Mülakatın adı bu coğrafyada “emek hırsızlığı”dır.
Hakkın, hukukun, adaletin, alınterinin,
masa başında çürütülmüş dirseğin, okumaktan görme yetisini yitirmiş gözlerin, tarumar olmuş psikolojinin, heba edilmiş yılların, emeğin, çiğnenmesidir.
Maddi manevi binbir emekle evladını yetiştirmiş ailelerin bir avuç il-ilçe başkanının insafına, referansına terk edilmesidir.
Bir yerlerde tanıdığı olmayan, kendi çabaları ve onurlarıyla bir yerlere gelmeye çalışan gariban Anadolu insanının emeğine göz dikilmesidir.
Mülakatlı alımların çoğunda daha mülakat yapılmadan aylar öncesinde isim listelerinin dolaştığı bir coğrafyada sürecin hakkaniyetli yürütülebileceğini düşünmek coğrafya hakikatlerinden kopuk olmaktır.