‘Nehirler Aktı Geçti, Kurudu Vakti Geçti
Nice Han Nice Sultan Tahtı Bıraktı Geçti.’
Hırs aklın önüne geçerse eğer insan ne yaptığını bilmezmiş.
Başka bir deyişle; ‘aklı başından uçar gidermiş.’
Akıl gitmekle kalsa iyi, akıllıyken elde ettikleri her şeyi,
Bir bir yeniden kaybedermiş.
Saraylar, tahtlar ve taçlar için adaletle hükmetmeyi terk eden Hükümranlar,
Rezil- rüsva olup tarih sahnesinden silinip giderlermiş.
Bir Fatiha okuyanları kalmazmış bu dünyada.
Halk; “Yezid soyu” derlermiş bu tür idarecilere.
Lanet okurlarmış gelmişlerine geçmişlerine.
Başka ne denir ki; ‘Allah akıl fikir versin’ böylelerine.
Saddam ve Kaddafi’nin sonları henüz tüm canlılığıyla hafızalardayken,
Niye Saddam niye Kaddafi olmaya özen gösterirler ki?
Allah aklını kaybettirmesin kuluna. Yoldan çıkartmasın…
Ey dostum Sen; ‘söyleyene değil söyletene bak.’
Dağlıca da 16 Askerimiz kahpece pusuya düşürülüp şehit edildiği gün,
Hazretleri yandaş mı yandaş bir kanala çıkmış bülbül gibi şakıyor:
“Ey Halkım! 13 yıllık iktidarımız döneminde önüne gelen bizi kandırmış.
Her görüşmemizde ülkeyi terk edeceklerini söyleyen PKK’lılar,
Çözüm süresince şehirlerimizi silah deposuna çevirmişler.
Militanlarını dağdan indirerek kadrolu işçi statüsünde Belediyelerimize yerleştirmişler.
Bizi kandırmışlar, bizi ayakta uyutmuşlar kardeşlerim.”
Tarih 18 Mart 2014, yer Çanakkale. Hazret yine kürsüde; "Samimiyetle ifade ediyorum, eski Genelkurmay Başkanımız başta olmak üzere, birlikte mesai sarf ettiğim için yakından tanıdığım pek çok komutanın tutuklanmasına şahsen gönlüm hiçbir zaman razı olmamıştır. Suçluyla suçsuzun, gerçekle yalanın, doğruyla yanlışın aynı torbaya konularak yürütüldüğü bu operasyonlarla, şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı. Kurumlarımızın içinde örgütlenmiş, güçlü medya desteğiyle teçhiz edilmiş bir yapının,Türkiye'yi ele geçirmek için yürüttüğü bir kumpasa, bir darbe teşebbüsüne hep birlikte maruz kaldık" diyorsunuz. Bizde el insaf be kardeşim diyoruz:
“Sıfır sorun dediniz sorunlar bir iken bin oldu.”
“ Analar alamasın dediniz, analar ve yavrular 7/24 ağlar oldu.”
“Üç ay sonra Esat yıkılır dediniz, beş yıl oldu adam dim dik ayakta.”
“Cuma namazını Şam’da Emevi Camiinde kılarız dediniz, nasip olmadı”
Hangi kardeş ülkeye elinizi uzattıysanız zavallılar yerle yeksan oldular.
Irak, Libya ve Suriye; “yandı, bitti, kül oldu”
“Cezayir, Tunus, Mısır” per perişan oldular.
İç ve dış politikalarınızda yanılmadığınız bir tek uygulama söyler misiniz bana.
İnsan bu kadar yanılır mı şehzadem? Aklınızı peynir ekmekle mi yediniz?
İnsan bu kadar çok çamura düşer mi han zadem?
Sahi, bu kadar yanlışı nasıl becerdiniz Allah aşkına?
Tabi ki çok yorulmuş olmalısınız. Size haksızlık yapılmamalı.
Daha fazla kusur işlememeniz için bir süre görev verilmemeli…