14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerde hem Cumhurbaşkanlığı hem de Milletvekilliği için oy kullanacağız. Bu seçimler, Türkiye'nin geleceğini belirleyecek önemli bir dönüm noktası.
Bu yüzden, seçeceğimiz isimlerin hem ülke genelinde hem de kendi bölgemizde nasıl bir temsil gücüne sahip olduğunu iyi düşünmeliyiz.
Anadolu şehirlerinde Milletvekili adaylarının belirlenmesinde sadece eğitim, tecrübe ve bilgi yeterli değil. Adayların halkla iletişimi, tanınırlığı, samimiyeti ve hitabeti de çok önemli. Seçmen, kendisine yakın hissettiği, her zaman ulaşabileceği, sorunlarını dinleyecek ve çözüm üretecek isimleri tercih ediyor. Seçmen, hayatın içinde olan, cenazede, düğünde, sokakta karşılaştığında selam verecek, sohbet edecek, dertleşecek isimleri istiyor. Bu da seçmenin en doğal hakkı.
Seçmenin bu beklentilerine karşılık veremeyen, tepeden bakan, burnundan kıl aldırmayan, sokaktaki vatandaşı hor gören, fikirlerine değer vermeyen isimler ise seçmenin gönlünden düşüyor. Seçmen, her zaman oy verdiği partiye bağlı kalmayabilir. Seçmenin tercihini değiştirebilecek faktörlerden biri de yaşanan doğal afetlerdir. Kahramanmaraş'ta yaşanan deprem ve sonrasında ortaya çıkan tablo bunun bir örneğidir.
Kahramanmaraş'ta 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremde 14 bin kişi hayatını kaybetti, binlerce insan yaralandı. Depremde 8 bin 500'e yakın bina hasar gördü. Depremzedelerin mağduriyetini gidermek için devlet elinden geleni yaptı ancak bazı Milletvekilleri bu süreçte yeterli duyarlılığı gösteremedi. Depremzedelerle yeterince ilgilenmeyen, onların sorunlarını dinlemeyen, Milletvekilleri halkın tepkisini çekti. Bazı Milletvekilleri ise deprem bölgesine bile gitmedi.
Bu durum seçmenin Milletvekilleri ile olan bağını zayıflattı. Seçmen artık kendisini temsil eden isimlere güvenmiyor. Seçmen artık daha duyarlı, daha samimi, daha ilgili isimler istiyor. Seçmen artık sadece parti rozetini değil, adayın kişiliğini de önemsiyor. Adayın vefasını istiyor.
Bu nedenle 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerde Anadolu şehirlerinde Milletvekili adaylarının belirlenmesi çok önemli. Adayların halkla olan bağı, halkın sorunlarına ne kadar duyarlı olduğu, halkın taleplerine ne kadar cevap verebildiği seçmenin tercihini etkileyecek. Adayların donanımı ve bilgisi kadar çevrede tanınırlığı, sokakta ki gücü ve hitap şekli de büyük önem arz edecek.
Siyasi Parti Genel Merkezleri kentlerde aday belirlemesi için harıl harıl çalışıyor. Yukarıda izah etmeye çalıştığım şekilde aday belirleyen siyasi partiler “oy artışı” yaşayacaktır.
Ama Ankara ve İstanbul’da oturup Genel Başkanlara yakınlığı olan aday gösterildiği kentle de pek bağı olmayan isimlerin listelere girmesi seçimlerde o partileri hüsrana uğratacaktır.
Benim gözlemlerim bu şekilde. Bakalım Genel Başkanlar sokağın beklentisi doğrultusunda mı aday belirleyecekler? Yoksa “kendilerine biat eden mi?”