Kahramanmaraş’ta iş ve siyaset dünyasında bencillik, kendini beğenmişlik, başkalarına tepeden bakma, başkalarının fikirlerine saygı göstermeme gibi zayıf insanlarda gözüken hastalık iyice sirayet etmiş durumdadır.
Nacizane fikrim; bu hastalıktan kurtulamayan iş adamları ve siyasetçiler elinde var olanı kaybetmeye başlayacakları sürece doğru hızla sürükleniyorlar. Ve bu sürüklenişin de farkında değiller. Bir süre sonra, nerede yanlış yaptık dediklerinde de iş işten geçecek, adım atacakları alanlar çok çok daralacaktır.
**
Kahramanmaraş’ta başta imar alanları olmak üzere son 10 yıldır çok ciddi yanlışlar ve gasplar yaşanmaktadır. Tabiatım gereği bu yolsuzlukları açık ve aleni bir şekilde yazmak yerine bu şekilde uyarıda bulunmayı daha doğru buluyorum.
Meseleyi tekile indirdiğimizde, iftira devreye giriyor, bize olur olmaz, ilgili, ilgisiz insanların hakaret ve saldırılarına maruz kalıyoruz. Yaşımız 50 oldu, artık tanımadığımız düşmanlarla savaşacak enerjimiz kalmadı. Yalnız hesaba çekilme adına, bildiğimiz doğruları yazmak, uyarmak bizim görevimiz olduğunu düşünüyor. Buradan Büyükşehir Belediye Başkanına çağrıda bulunmak istiyorum.
“Geçmişte yanlış alınan kararları bizden önce diye savuşturma ve savsaklama aynı yanlışta devam ediliyor demektir. Yan yana yapılan binaların yoğunlukları aynı olması gerekirken güçlüye yoğunluk artırımı yapmak, güçsüzü ise boğmak hiçbir ahlaka yakışmadığı gibi yüce dinimiz bunu da yasaklamıştır. Güçlü olanın rantının artırıldığı bir Kahramanmaraş’ta yaşamak istemiyoruz. Adalet güçlü ve güçsüz için aynı olmalıdır.”
Hepimizin yakından tanıdığı Mustafa Karaaslan’ın Kanalmaraş isimli internet sitesinde gündeme getirdiği imar yolsuzlukları doğru ise, hemen Savcılığa suç duyurusunda bulunulması ve bunu yapanların yargılanması, Belediye de görevli ise de görevlerinden el çektirilmesi gerekmektedir.
Eğer bu yapılmıyor ise, mevcut yönetiminde aynı yolsuzluğun içinde olduğunu söylemek ve yazmak, eleştirmek bizlerin hakkı olduğunu düşünüyorum.
Hak ve adalet kişiye göre değişen bir şey değildir. İnsanların hakkını çalarak, gasp ederek bir yerlere de varılamaz.
**
Eğer geçmiş dönemde kabul edilen yeni imar planı her yerde adaletsizlik ve haksız rant sağlamış ise hemen bu imar planının red edilmesi gerekmektedir.
Bu haksız imar planını yapanlar yargı önüne çıkartılmalıdır. Meseleyi Belediye Meclisinden geçirtilerek kapatmak ahlaki bir davranış değildir.
Toplumda ekonomik gücü olan üç beş insana sınırsız rant sağlanması ve mazlum insanların ahının alınması hangi kitapta doğru bir davranış olarak kendine yer bulabilir?
Allah korkusu, adalet sözde değil özde olmalıdır. Vatandaşlar kendilerine hizmet etsinler diye oy verdikleri Vekil seçtikleri, Belediye Başkanı seçtikleri, Belediye Meclis üyesi olarak seçtikleri insanlar, hak ve adaletten şaşıp, haksızlık ve adaletsizliğe ortak olmuşlar ise bu insanlara beddua etmek, sessiz çoğunluk dediğimiz, garip, gurabanın en tabii hakkıdır.
**
Mustafa Karaaslan’ın yazdıklarının araştırılması ve gereğinin yapılması lazımdır. Bunu yapacak da Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Fatih Mehmet Erkoç’tur.
Sayın Erkoç; bu iddia edilen yolsuzluk ve rant vurgununun karşısında ise yeni kabul edilen imar planı ile ilgili vakit geçirmeden adım atmalı ve iddialar doğru ise de gereğini yapmalıdır.
Çünkü mazlumun ahı yerde kalmaz.
Mazlumun ahı adamı iflah etmez.
Bir gazeteci olarak görevim bunu yazmak ve yetkilileri uyarmaktır. Ben bunu yapıyorum.
Artık top Fatih Erkoç’tadır.
Ya taca atacaktır.
Ya da iddia edilen yolsuzlukların üzerine gidecektir.
Topu taca atar ise, yarın hesap gününde kendisi de aynı yolsuzluklardan da hesaba çekilecektir. Benden hatırlatması!....