Mevzu derin; Ayasofya

.

Ayasofya'nın müze yapılması insan haklarına aykırıdır! 

Sebep ve şerh; 

İslam dairesi içinde yaşayan her Müslüman'ın ömründe en az bir defa duyduğu hadislerden biri şudur; 

" İnsanoğlu öldüğü zaman, bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat." 

Hz. Muhammed 

Peygamber efendimiz, insanların 3 amelinin yani iyiliğinin öneminden bahseder. 

Bunlardan 1. Sadaka-i Cariyedir; 

Yani bir çeşme yaptırdın, sen ölsen dahi o çeşme senin amel defterine hayır yazdırmaya devam edecek. Bir ağaç diktiğinde de bu böyledir vesaire... 

Bir kul çalışır çabalar Allah rızası için bir cami yapar. Yapmış olduğu o cami şahsın amel defterinde kapanmayacak bir hayırdır. 
 

Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul fethinden sonra kendisine kılıç hakkı olarak Ayasofya camiini almıştır. Bu cami ve çevresini şahsi olmaktan çıkarıp vakıf haline getirmiştir. 

Yani bir sadaka-i cariye olarak miras bırakmıştır. 

Sonuç itibariyle Fatih'in inancı gereği almış olduğu kararın iptali inanç hürriyetine aykırıdır. Denebilir. 

Nasıl azınlıkların kurduğu ibadethanelere saygı duyuyorsak Fatih'in bu mirasına da saygı göstermeli Onu aslına tebdil etmeliyiz. 

Fatih, Ayasofya vakfiyesini kurarak amel defterinde kapanmaz bir hayır işlemek istemişti. O'nun Ayasofya camii içinde kılınan her namazdan alacağı bir ecir vardı. İşte bu hayırlara mani olmak Fatih'in ruhuna ve şahsiyetine hakarettir. 

Belki de Fatih, Vakıf Fermanını yazarken bu günleri tahmin ederek vakfa zarar verenlere lanet etmiştir. 

Fatih'in kurmuş olduğu vakfiye için yazdığı kanunname de şu ifadeler geçmektedir; 

" Kim ki, bozuk teviller, hurafe ve dedikodudan öteye geçmeyen batıl gerekçelerle, bu vakfın şartlarından birini değiştirirse veya kanun ve kurallarından birini tağyir ederse; vakfın tebdili ve ip­tali için gayret gösterirse; vakfın ortadan kalkmasına veya maksa­dından ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse, vakfın temel hayır müesseselerinden birinin yerine başka bir ku­rum ikame eylemek (temel müesseselerden birinden taviz ver­mek) ve vakfı bölümlerinden birine itiraz etmek dilerse veya bu manada yapılacak değişiklik veya itirazlara yardımcı olur yahut yol gösterirse veya şer’i şerife aykırı olarak vakıfta tasarruf etmeye azm eylerse, mesela şeri’ata ve vakfiyeye aykırı ferman, be­rat, tomar veya talik yazarsa veyahut tevliyet hakkı resmi yahut takrir hakkı resmi ve benzeri bir şey taleb ederse, kısaca batıl ta­sarruflardan birini işler yahut bu tür tasarrufları tamamen geçer­siz olan yazılı kayıtlara ve defterlere kaydeder ve bu tür haksız işlemlerini yalanlar yumağı olan hesaplarına ilhak ederse, [167]  açıkça büyük bir haram işlemiş olur, günaıl gerektiren bir fiili  irtikap eylemiş olur. Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların la’neti üzerlerine olsun.  “Ebeddiyyen Cehennemde kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesin ve onlara ebeddiyyen merhamet olunmasın. Kim bunları duyup gördükten sonra değiştirirse ve­bali ye günahı bunu değiştirenlerin üzerine olsun. Hiç şüphe yok ki, Allah her şeyi işitir ve her şeyi bilir.” 

Hal böyle iken ne yapmak icap eder? Ayasofya'nın cami olarak açılması elzemdir. 

Hem hayra mani olmamak adına hemde tarihimizin çakışan iki kutbunu tezatlardan kurtarmak adına Ayasofya camiini açmak gerekir. 

Dışardan yani dünyadan tepki ne olur, el ne der diyerek ömür sürülmez! Milletin ağzından çıkacaklara göre yaşayacaksak hürriyetin ne lüzumu var? 

Hem herkesi tatmin etmenin mümkünatı yoktur. İnşallah Ayasofya camiinin açıldığına şahit olacağız. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri