Bir süredir şimdi okuduğunuz alttaki düşüncelerimi yazma çelişkisindeyim. Biliyorsunuz önemli bir kaç STK görevim var. STK yani sivil toplum, yani sivil iradeye geçiş kapısı. Ben daima demokrasinin 4. ve önemli bir ayağı olduğuna inandığım bu kurumlarda zamanım ve genel durumum müsaade ettiği oranda çalıştım, çalışmaya da devam edeceğim.
Bu ülkenin sivil iradelerine duyduğum saygıyı her daim askerine de duydum. Hiçbir zaman asker yıpratıcı söylemlere girmedim, söyleyenleri dinlemedim. Ailemde ya da yakın çevremde kimse askerlikten kaçmadı. Dedemin kardeşleri gittikleri savaşlardan dönemedi.
Bu ülkede olması gerektiği gibi hukukun üstünlüğüne inandım. Hukukun önüne hiçbir şey koymadım. Ülke hortumlanırken, babasının zor durumunu gözlemleyip karşıdaki alacaklıya iki tokat atarak çete kurmaktan yargılanan 16 yaşındaki Hakan’ın tüm hakları elinden alınırken 4 yıl sonra “pardon” denilerek bırakılması sonucu yaşadıkları çöküntüde bile hukuka inandım.
Kadın erkek eşitliğine inandım. Özürlü haklarına saygı gösterdim. Tabii ki sendikal haklara grev ve lokavt bilincine inandım.
Kişi hak ve özgürlüklerine hele seyahat özgürlüğüne inanırken, memurluğun salla başı al maaşı gibi algılanmasına, devlet en güvenilir kapı, at kapağı yaklaşımına hep üzüldüğüm için bir tek gün kamu personeli olarak çalışmayı düşünmedim.
Referanduma EVET diyen herhangi bir siyasal partiye üye değilim. (gerçi bir tanesi gel seni vekil yapalım dese, 4 saniye naz yaparak düşünüp, sonra “evet” derim, ama zaten bu teklife herkes evet der)
Kendimi hayır demek için zorluyorum. Siyasilerin mitinglerini ve tv programlarını dinliyorum. Ne duyuyorum? Sizin duyduklarınızı. Boy, ırk, af, boykot, heron…..
Kaç maddeyi oyluyoruz sevgili okurlar? Bu maddelerin içeriği ne? Neden hayır? Neden evet? Neden meydanlarda bunlar yok. Takılmışız iki maddeye HSYK ve Anayasa Mahkemesinin yapısı. Hayır diyenlere soruyorum, ne var bu maddelerde neyine hayır? Cevap: ülke tehlikede her yere kendi adamlarını yerleştirecekler. Evet ya unutmuşum İstanbul büyük şehir de onlara geçince kadın ile erkeleri haremlik selamlık toplu taşıyacaklardı.
20 gün önceki bir anket sonucu çok ilgimi çekmişti. Seçmenin yalnızca % 7 si (yedi) neyi oylayacağını biliyordu. Biliyor musunuz referanduma 15 gün kaldı sonuç yine aynı. Kimse merak edip okumuyor, körü körüne lider kökenli evet hayırlar. Yapmayın bu yazı sizi azıcık etkilesin açın bir bakın , internete girin neyi oyladığımızı bir görün.
Bunun sonucunda
- Kadın-erkek eşitliği konusunda alınacak tedbirler, anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamayacağını, Çocuklar, yaşlılar, özürlüler ile harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmayacağını, Devletin, her türlü istismara karşı çocukları koruyucu tedbirleri alacağını,
- Aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunabileceğini, Memurlara ve diğer kamu görevlilerine toplu sözleşme yapma hakkı tanınacağını, Greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu grev uygulanan iş yerinde neden oldukları maddi zarardan sendikanın sorumlu tutulamayacağını, Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grevi ve lokavtı, genel grev ve lokavt, iş yeri işgali, iş yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişlere ilişkin yasaklar kaldırılacağını,
- Kişisel verilerin korunması anayasal güvenceye alınacağını, Yurtdışına çıkma hürriyeti ancak suç soruşturması veya kovuşturması nedeniyle ve hakim kararıyla sınırlandırabileceğini,
- Memurlara verilen uyarma ve kınama cezaları yargı denetimine açılacağını,
- ‘Ekonomik ve Sosyal Konsey’in anayasa kapsamına alınacağını,
- ‘Kamu Denetçiliği Kurumu’ (ombudsmanlık) oluşturulacağını,
- Partisinin temelli kapatılmasına neden olan milletvekilinin TBMM üyeliğinin düşürülmesi uygulaması kaldırılacağını,
- Yüksek Askeri Şura’nın (YAŞ) terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açılacağını, İdari yargı, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacağını,
- Askerlere bazı suçlarda sivil yargı yolu açılacak. Siviller, savaş hali dışında askeri mahkemelerde yargılanamayacağını,
- Anayasa Mahkemesi yeniden yapılandırılacağını, Anayasa Mahkemesi üyelerinin 12 yıl için seçileceğini, Bir kişinin 2 defa üyeliğe seçilemeyeceğini, 12 yıldan önce yaş sınırını dolduran üyenin emekliye ayrılacağını, Anayasa Mahkemesi’nin mevcut yedek üyelerinin ‘asıl üye’ sıfatını kazanacağını, Anayasa Mahkemesi’ne kişisel başvuru yapılabileceğini,
- Meclis Başkanı, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan’da (Anayasa Mahkemesi) yargılanacağını,
- Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yeniden yapılandırılacağını, HSYK’nın halen 7 olan üye sayısı 22’ye, 5 olan yedek üye sayısı ise 12’ye çıkarılacağını, HSYK’nın, 3 daire halinde çalışacağını. Kurulun ‘meslekten çıkarma’ cezasına ilişkin kararlarına itiraz yolu getirileceğini, Kurulun diğer kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamayacağını. HSYK’nın mevcut asıl ve yedek üyelerinin görevleri, seçildikleri sürenin sonuna kadar devam edeceğini göreceksiniz.
Şimdi benim oyum herhangi bir siyasi partiye değil. Sakın ola verdiğim oyu kendi oyunuz yüzdesi gibi göstermeyin. Ben birileri bir halt işlediyse cevabını vermesi için, eşit hak ve özgürlükler için, sivilleşmek adına bir yerden başlanmalı diyor, oyumun da evet olduğunu beyan ediyorum. Sivil kalın.