Rahmetliye hiçbir hakkım olmamasına rağmen helal ediyorum. Helalleşmek bizim kültürümüzde çok ayrı bir değer. Biliriz ki , birçok hakkı Rabbimiz affederken kul hakkına hiç müdahale etmemiş. Kul hakkını ancak helalleşerek çözebiliyoruz. Bizim kuşak için Muhammed Ali demek çok farklı anlam ve misyon demek. Geçtiğimiz hafta tüm dünya kamuoyuna adından bahsettirerek ebedi aleme göç etti. Nur içinde yatsın.
Yeni nesil onu pek tanımaz. Yetmişli yıllarda yaptığı boks müsabakaları ülkemiz mazlum ve mağdur insanları tarafından yakından takip edilirdi. Siyah beyaz televizyonlarımızın başında sabaha karşı onun boks müsabakalarını izlediğimde yaşadığım duygular hala canlı ve taze.
Rahmetli rakipleri ile öyle bir dans eder ve mesleğini icra ederken inancının gücünü öyle bir hissettirirdi ki, biz gençlerin maç sonrası duruşu değişirdi. Dünya mazlumları ona çok şey borçlu. İnşaallah hakkını helal ederek dar’ı bekaya göç etmiştir.
Onun anısına atfen biraz da hastalığını sizlerle paylaşmak istiyorum .Parkinson idi hastalığı. Kişiyi ağır çekim bir filmdeki gibi yavaş hareket ettiren tek yada çift taraflı ellerde titreme ile giden müzmin bir rahatsızlık.
Onun için meslek hastalığı da dememiz mümkün .Çünkü boksörlerde görülme sıklığı oldukça fazla. Beynimizde hareketlerimizi koordine eden merkezin faaliyetlerini ayarlayan dopamin maddesinin eksikliği de başlıca sebep.
Yıllar süren hastalık giderek ilerleyerek kişiyi hareketsiz hale getiriyor. Adeta bir heykel gibi donuk ve durgun bir kişilik ile yaşam devam ediyor.
Rahmetli hastalık yıllarında da durmadı . Dinlenmedi .Asıl misyonu olarak gördüğü İslam dinini tebliğ de zerre kadar yalpası da olmadı. Hastalıkla yaşadığı yıllarda onu yakından takip eden bir hekim olarak hastalığı karşısında ki metanetine hayranlığımı da buradan itiraf ediyorum.
Malum hastalık imtihanları turnusol kağıdı gibi insanın kalitesinin derecesini tayin eder. Yaşanılan onca güzelliklerden sonra hastalıklı yaşama gösterilen sabır ve metanetli duruş oldukça önemli.
CUMHUR BAŞKANIMIZIN MUHAMMED ALİ HASSASİYETİ
Şu mübarek oruçlu günlerde dünyanın öbür ucuna bir Müslümanın cenazesine halkı adına katılmak ve farzı kifaye olan namazı kılarak ülkesindeki ve dünyadaki Müslümanların üzerindeki namaza katılma sorumluluğunu alarak bizim adımıza bu zorluklara katlandığı için Rabbim ondan razı olsun diyorum.
Basınımızda eskisi kadar olmasa da bu yolculukla ilgili çatlak sesler bir çoğumuzun malumu. Mal bulmuş mağribiler bazı yaşanılan olumsuzlukları dev aynasına alsalar da niyet samimi ,fedakarlık ve diğergamlık da sınırsız olunca arzuladıkları hedefe ulaşamadılar. Sezarın hakkı sezara vermek zorunda kaldılar.
Bizim inancımızın en güzel tarafı niyetlerimizle ilgili bize kazandırdıkları. Niyet hayır akıbet hayır sözü bizde çok anlamlı. Her ne iş yaparsak yapalım. Bu anlamlılık geçerli. Gösteriş ,riya gibi içi boş bu dünyada bir anlamı olsa da ebedi alemde anlamsız kazanımlar bizi fazla mutlu etmez.
Bu kazanımı ve duruşu bize dini hassasiyetlerimiz verir. Sağ elinle verdiğini sol elin bilmemesi gerçekliliği başka hangi misyonun önceliği olabilir ki? Dünya denizine attığımız iyilikleri güzellikleri balıklar bilmese de Halik bilir algısı bu mübarek günlerde bir çoğumuzun hatırladığı ve uyguladığı bir duruşumuz değil mi? Rabbim veren ellerimize dert vermesin. Gönül zenginliği ile mutlu olanlardan eylesin inşaallah . AMİN.
Bu günlükte bu kadar . Kalın sağlıcakla.