Şehr-i Maraş’ın merkez ilçesine bağlı otuz kilometre batısında bıçağıyla meşhur Hartlap derler bir köy vardır. Şimdiki zamanda Hartlap Mahallesi dense de, biz hâfızalardaki ismiyle Hartlap köyü diyeceğiz.
Bıçakçılığıyla ün yapmış Hartlap Köyü, Maraş Belediyesi’nin yayınladığı “1868 Halep Vilâyeti Salnâmesi” nde ve Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ramazan Hurç’un akademik çalışması olan Maraş’ın 233 No’lu Şer’iye Sicilleri’nin (1876-1878 / 34-35-36-191-298-467 ve 468) numaralı sayfalarında Camustil Nahiyesine bağlı “Hartlap karyesi” olarak geçmektedir. Yine bu akademik çalışmanın kaynak gösterdiği Prof. Dr. Refet Yinanç ve Yrd. Doç. Dr. Mesut Elibüyük’ün ortak hazırladıkları “Maraş Tahrir Defteri-milâdî:1563” adlı kitapta Hartlap’tan bahsedilmektedir.
Maraş Valiliğinin yayını olan “Maraş Yıllığı” na göre Hartlap Köyü’nün tarihi ve kuruluşu milâdî 1750 yıllarına dayanmaktadır. Köyün günümüzde bulunduğu yer Hartlap ağaçlarıyla kaplı olduğu için şimdiki yerleşim yerinin doğusuna düşen Hasan Dere ile Hartlap Deresi arasında beş hâneden oluşmaktaydı. Köye ilk gelen Yanıkoğulları, ikinci gelen ise Emiroğulları’dır. Üçüncü olarak gelen Reyhanlıoğulları Hatay’ın Reyhanlı ilçesinden gelen bir Türkmen ailesidir. Dördüncü aile ise “Yırtıcı hayvan avcısı” mânasına gelen “Öşşekli Oğulları” Kadirli ilçesine bağlı bir köyden gelen Dulkadirli Türkmenlerindendir. Beşinci aile Eminoğulları da Hartlap'ın batısında bulunan Çağırgandere'den geldiği yine eski kuşağın anlattıklarıyla kesin bir bilgidir. Bu beş aile zamanla “Hartlap” ağaçlarıyla kaplı olan köyün şimdiki bulunduğu yere yerleşirler. “Hartlap” ağacının çok olmasından dolayı o gün bugün köyün adı Maraş Tahrir Defterleri’ne “Hartlap” olarak geçmiştir.
1934-1946 yılları arasında Maraş mebusu olan Hasan Reşit Tankut, “Maraş Yollarında” adlı kitabında (s.62) 1943’ün ağustos ayında Maraş çevresinde yaptığı seyahatte Hartlap’dan da bahseder: “Bu müstesnâ ve çok feyizli memleketin çok eski zamanlardan beri büyük bir medeniyet merkezi olduğunu yer adlarından da çıkarabiliriz: “Maraş, Hartlap, Kerhan gibi…” Hartlap kelimesi halk dilinde bir ağaç ismidir. Bâzı Sözlük yazarları, H harfi ile başlaması ve üç sessiz harfin r,t,l yan yana gelmesi sebebiyle Hartlap kelimesinin Türkçe bir kelime olmadığını ileri sürmüşler. Türkçe ve Osmanlıca sözlüklerde yer almamaktadır. Arapça kelime ve yazımında akademik çalışması olanlara göre, “Arapça olarak Hart: Ağaç, Lap: Ağızdan su almak veya karataş olan yer, yâni susuz olan yer anlamına” gelmektedir.
Hartlap’ta bıçakçılık babadan oğula geçen bir meslek ve sanattır. Usta-çırak geleneğiyle varlığını bugüne kadar sürdüren Hartlap bıçağı resmî kuruluşlarca tescillidir. Halep Vilâyeti Salnâmesi’ne göre şehir merkezindeki Bıçakçılar Çarşısı’nın mâzisi iki asırdan fazladır. Bu gelenek farklı bıçak yapımlarıyla yine iki asırdır Hartlap köyünde de kesintisiz sürmektedir. Türklerde bıçakçılık geleneği kadîm zamanlara uzanır. Türkçenin ilk sözlüğü olan Divanü Lügati’t Türk’te kılıç üzerine yapılan yeminden bahsedildiğini okuyanlar bilirler. Deyimlerimizde çokça geçen kılıç, bıçakçılık geleneğinin temelidir. Bu geleneğin temeli olan demircilik Türkler eliyle Asya’dan Anadolu’ya getirilmiştir. Bundandır ki Hartlap’ta da iki asırdır örs üzerinde demir döven, körük çeken ustaların sesi yankılanır ve demirlerden yerli tarz bıçaklar yapılır.
Bıçağıyla meşhur bu köye girerken sol tarafınızda meşhur Yavşan Yaylası’nın yeşil dik yamaçları gözünüzü alır ve sonra karşınıza devasa bir tabela size “Bıçağın merkezine hoş geldiniz” der. Vaktiniz varsa evlerin altında bulunan bıçak atölyelerine selâm verip girin. Körük çeken ve örs üzerinde demir döven ustaların derviş meşrep bir âhi gibi ahenkli çalışmasını seyretmek modern çarşılarda görülmeyen bir dükkân belgeseli zevkini tattıracaktır. “Bıçak nedir?” diye sorarsanız, önce size Hartlap inciri ikram eder ve sonra anlatırlar:
“Bıçak sap ve bıçağın kesen kısmı namludan oluşur. Namlu yapılacak demire ve çeliğe birkaç kez su verilir. Kızgın ateş hâlindeyken dövülür ve türüne göre önce kabaca kesilir. Biçim verilmesi birkaç aşamadan geçer. Ham çelik ocakta ısıtılır ve dövülerek inceltilir. İncelen çelik, makasla kesilir. Sonra tekrar ocakta ısıtılarak dövülür. Bu işleme tavlama denir. Tavlama, çeliğin veya demirin sağlam olması için ocakta harlandırılarak dövülmesidir. Ocaktan çıktıktan sonra tekrar dövülür ve soğuk çekiçle dövülür ve çelik keskiyle örs üzerinde kesilir. Yapılacak bıçak kesilip şekil verilen demire üç köşeli iye ile sopa takılacak kısma yakın bir yerden kertme adı verilen bir çentik açılır. Daha önce açılan çelik, bıcırgan adı verilen bir aletle genişletilir. Daha sonra zımpara taşında “resm etme” işlemi yapılarak çeliğin parlak bir görüntüye kavuşması sağlanır. Yapılan bıçaklar önce makinede çıkıntıları düzleştirilir ve zımparalanır. Sonra kösere taşında ve masatta bileylenir…”
Bunları görmek ve dinlemek insanı ruhsuz modern zamanlardan alıp bir asır öncesinin âsude bir vaktine götürür. Onbeş yıldır her Ekim ayında yapılan “Hartlap Bıçak Festivali” bölge çapında ilgi gören ve geleneğin hâkim olduğu şenlikli bir gündür. Renkli tabelada kocaman ve muhteşem bir bıçak resmine bakmaktan kendinizi alamazsınız. Birkaç yıl önce yapılan “Hartlap Bıçak Festivali” nde üç metre otuz yedi santim uzunluğunda ve doksan yedi kilo ağırlığında dünyanın en büyük bıçağı sergilenmiş ve bu rekor Hartlap köyünün bıçakçılık nâmını Türkiye ve yurt dışına taşımıştır. Hartlaplı bir bıçak ustasıyla karşılaşırsanız, cins bıçaklarının Guinness Rekorlar Kitabı'na girmesi için müracaat edildiğini size şevkle anlatır. Sergilenen çeşit çeşit bıçakları saatlerce seyretmekten usanmıyor insan. Mülki âmirler ve Belediye erkânı ile civar köy ve ilçelerden gelen ziyaretçilerle dolup taşar bıçak sergisi. Hartlaplı bıçak ustalarının en iyi bıçağı sergilemek için yarıştığı festivalde Hartlap’ın yine asırlık şalvar güreşi müsabakası da yapılır ki, ziyaretçiler en iyi bıçağın seçilmesinin ardından pehlivanların doyumsuz güreşini seyrederek kendilerinden geçerler.
Anlatılana göre Hartlap bıçağının ticarî olmayan ve köy sınırları içindeki imal tarihî ve Şehr-i Maraş’a ve ilçelerine girişi ve adını duyuruşu bir asra yakın. Bıçakçılık sanatının gelenekli kolu Cumhuriyetin ilk neslinden Ökkeş Çelik’tir. Onun dördüncü kuşak ahfadı Hartlap bıçakçılığını sürdüren son ve tek ailedir. 1950’li yıllardan itibaren “Ökkeş Çelik bıçakları” namıyla ün yapan ve bu isimle anılan Hartlap bıçakları marka olmuştur. Bıçakların demir aksamında Ökkeş Çelik’in örs üzerinde bıçak demiri döven bir portresini ve “Ö. Ç.” kısaltması ve ayyıldız kazınmış semboller vardır. Bıçakların üzerindeki bu semboller bıçakseverlere heyecan verir.
Bıçakların en göz alıcı olanları bu ismin damgası olan gümüş bilezik kurban bıçakları, kesim bıçağı, yüzme bıçağı, kemik sıyırma bıçağı, doğrama bıçağı, aşı bıçağo gibi türlü bıçaklar Maraşlıların her yıl mutfağında yer almaktadır. Mutfağına düşkün olanlar Hartlap yapımı sebze bıçağı, şef bıçağı, av bıçağını mutlaka görmelidirler. Dahası var; eğri bağ bıçağı, maskot bıçağı, cep bıçağı, ges boy bıçak, orta boy bıçak, meyve bıçağı, kasap bıçağı, kıyma bıçağı gibi bıçak çeşitleri de yapılmaktadır. Her bıçak çeşidinin yılan dili, söğüt yaprağı, böbrekli ve topak olarak adlandırılan şekilleri var. Ayrıca üretilen bıçakları kapanır ve kapanmaz olarak da ikiye ayrılır. Dostlarına bıçak hediye edecek olanlar için Hartlap’ın zarif cep çakıları son derece estetiktir. Eski Maraş’ın siyasileri, eşraf ve bürokratları, şehirli ve köylü olan herkes bir dostuna ve şehir dışından gelen misafirine cepte ve çantada taşınacak açılır kapanır zarif hartlap bıçağı hediye ederlerdi.
Boynuz, ahşap, plastik, fiber saplı zarif ve estetik cep çakıları hâlâ ilgi çekmektedir. Bilenlerin söylediğine göre bıçak yapımında çelik, hartlap ve tosak ağacı, boynuz, plastik ve fiber malzemeler olarak kullanılmaktadır. Hatay’ın Yayladağı ile Erzin ilçesi ve meşhur Düldül Dağı’ndan temin edilen “tosak ağacı” sert ve dayanıklı olması hasebiyle yakın yıllara kadar Hartlap bıçağında en çok tercih edilen malzemedir. Bıçakların çelik ve demir olan kısmına “namti” denilmektedir. Boynuz olarak koç boynuzu ve keçi boynuzu kullanılıyor. Günümüzde temini zorlaştığı için “tosak” ve boynuz saplı bıçak yapımının azaldığını, daha çok plastik ve fiber saplar kullanıldığını söylüyorlar.
Hartlaplı merhum şair Ali Bakırcıoğlu’nun mısralarında dile geldiği gibi Hartlap’ın mâzisi ve cevheri Anadolu mayasından gelir: “Pehlivan yetişir yiğitler çıkar / Yirmi parça köye önderlik yapar / Sayılır hatırı hâli Hartlap’ın / Coğrafi bir merkez bir pazaryeri / Türkiye’de meşhur o milli narı / Bıçaktan elde eder en büyük kârı / Meşhurdur nalbantı nalı Hartlap’ın.”(ilbeyali@hotmail.com)
(Bu yazı, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin “iki aylık kültür-sanat ve şehir dergisi Evvelâhir” in Mayıs-Haziran 2021/ 4.sayısında yayınlanmıştır)