Sıcak yaz akşamlarında, sokak aralarından mayam satıcılarının seslerini duyarız. Kendine has tiz sesleriyle? Yürek soğutuyor beyler... ballı mayam… mayamcı geldiii ? diye bağırırlar. Rızkını aramak için, sırtındaki ağır şerbet küfeleri ile yürek ferahlatacak müşteri bulmaya çalışırlardı.
Günümüzde şerbetçiler, cadde ve sokaklarda, bilhassa kalabalık çarşılarda, orijinal otantik kıyafetleri ile, başlarında feslerle, sırtlarında süslü şerbet küfeleri ile bir Osmanlı neferi edasıyla dolaşarak, yüreği yananların yüreğini soğutmaya çalışırlar.
Bir elinde su ibriği, diğer elinde iki tane sarı küçük tası birbirine vurarak cıngır cıngır ses çıkartarak ritim vererek dolaşması, çevrede bulunanlara, çok yakınlarında olduğunun sinyalini vermeye çalışır. Kim bilir belki de bağırmanın uygun düşmediği mekanlarda bu yöntemi kullanırlardı.
Mayam, aynı zamanda hayır sahipleri tarafından ücretleri ödenerek, sebil olarak ta dağıtılır. Bilhassa Cuma günlerinde ulu cami çıkışında ve mezarlıklar da ? sebil, sebil ? diye şerbetçiler hayır sahibi adına beleş şerbet ikram ederler.
Mayam şerbeti, Ramazanda iftar sofralarımızın mütemmim bir cüzü olarak, sofralarımızın baş köşesinde yer alır.
Akşam doğru, iftara yakın zamanlarda bilhassa ekmek fırınlarımızın önleri mayam satıcılarının standlarının bulunduğu alanlardır. Bazen basit tahta tablalar üzerinde eski kola şişelerinde, bazen sandıklı motorların sandıklarında, şeffaf naylon torbalara konulmuş dizi dizi mayam torbaları sergilenerek satıldıklarını görürüz.
Bilhassa Ramazan nedeniyle, Ulu cami, Şeker dere, Yatılı bölge, Üngüt yol güzergahında, yol kenarlarında konuşlanmış, sayısız sabit mayamcı tablacılarını görmemiz mümkündür.
El arabalarında, naylon torbaların içinde, eski kola şişelerinde satışa arz edilen mayamlar, hangi ortamda üretildiğini, nerelerde, nasıl yapıldığını bilmeden, hijyen durumunu sorgulamadan, iftar telaşı ile evlerimize almaya devam ediyoruz.
Aslında mayamcılığı Kahramanmaraş’ta yeni bir sektör haline dönüştürmek te mümkün. Nasıl ki; tarhana, firik, çörek, ev ekmeği, bazlama, içli köfte, vs gibi yöresel ürünlerimiz ticari olarak fabrikasyonlaşması gibi. Mayam şerbetimizde hijyenik fabrika ortamında üretilip, orijinal şişe ve kutularda paketlenmiş halde tüketime sunulabilir.
Kim bilir belki bir gün, yabancı menşeli teneke kolalar gibi, kendi yöremizin mayam şerbetini, marketlerimizde MAYAM COLA olarak görebiliriz.
Selam ve sevgilerle.