Milli Eğitim ve Üniversite üzerine

.

Dün (5 Aralık 2018) bir süre önce Kahramanmaraş İl Milli Eğitim Müdürlüğüne atanan Cemal Yılmaz’ı ziyaret ettim. Yaklaşık bir saat sohbet ettik.

Kahramanmaraş’ta neredeyse 40 yıla yakın bir süredir görev yapan Milli Eğitim müdürleri ile işimiz gereği ilişkilerimiz oldu. Şu başarılı bu başarı demek doğru değil. Türkiye’de genel olarak eğitimde sorun yaşıyoruz.

Neredeyse her Milli Eğitim bakanı işe sınav sistemini değiştirerek başladı. Sözün kısası eğitim yazboz tahtasına döndü.

Ancak yeni yönetim sistemi ve atanan şimdiki bakan Ziya Selçuk bir uğraş içinde. İlk defa konunun uzmanı bir bakan var ve bakanlığı yönetmeye çalışıyor.

Türkiye’de her kurum neredeyse bir grubun, bir STK’nın ya da Sendika tahakkümü altına girmiş durumdadır. Dün fetö bu gün onların yerini doldurma çalışan başka yapılanmalar.

Oysa Devlet yönetiminde Liyakat, ehliyet temel ilke ve prensip olmazsa o ülkede iç barış, adalet, hak ve hukuk gibi kavramlar dumura uğrar, belirsiz bir akıbete doğru ülke yol alır.

Yaşanan 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında devletimiz kendini toparlamaya çalışıyor. Kısmen başarıyor ancak feto’nun yerine o boşlukları doldurmak isteyenlere de fırsat verilmemelidir.

Konumuza gelecek olursak;

Yeni Milli Eğitim Müdürü Cemal Yılmaz hoş sohbet, meselelere vakıf öğretmen ve öğrenci odaklı bir çalışma hayatı oluşturmaya gayret ediyor.

Diyor ki; öğretmenin verdiği eğitim o ülkede yaşayanların vatana aidiyet hissi, ahlak, adalet ölçütleriyle eş orantılıdır.

Yani; öğretmen ne ekerse toplum onu biçiyor.

Doğrusu mutlu oldum. Belki birkaç ay sonra Kahramanmaraş Milli Eğitiminde köklü değişiklikler olabilir. Tabii buna siyaset ve sendika ilişkisi de önemlidir.

Oysa her kurum kendi işine odaklansa başkalarının işine müdahil olmasa, baskı kurmasa devlette ehliyet ve liyakat kavramı atamalarda kendini daha fazla hissettirir. Bizde bunu istiyoruz.

Sayın Yılmaz’a fırsat verilirse eğitimin çıtasını yükseltebilir. Ama fırsat verilmez sendika- siyaset arasında boğulursa hiçbir başarı hikâyesi de yazamaz. Kahramanmaraş’ta eğitim de eskisi gibi devam eder…

KSÜ’DE BİR GELİŞME VAR

1992 yılında kurulan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi yönetim noktasında bir başarı hikâyesi yazamamış kadersiz bir yerdir. Kurucu rektör Yusuf Vanlı’dan bu yana üniversite de cemaat, sendika, şu bu kadrolaşması bu minval üzerinde yaşanan olumsuzluklar hep ön planda olmuştur.

Ne var ki; Rektör Prof. Dr. Niyazi Can ile birlikte bu kavgalar kısmen sona ermiş, üniversite de yatırım eğitim öğretim gibi temel konular konuşulmaya başlanmıştır.

Bu gün Rektör’ün basına verdiği kahvaltı proğramına katıldım. Üniversitenin bu güne kadar yaptıkları ve bundan sonra yapmak istedikleri ile ilgili yapılan konuşmaları dinledim.

Dedim ki; Rektör Niyazi Can iyi bir seçim olmuş.

Bu şehrin insanı, şehrin sosyal ve diğer dinamiklerini biliyor. Şehrin sosyal ve kültürel hayatına yabancı değil. Çalışma arkadaşlarıyla iletişimi güzel.

Burada bize düşen görev, KSÜ yönetimine sahip çıkmak, destek olmaktır.

Bunu yaparken de bir yerde eksiklik var ise bunu da kırmadan dökmeden dile getirmek ve bu yönde dikkati çekmektir.

Sözün kısacası; dün ve bu gün iki kurumda iki başarılı olacağına inandığım insanlara yönetim noktasında, ekibini kurma noktasında çok fazla baskı olmaz ise ortaya güzel hizmetlerin çıkacağına dair inancımdır.

İnşallah toparlayıcı bir anlayış ile yöneten liyakatlı, ahlaklı, israftan uzak duran, aşağılık kompleksi içinde olmayan yöneticilerimizin sayısı artar ve biz Kahramanmaraşlılar olarak hizmeti daha fazla alırız…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri