Yaradılışın gereği olarak insan da her canlı gibi doğar, büyür, yaşlanır ve ölür.
Ya da “Emr-i Hak vâkî” olduğunda yaşlanmayı da beklemeden elini eteğini çeker fâni âlemden!
İnsan vardır; yaşadığını bile fark edemeyiz. Dolayısı ile ölümü de fark edilmez. Ama insan vardır öyle bir yaşar ki, giderken kolay kolay silinmeyecek “iz” bırakır arkasında!
Biz, Çarşamba günü Merhum Mehmet Kaçamaz’ın nasıl bir “iz” bıraktığını Ilıca caddelerindeki insan selinden gördük, anladık.
Ümit eder ve dileriz Allah (cc) kat'ında da aynıdır!
***
Yıl 1984.. Anadolu’nun bir çok yerinde olduğu gibi “Zeytin İlicesi”nde de elektrik yoktu. Malum, kaplıca olduğundan dolayı “ev” denilen ilkel konaklama yerleri vardı. Buralar, akşamları Hıdır Emmi’nin değirmenindeki dinamoyla aydınlatılırdı. Bizim evlerde lüks lamba bile çok “lüks”tü o zamanlar! Gaz lambasında kullanmak için elimizde gaz yağı şişesi, Rahmetli Torun Ahmet Emmi’nin dükkânının yolunu tuttuğumuz yıllardı.
O yıllar, benim de ilkokul yıllarım...
Mehmet Kaçamaz "Ilıca’nın Muhtarı" seçildi. Derken bir gün elektriğin habercisi yeşil ağaç direkler istiflendi "okul yolu" üzerine..
Daha sonra da telefon...
***
1984-2004 Yılları arası, beş yılı muhtarlık, on beş yılı belediye başkanlığı olmak üzere yirmi yıl kesintisiz hizmet etti Mehmet Kaçamaz Ilıca'ya.
"O yirmi yıl"da sadece elektrik ve telefon tanışmadık.
Toprak damlı, her katında 4-6 tane hücre tipi odası bulunan yapılardan bu günkü otel ve pansiyonlara gelindi.
Yine "O yirmi yıl"ın içinde Ilıca'ya 30 kilometre mesafeden, Berit Dağı'ndan içme suyu getirildi. (O projenin “Karasu”ya da ilham kaynağı olduğunu belirtmek isterim! Ve de suyun getiriliş öyküsünden kitap çıkacağını…)
Sadece bunlar da değil, Ilıca'da sosyal yapının şekillenmesinde önemli ölçüde katkısı vardır Mehmet Kaçamaz’ın.
Yine bu gün, Ilıca'da alkol satışı yasaksa bunun sebebi de Mehmet Kaçamaz'dır. (Alkol olsaydı bu günkü huzurlu Ilıca olur muydu dersiniz?)
Merhum Başkan'ın hizmetleri arasına Vali Saim Çotur Kaplıca Tesisleri’ni eklemeden geçmek olmaz!
***
Evet, belki Ilıca çok çok modern kaplıca tesislerine, lüks otellere sahip değil. Ama eğer Mehmet Kaçamaz gibi bir kurucu belediye başkanımız olmasaydı, inanın bu gün Ekinözü'nden bile geride olurduk!!
Uzun lafın kısası Mehmet Kaçamaz, Kahramanmaraş'ın en önemli turizm beldesi Ilıca'nın "imar"ında unutulmayacak hizmetler yapmıştır.
Cenazesine toplumun her kesiminden, her türlü siyasi görüşe mensup çok sayıda insan iştirak etmiştir. Her insana nasip olmayacak bir kalabalıkla uğurlanmıştır.
Bu, aynı zamanda sağlığında nasıl bir "denge insanı" olduğunun da göstergesidir.
Mekanı Cennet olsun..
***
Ilıca Mezarlığı
Burada, Ilıca'nın girişindeki, Merhum Mehmet Kaçmaz'ı da defin ettiğimiz mezarlık konusunda bir özeleştiri yapmak istiyorum: Mezarlık, yolun altında "sota" bir yerde. Bu güne kadar içler acısı halini kimse görmüyordu. Ama cenazede her şey ortaya döküldü. Aynı zamanda "cila"mız da döküldü. "Dışarı"dan gelmiş o kadar insana rezil olduk.
Atalarımızın servetleri üzerinde oturan biz Ilıcalılar'ın, atalarımızın mezarlarına ne kadar önem gösterdiğimizi, ne kadar vefalı olduğumuzu herkes gördü.
***
Anayoldan mezarlığa inen beton bir merdiven bile yapamamışız. Yoldan yuvarlanan taşlar, atılan çöpler, zıkkımlanılan bira şişeleri hep mezarların üzerinde. Toprağın altında yatan ecdadımız çığlık çığlığa bağırıyor ama umurumuzda değil. Mezarlığın çevresinde bir çit, bir tel örgü bile yok. Hadi belediye vurdumduymaz, peki vatandaş olarak bizimde mi gücümüz yetmiyor, üst taraf bir istinat duvarı örmeye!
Ilıca’ya yakışır bir mezarlık yapmaya..
Kimse kıvırmasın, “kem küm” etmesin. Her aileden insan yatıyor orada! Ilıcalılar olarak birimiz ne kadar suçluysak, diğerlerimiz de o kadar suçluyuz!!
Ve bu durumdan utanmalıyız.
Sevgiyle kalın.