Mar’aşi zade Ahmet kuddusi hazretleri, Kuddusi Baba olarakta bilinir. Şehrimizde 12 Şubat stadyumu yanından geçen bulvara da ismi “ Kuddusi Baba Bulvarı “ olarak verilmiştir. Şehrimizin kültürel dünyasının bilinmeyen bir kıymetidir. Hayatı hakkında biraz bilgilenecek olur isek;
Mar’aşi zade Ahmet kuddusi hazretleri; Hicri 1183, miladi 1769 da dünyaya teşrif etmişler. Hicri 1265 Miladi 1848 de ahirete irtihal etmişlerdir.
Mar’aşi-zade ve Kuddusi lakapları ile anılan Ahmet Kuddusi hazretlerinin babasının, Maraş ulemasından Şeyh ve Seyyid Hacı İbrahim hazretleri olduğunu, Niğde ilimizin Bor kasabasındaki türbesindeki hayatını anlatan kitabesinde yazmakta.
Ahmet Kuddusi hazretleri, şehrimizde en fazla alim, ulema yetiştiren Tekerek ailesine mensup şair, müderris ve mutasavvıf olduğunu, Dr. Ali Tenik’in doktora tezi olarak hazırladığı ve kitaplaştırdığı “ Ahmet Kuddusi İbnül Maraşi “ adlı eserinden öğreniyoruz.
Tekerek ailesi bilindiği üzere şehrimizin en eski ailelerindendir. Dulkadirli’ler Anadoluya gelirken bu aileyi Türkmenistan’dan getirdikleri, şehrimizin Ekmekçi mahallesine yerleşen aile, sürekli, alim, müderris ve okumuş adamlar çıkardığı, Dulkadirli’ler kadılarını hep bu aileden aldıkları biliniyor.
Ahmet Kuddusi hazretleri de bu aileye mensuptur. Babası İbrahim efendi Kahramanmaraş’tan Bor’a bir memuriyet sebebiyle gitmiş ve oraya yerleşmiştir. Hazret orda doğmuş, ama aile şehrimizle irtibatını kesmemiştir.
Evliyaullah hazeratından olup keramet sahibidir. Bir çok menkıbesi vardır.
İnziva hayatı yıllarında, bir gün Cuma vaktinden önce bir tanıdığı, misafir olarak onun evine gelir. Cuma vakti yaklaştığı halde Hz. Kuddusi, hiçbir acelecilik göstermez. O zat Cuma’ya gitmek için izin ister. Hz. Kuddusi, ona: “biraz daha beklersen iyi olacaktı. Lakin namazdan sonda seni beklerim.” Misafirini uğurlar. Cumadan sonda biraz gecikerek gelen misafir zat, yemekle beraber taze hurma ve o mevsimde Bor’da olmayan taze sebzeler ikram edilince çok şaşırır ve “Efendim! Bu hurma ve sebzeler buranın olamaz. Siz Cumayı nerede kıldınız” diye sorunca, Hz. Kuddusi; “Evladım! Söz dinleyip biraz daha beklesen, ihlasının karşılığını görecek ve bizimle birlikte sen de Cumayı Kabe-i Muazzama’da kılacaktın.” Buyurur.
Ahmet Kuddusi hazretleri, tasavvufta çok aranan ama, zor bulunan ideal bir mutasavvıftır. Şairdir, bilgisini, aşkını, ızdırabını şiire dökmüşür. O kapı ona açılmıştır. Şiirde sıhriyet olduğundan, sözü sineye çabuk ulaştırdığından, o nedenle Kuddusi divanı Anadolu’da Kabul görmüştür. Kendinden sonrada dergahların baş kitabı olarak okunmuştur. Bir şiirinde;
Çille-i aşka griftar olmayan derviş mi olur
Gice gündüz dert ile zar olmayan derviş mi olur
Bir zaman Rum u Hicazı yalın ayak baş açık
İbn-i edhem gibi devvar olmayan derviş mi olur
Kuddusi divanı, Türk Tasavvuf edebiyatımızın ve musıkimizin önemli kaynaklarındandır. Şiirlerinin çoğu bestelenmiştir. Her yıl Niğde’nin Bor ilçesinde çeşitli etkinliklerle anılmakta, ilahileri icra edilmektedir.
Gönül isterdi ki Ahmet Kuddusi Mar’aşi hazretlerini de Kahramanmaraş olarak bizde sahiplenelim. En azından her yıl Bor’luların yaptığı gibi çeşitli etkinliklerle, sempozyumlarla analım. Konser salonlarında ilahilerini dinleyelim. Bizden birileri olduğunu bilelim.
Dr Ali Tenik eserinde, Kuddusi Babanın ekmekçi mahallesindeki, aileye ait evlerini tespit etmiş, resimlemiş. Ailenin yaşadığı yerlerin tanıtılmasının da kültür turizmimiz açısından önemli olduğunu düşünüyoruz.
Mahalle, cadde ve sokaklarımıza, şehrimizle ilgisi olmayan bir sürü isimler yakıştırılırken, Kahramanmaraş belediyesi “ Kuddusi Baba ” gibi bize ait bir kıymetin ismini, şehrimizdeki bir bulvara verdikleri için de teşekkür ediyoruz.
Selam ve sevgilerle