Arap baharı denilen kime yada kimlere faydasının tam olmadığı ancak müslümanlara sadece kan ve göz yaşı getiren bu oyun kendi coğrafyamıza da Suriye olayları sebebiyle sıçradı.
Şu anda güzel ülkemizde de kan ve göz yaşı azalacağı yerde sürekli artıyor. Haber ile iç içe yaşayan biri olarak, artık haber takibi yapacak gücü bulamaz olduk.
Bu nereye kadar böyle devam edecek?
Suriye bizim komşumuz.
Suriye'de yaşanan insanlık dramına tabii ki seyirci kalmayız, kalamayız. Bu bizim millet olarak, ülke olarak görevimiz. Sınıra yığılan o bebek ve kadınlara karşı nasıl ilgisiz olabiliriz? Doğal olarak hükümet bu konuda risk alıyor, o komşularımızın acısını hafifletmeye çalışıyor. Bu insanlık görevimiz.
Üzülerek ifade etmemiz gerekirse, Suriye'de yaşanan şiddet olaylarına paralel aynı sıkıntıyı ülkemizde de yaşamaya başladı. Türkiye de gözü olanlar, birlik ve beraberliğimize kast edenler ve bundan büyük rant elde edenler içeride ve dışarıda ülkemize savaş açmış durumdadırlar.
Bizim vergilerimizle maaş alanlar ve en yüksek makamları işgal edenlerin siyaset adına sarf ettiği sözler bizleri derinden yaralamaktadır.
Bu gün Afyon'da mühimmat deposunda patlama sonrasında şehit olan 24 fidanımızın memleketlerine nâkili sırasında art arda dizilen cenaze araçlarının gazetelere basılan fotoğraflarına baktığımızda gözümüzden bir kaç damla yaş akmadı mı?
Güneydoğu da operasyondan dönen polislerimize yapılan mayınlı saldırı sonrasında minibüsün fotoğrafı sizleri derinden yaralamadı mı? 8 genç vatan evladı kurşunla değil de tuzakla aramızdan ayrıldı.
Bu hainliklerin bir son bulması lazım.
İktidar ve muhalefet terörü bitirme adına radikal ve yürekli adımları atmadığı kanaati içindeyim.
Şu anda ülkemizde olağanüstü bir durum söz konusudur.
Gerekirse Orfi idari yasaları çıkartılmalı, asker ve polise kurşun sıkanlar yakalandıkları yerde kurulacak olan mahkemeler marifetiyle idam edilmelidir.
ABD'de bile İDAM var iken, bizim ülkemizde bu cezanın kaldırılmasını bir türlü anlamıyorum.
Kimsenin ipte sallanmasını istemem. Ancak konu devletin bekası ise yapılması gerekenlerde yapılmalıdır.
Bu açıdan Büyük Birlik Partisi'nin İdam cezası ile ilgili talebini haklı ve doğru buluyorum.
Askere ve polise kurşun sıkanlar, vatanı bölmeye kalkanlar, vatana ihanet suçundan idam edilmelidir.
İdam yeniden getirilmelidir.
**
Pişmanlık duyanlar, gelip teslim olanlar zaten ifadeleri alınarak serbest bırakılıyorlar.
Dağdan inişin özendirildiği ve buna rağmen bir iniş ve pişmanlık söz konusu değil ise, izlenen yol ve yöntem yeniden ele alınmalıdır.
Milletin vergilerinden maaş alanların TBMM çatısı altında bu milletin değerlerine küfür etmelerine ne kadar izin verilecek?
Milletvekillerinin hapislere atılmasını, vekilliklerinin düşürülmesini falan da istemiyorum. Ancak buna da dur denilicek hukuki düzenlemelerinde yapılması elzemdir.
**
Ülkemizde idam cezası uygulanıyor olsaydı, bu gün terörün bu kadar azacağını hiç düşünmüyorum.
Dünyanın en gelişmiş ülkesi olan ABD'de olan idam bizim ülkemizde nasıl olmaz?
İdamı kaldıran ülkelerin iç ve dış siyasal sorunları bizim gibi mi? onların ülkelerine doğrudan bizdeki olduğu gibi tecavüz mü var? Fransa, Almanya, İngiltere yada diğer batı ülkelerinde bizim yaşadıklarımıza benzer hangi sorunlar var. Bu denli ihanet söz konusu mu?
BBP'nin 29 kentte yaptığı idamın geri getirilmesi ile ilgili anket ve imza kampanyasını anlamlı buluyorum.
**
İnşallah hiç bir gencimiz ipte sallanmadan bu bölücü terör sona erer ve kan, göz yaşı diner.
Bizim isteğimiz budur.
Ne bir Türk gencini ne de bir Kürt gencini toprağa düşmesine gönlümüz razı olmaz. Çünkü merhum Alpaslan Türkeş'in dediği gibi;
"Kürtler ve Türkler et ve tırnak gibidirler. Et tırnaktan, tırnak etten ayrılamaz!"
**
ALKIŞLIYORUM
Kahramanmaraş spor ile Belediye spor hafta sonu yaptıkları karşılaşmalarda sahadan galibiyetle ayrıldılar.
Her iki takıma, futbolculara ve teknik adamlara yürekten alkış tutuyorum.
İnşallah her iki takımımızda bir üst lige çıkartarak, kentin tanıtımında büyük katkı yaparlar..
Alkışlar Kahramanmaraş spor ile Belediye spor için...