Değerli Kardeşlerim Mü’min İlk olarak Allah(c.c) iteat eder sonra Resulüne iteat eder ve hemen ardından Anne-Babaya iteat eder.Dinimizin bizlere emrettiği sıralama bu şekildedir.Anne-Baba bizlerin varlık sebebebidir.Bizlerin maddi ve manevi hayatımızı inşa eden ustalardır Anne –Babalar.Bir çocuğun ilk eğitimini aldığı mekteblerdir aileler.Annenin-Babanın evlatları üzerinde hakkı çoktur.Cenab-ı Hak kendi haklarından sonra Anne-Babaya güzel davranmayı bizlere şu şekilde emrediyor:
“Allâh’a ibâdet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabâya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki bulunduğunuz kimselere iyi davranın…” (en-Nisâ, 36)
“Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını vasiyet ettik! Çünkü anası, onu nice sıkıntılara katlanarak (karnında) taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur.(İşte bunun için:) «Önce Bana, sonra da ana-babana şükret!» diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak Banadır.” (Lokmân, 14)
Rabbimiz kendi rızasını Anne-Baba rızasına bağlamıştır.Resulullah:
“Allah Teâlâ’nın rızâsı, anne ve babayı hoşnut ederek kazanılır. Allah Teâlâ’nın gazabı da anne ve babayı öfkelendirmek sûretiyle celbedilir.” (Tirmizî, Birr, 3/1899)
“Ana-babasına iyilik edene ne mutlu! Allah Teâlâ onun ömrünü ziyâdeleştirsin!” (Heysemî, VIII, 137)
“Hiçbir evlât, babasının hakkını ödeyemez. Şayet onu köle olarak bulur ve satın alıp âzâd ederse, babalık hakkını (ancak o zaman) ödemiş olur.” (Müslim, Itk, 25; Ebû Dâvûd, Edeb, 119-120; Tirmizî, Birr, 8/1906)
Buyurarak Sevgili Peygamberimiz Anne-Baba hakkının ne kadar büyük ve mühim olduğunu bizlere belirterek bu hususa çok titiz davranmamız gerektiğini ifade etmektedir sevgili Peygamberimiz.
Bir Mü’min bir iyilik yapacaksa önce Anne-Babasını gözetmesi gerekir.Ayette:
“…Maldan harcadığınız şey, ebeveyn, yakınlar, yetimler, fakirler ve yolcular için olmalıdır. Şüphesiz Allah, yapacağınız her hayrı bilir.” (el-Bakara, 215)
Bir evlat Anne-Babasına karşı hürmetini göstermeli ve onlara karşı gerekli hizmetini yapmakla mükelleftir.Eğer yanlarında yaşamıyorsa onları ziyaret etmeli ve dularını almalıdır.Anne-Babaya karşı güzel söz söyleyip.hizmetlerini yerine getirmek evladın vazifesidir.Rabbimiz onları memnuniyetsiz etmememiz gerektiğini Ayeti Kerimede bizleri uyarmaktadır:
“Rabbin, yalnız kendisine ibâdet etmenizi ve ana-babaya iyilikte bulunmayı emretmiştir. Eğer ikisinden biri veya her ikisi, senin yanında iken ihtiyarlayacak olursa, onlara karşı «öf» bile deme, onları azarlama. İkisine de hep tatlı söz söyle. Onlara rahmet ve tevâzû kanatlarını ger ve; «Rabbim! Onlar beni küçükken(merhametle) yetiştirdikleri gibi Sen de onlara merhamet eyle!» diyerek duâ et!” (el-İsrâ, 23-24)
Anne-Babanın duasını almak çok önemlidir.Onlara hizmet bizlere cennet kapılarının açılması için bir vesiledirler.Peygamberimiz:
“Anne ve babasına veya onlardan sadece birine yaşlılık günlerinde yetişip de cennete giremeyen kimse perişan olsun, perişan olsun, perişan olsun!” (Müslim, Birr, 9, 10)
“Makbûl olduğunda şüphe bulunmayan üç duâ vardır:
Babanın çocuğuna duâsı; misâfirin duâsı; mazlumun duâsı.” (Ebû Dâvûd, Vitr 29/1536; Tirmizî, Birr 7/1905, Deavât 47; İbn-i Mâce, Duâ 11)
“Babanın oğluna duâsı, peygamberin ümmetine duâsı gibidir.” (Süyûtî, II, 12/4199)
Buyurarak Anne-Babanın bizlerin yanında birer hazine olduklarını o hazineden ne ölçüde istifade edersek o derece kazanç sahibi olacağımızı belirtiyor Sevgili Peygamberimiz.
Bir de bu kadar sevap deposu olan Anne-Babaya karşı yapılacak olan hatalar insanı felakete sürükleyebilir.Peygamberimiz:
Nüfey bin Hâris -radıyallâhu anh- şöyle rivâyet eder:
“Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- birgün:
«–Büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi?» diye üç defâ sordu. Biz de:
«–Evet, yâ Rasûlallah!» dedik. Rasûl-i Ekrem Efendimiz:
«–Allâh’a şirk koşmak, ana-babaya itaatsizlik etmek!» buyurduktan sonra, yaslandığı yerden doğrulup oturdu ve;
«–İyi dinleyin, bir de yalan söylemek ve yalancı şâhitlik yapmak!» buyurdu.[159]
Bu sözü o kadar çok tekrar etti ki, daha fazla üzülmesini istemediğimiz için, keşke sükût buyursalar da yorulmasalar, diye arzu ettik.” (Buhârî, Şehâdât 10, Edeb 6, İsti’zân 35, İstitâbe 1; Müslim, Îmân 143)
Bir diğer hususta Anne-Babana karşı ne ekersen onu biçersin.Zaman döner ve evledın büyüdüğünde sana aynı mumeleyi yapar.Peygamberimiz:
“…Babalarınıza iyilik edin ki, çocuklarınız da size iyilik etsinler…” (Hâkim, IV, 170/7258)
Değerli Kardeşlerim öyle bir zamana doğru gidiyoruz ki Anne-Baba hakkı yılda bir güne indirip kendimizi kandırıyoruz.Maalesef yaşlanınca huzur evlerine atıp oralarda ölüme terk ediyoruz.Konuşmalarına tahammül edemiyoruz evlerde bir oda gösterip “Sen burda yat birşeye karışma”gibi onları küçük görüyoruz.Rabbim bizleri Anne-Babalarımızın duasını alan kullarından etsin.Rabbim bizleri kendisine layık kul,Peygamberimize layık ümmet etsin.AMİN.