Birleşmiş Milletler Teşkilatının her yıl yayınladığı ‘Dünya Mutluluk Raporu’ geçtiğimiz günlerde yayınlanmış. 149 ülkenin yer aldığı listede en üst sırada bir kez daha Finlandiya yer alıyor. Finlandiya dördüncü kez en başta yer almış. Biz ise geçen yıla nazaran 11 basamak gerileyerek 93’üncü sıradan 104’üncü sıraya gerilemişiz. En mutsuz ülke ise ne yazık ki yine ‘Afganistan’ olmuş.
Birleşmiş Milletler Dünya Mutluluk Raporunu hazırlarken değerlendirmelerini 7 kıstas üzerinden gerçekleştiriyormuş. Gayrisafi milli hâsıla, sağlıklı yaşam süresi, sosyal destek (yani başınız derde girdiğinde yanınızda güvenebileceğiniz birinin olması), güven, hayatınıza dair kararları alabilme özgürlüğü, toplumsal fedakârlık ve bireylerin yaşam gayesi.
Araştırmada, İskandinav ülkeleri istenin başında yer alıyorlar. Demokrasinin gelişmiş olduğu, kişilerin birbirine güven duyduğu ülkelerde mutluluk düzeyinin daha yüksek olduğu görülüyor. Raporda sürdürülebilir gelişme ve insan refahı da ele alınıyor. Dünyanın her yerinde güven ve sürdürülebilir gelişme artıkça refahın da artığı verilerle ortaya koyuluyor. Güvenilir bir toplumda yaşamak bireylerin yaşamını desteklemenin yanı sıra refaha ulaşmayı da daha az maliyetli hale getiriyor.
Finlandiya neden ilk sırada yer alıyor?
Finlandiya eğitim sistemi dünyaya örnek olacak pratiklerden oluşturulmuş. Finlandiya’da ev ödevi yok, çocuklar ulaşımı bisiklet ve yürüyüş yollarıyla sağlıyor. Sınıflar ev ortamından esinlenerek hazırlanıyor. Eğitim müfredatında çocukların özgürlükleri ön planda tutulmuş, not kaygısı olmayan bir sistem oluşturulmuş. Kültürel faaliyetler genellikle ücretsiz ve herkes için ulaşılabilir. Sanat ve sanatçılara yönelik ayrıcalıklarla sanata yönelim teşvik ediliyor.
Avrupa’nın kilometrekareye düşen insan sayısının en az olduğu ülke Finlandiya. Beş buçuk milyon insan yaşıyor. Nüfusun bu denli az oluşu, insana yönelik yatırımı kolaylaştırıyor. Finlandiya’da otomobilden fazla saunanın olduğu iddia ediliyor. Bu durumun insanı rahatlatan, ağrıları azaltan ve stresi yok eden bir etki sağladığı düşünülüyor. En önemlisi bu ülkenin insanları eğitim, sağlık, hukuk ve yaşam alanlarında gelecek kaygısı taşımıyor.
Ülkemiz neden son sıralarda yer alıyor?
En önemli nedenlerden birisi elbette çok zor bir coğrafyada bulunuyor oluşumuz. Bu coğrafyada ne yazık ki terör, savaş ve doğal afetler hiç sonlanmıyor. Bu durum ülkemizde yaşanan mutsuzluğun sürekli armasının önemli nedenlerinden birisi elbet ama elbette çeşitli başka nedenlerde var. Eğitimin niteliği, sağlıklı yaşam, demokratik hak ve özgürlükler, adalet ve yargı, sosyal ve ekonomik haklar ve güven duygusu en başlarda yer alıyor.
*Sabaha karşı yapılan bir operasyonla tutuklanma korkusu insanlarımızı mutsuz ediyor.
*Bir gece yarısı yayınlanan kararnameyle işsiz kalma korkusu insanlarımızı mutsuz ediyor.
*Senelerce yemeden içmeden yapılan tasarruflarla elde edilen mal varlıklarına hiçbir gerecekçe gösterilmeden el konulması insanımızı mutsuz ediyor.
*12 yıl okuduktan sonra aldığı diplomanın hiçbir işe yaramadığını öğrenmesi, hayatını idame ettirecek bir iş bulamaması gençlerimizi mutsuz ediyor.
*On yıllarca sene çalıştıktan sonra sudan sebepler gösterilerek hak ettiği kıdem tazminatını bile alamadan kapının dışına konulma korkusu işçilerimizi mutsuz ediyor.
*Uğradığı bir haksızlık karşısında açtığı davanın senelerce sürmesi ve hakkını bir türlü elde edememesi vatandaşlarımızı mutsuz ediyor.
* Yapılan yanlışlar karşısında doğruları söyleyenlerin başına gelen türlü iftira ve hukuksuzlukları bir gün kendisinin de yaşama ihtimalinin yüksek olması insanlarımızı mutsuz ediyor.
*Çarşıya, pazara, alışveriş merkezlerine her girdiğinde almak istediği ürünün fiyatının değişmiş olması, zamlanması insanımızı mutsuz ediyor.
*Bir zamanların saf ve masum kız çocuklarının büyüyüp kadın olunca can güvenliğinin ortadan kalkması, eski sevgilisi, eski nişanlısı veya eski eşi tarafından sürekli taciz edilmesi, darp edilmesi ve en sonunda öldürülmesi korkusu insanlarımızı mutsuz ediyor.
*Bazı Siyasilerin kullandığı çirkin dil ve yaptıkları haksız uygulamalarla halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmesi, alenen bölücülük yapması insanlarımızı mutsuz etmektedir.
Yapılan haksızlıklar uzun vadede kimsenin işine yaramayacaktır. Bu gemi batarsa hepimizin birden batacağı malumdur. Bu sebeple yapılacak en doğru davranış derhal herkesin aklını başına almasıdır. Rabbim yar ve yardımcımız olur inşallah…