Bey’in saklanmak için yanına gitti. Sütçü İmam gerek Fransız ve gerekse Ermeniler tarafından çok arandı, ayrıca yakalanması için hükümet çok sıkıştırıldı ise de o esnada bir türlü bulunamadı ve izine kimse rastlamadı.
OLAY-2
Maraş’ta bir ikinci olayda kayıtlarda şöyle geçmektedir. Maraş’ın Bertiz köyünden Rençber Ali kızı Hurşit adında ki kadının anlattığına göre buna benzer bir olay aynı gün kendi başından geçmiştir. Ancak bu olay Sütçü İmam hadisesi ile çok yakın benzerlik arz etmektedir. Bir fark bu olayın Kayabaş Mahallesinde geçmesidir. Hurşit kadının anlattığına göre; aynı gün bacısı Hayriye’yi almak için Kayabaş Mahallesine gitmiş onu alarak, beraber yola çıkmışlar, caminin alt yanından geçerken Fransız mı yoksa Ermeni mi olduğunu bilmediği birisi yollarını kesmiş, silahını çekmiş ve onu korkutmak istemiştir. Hurşit kadın korkmadan onlara meydan okumuş ve kaçmıştır onlarda kadının arkasından ateş etmelerine rağmen isabet kayıt edememişlerdir. Bacısı da gözlüklü Ali Efendi’nin evine sığınmıştır. Hurşit kadının hamamdan çıkan iki kadının peçesini yırtan Sütçü İmam’ın vurduğu Ermeninin başka Ermeni olduğunu, beyanlarında söylemektedirler.
Sütçü İmam işgal kuvvetlerine karşı silah çeken ilk Maraşlıdır. Attığı kurşun bir tek Ermeni askeri öldürdü. Fakat bu bütün halkın ayaklanmasına vesile oldu. 12 Şubat 1920 günü Maraş 22 gün ve 22 gece devam eden görkemli bir savaştan sonra işgalden kurtuldu. Ancak savaş boyunca Sütçü İmam, Maraş’a gelemedi.
Tarih Araştırmacısı Adnan Güllü, , Maraş Gündem Gazetesi sahibi ve yazar Mehmet Taş, Tarih öğretmeni Erol Köse
Savaştan sonra yaptığı bu kahramanlıktan dolayı Maraş Belediyesi’ne hizmetli olarak alındı. Ayrıca da Maraş Kalesi’nde bulunan Ramazan topunun kullanılması için görevlendirilmişti. 1922 yılında Abdülmecid Halife ilan edilince kendi başına aldığı kararla bunu kutlamak için Maraş Kalesi’nden seri top atışlarına başladı. Ancak bu kutlama töreni sırasında barutun ısınan namlusundan erken ateş alması neticesinde yaralandı ve on gün kadar Maraş Alman Hastanesinde tedavi edilmesine rağmen 25 Kasım 1922’de öldü ve Çınarlı Camii mezarlığına defnedildi. Daha sonra 1936 yılında o dönemin Maraş Belediye Başkanı Tabib Binbaşı Hasan Sukuti Tükel Bey, tarafından bir anıt ve çeşme yapılmıştır. Kuşkusuz ki Sütçü İmam’ın attığı ilk kurşun Maraş direnişinin ateşleyicisi olmuş, Türklerin işgal kuvvetlerine duyduğu kin ile nefretin artmasına neden olmuştur.
Not:Maraş Belediye Başkanı Tabib Binbaşı Hasan Sukuti Tükel Bey, Askeri Tıbbiyeyi bitirmiştir. Binbaşı Tabipliği görevinde iken Maraş Belediye Başkanlığına atanmış, 1933 ile 1939 yılları arasında bu ilin altı yıl belediye başkanlığını yapmıştır. Ardından 1940 ile 1943 yılları arasında Erzincan’da vali olarak görev yaparken 3 yıl belediye başkanlığına da vekalet etmiştir. 1944 ile 1945 yılları arasında Bolu valilikleri yapmıştır.
1939 Yılı Maraş Belediyesi
Ayaktakiler, Mehmet Tekerek, Ahmet Gürün, Ökkeş Pekeren, İbrahim Çalık, Nurettin Paksu, Mehmet Şirikçi, Ahmet Şerbetci, (Bilinemedi,) Mükremin Erayman, Hacı Kamer
Oturanlar, Abdullah Aytemiz, Abdurrahman Ataç, Hami Aksu, Başkan Hasan Sukuti Tükel Elbistanlı Lutfi Köker, Arif Şişman, Hanifi Öksüz
Formun Üstü
Formun Altı
ÇAKMAKÇI SAİD
Milli Mücadele Kahramanı, Maraş’ta doğdu. Doğum tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte 1898 olarak tahmin edilmektedir. Bazı kaynaklar Tüfekçi Bayazıt Usta’nın oğlu olarak kayderken bazıları da yeğeni olarak kaydetmektedir. Çakmakçılık mesleğiydi. Siğara çakmağı değil…Çakmaklı tüfeklerin mekanizmasını tamir eden kişilere “Çakmakçı” deniyordu. Said askerliğini jandarma olarak yapmıştı. Şehrin Fransızlar tarafından işgal edildiğinin ertesi günü olan 31 Ekim 1919 Perşembe günü Uzunoluk’da Kel Hacı’nın kahvesinde oturmakta iken kadın çığlığı ile dışarı çıkar. Fransız işgal kuvvetlerine mensup Ermeni askerlerinden bir grup hamamdan çıkan kadınlara sarkıntılık etmektedirler. Kadınların çarşaflarını çekiştirerek “Burası artık Fransız ülkesi oldu. Fransa’da çarşafla gezilmez.” derken kadınlar da çığlık atarak “Yok mu bir insaf ehli” diye yardım çağırır.
Said ve arkadaşları Ermenilere nasihat etmek ve olay büyümeden kadınları kurtarmak isterlerse de açılan ateş ile yaralanırlar. Ermenilerin açtığı ateşte yaralananlar arasında Said’in yanısıra Gabulogullarından Gaffar Osman ile Darü’l Muallimin öğrencisi Taha da vardı. Yapılan tedavi sonucu Osman ile Taha iyileşir ancak Said ise kurtarılamayarak birkaç gün sonra 22 yaşında öldü.
Not: (Uzunoluk'ta 31 Ekim 1919'da meydana gelen Uzunoluk Olayı'nın ardından Sütçü İmam, Fransız askerleri tarafından ev ev her yerde aranırsa da bulunamaz. Bunun üzerine Fransız askerleri İntikam hırsıyla 01 Kasım 1919'da günün gecesi Ataluğu Mahallesinden Sütçü İmam'ın dayısının oğlu olan Tiyeklioğlu Kadir'i yakalarlar. İntikam hissi ile Şeyhadil mevkiinde hiçbir suçu olmamasına rağmen ellerini ve ayaklarını bağlayarak işkence ederler. Ağır işkenceler sonucunda 01 Kasım 1919 ölür. Tiyeklioğlu Kadir'in cenazesi bir tabut içerisinde Hükümet Konağı'na getirilir. Yapılan vahşeti belgelemek için fotoğrafı çekilir ve Tiyeklioğlu KadirMaraş Kurtuluş Savaşı’nın ilk şehiti olarak tarihi kayıtlarda yerini alır.)
Sonuç: Ne yazık ki Çakmakçı Sait, Sütçü İmam… Türk siyasetine hakim olan muhafazakar iklim nedeniyle bu iki cesur yürekli vatan evladından maalesef sadece biri kahramanlaştırıldı. Biz tarihçiler için bu doğru yaklaşım değildir. Ve temennim en kısa zamanda Çakmakçı Sait başta olmak üzerediğerlerinin de hakkının verilmesi yönünde, çalışmaların başlatılmasını temenni ediyorum.
Faydalanılan Kaynaklar:
Murat Sertoğlu Kendini Kurtaran Şehir Maraş’ın Kurtuluş Destanı 17 Mart 1970 sayı 3023
Hasan Reşit Tankut Maraş Yollarında, Ankara 1944 İstiklal Harbi’nde Maraş
Maraş Milli Mucadelede Güney Cephesi Yrd. Doç. Dr. Yaşar Akbıyık 1990 Ankara
Hüsamettin Karadağ İstiklal Savaşı’nda Maraş İçel 1943
Adil Bağdatlılar Uzunoluk İstiklal Harbin’de Kahraman Maraş 1974
Yalçın Özalp Gaziler Dilinde Milli Mücadelemiz Ankara 1986