Şiirimizin Sultanı, Necip Fazıl Kısakürek Üstadımız;
‘Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber.
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber?
Öleceğiz müjdeler olsun, müjdeler olsun!
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!’
Diyerek ölümün kötü bir şey olmadığını söylese de insan, bir yakınının ölüm haberini alınca yüreğinde başlayan yangının tüm vücudunu sardığına şahit oluyor. Gerçekten tarifi imkânsız üzüntüler yaşıyor.
Bu üzüntülere dayanma gücünü artıran şüphesiz kişinin Allah’a olan inancı ve imanıdır. Allah inancı olmayan kişiler ölümden hem çok korkarlar hem de sevdikleri bir kişi öldüğünde kendilerini paralarlar, hatta işi isyana kadar götürürler.
İmanı kuvvetli olanlar ise “korkuyla, açlıkla ve mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile karşılaştıklarında ve başlarına hastalık ve ölüm gibi bir musibet geldiğinde: ‘Biz Allah’a aidiz ve sonunda O’na döneceğiz.’ Derler ve sabrederler.” Allah cümlemizi imandan ayırmasın. Sabredemeyeceğimiz dert ve sıkıntı vermesin. Bizleri ‘sabredenlerden’ eylesin. Malın da, evladın da, ömrün de hayırlısını versin.(Amin)
Ahmet Muhtar Gül
Geçen hafta 08.07.2019 tarihinde, Merhum Hafız Ali Efendi ve Merhum Güllü Hoca’nın torunu, Merhum Haydar Gül’ün oğlu, Merhum Hacı Osman Arıkan’ın damadı, İrfan, Fevzi ve Merhum Emin Gül’ün Ağabeyi, Mustafa, İbrahim ve Osman Gül’ün Babası Hafız Ahmet Muhtar Gül Büyüğümüzü kaybettik.
Bence yaşayan son birkaç Osmanlı’dan birisiydi kendisi. Edep, hayâ, terbiye, hürmet, saygı ve tevazuu hayatının her anında görmek mümkündü. O kendine has sakin konuşması ile yüzünden eksilmeyen tebessümü ile gönüllere girerdi. Tam bir gönül eriydi. Sevmeyeni yoktu desem yalan olmaz. Mekânı Cennet olsun. Rabbim kederli ailesine sabr-ı cemil nasip etsin.
Mustafa Kirişçi
İki gün önce, 14.07.2019 tarihinde yakın dostum Merhum Ahmet Kirişçinin oğlu, Mehmet ve Ahmet Kirişçi’nin Babası, Azmi ve Muharrem Kirişçi’nin kardeşi, Mustafa Kirişçi kardeşimin ölüm haberini aldım. Yüreğim titredi. Yaşıtımdı, yoldaşımdı, arkadaşımdı… Mekânı Cennet olsun. Allah’ım kederli ailesine sabr-ı cemil nasip etsin…
15 Temmuz
Bugün ise 15 Temmuz 2019 Pazartesi. 15 Temmuz 2016 Tarihinde; Devletimizin bağımsızlığı ve bekasına, Milletimizin hürriyetine, Peygamber Ocağı olarak kabul ettiğimiz Şanlı Ordumuzun mevcudiyetine, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin varlığına karşı girişilen kanlı darbenin üçüncü yıldönümü. Bu hain darbe girişimini planlayan, uygulayan, destek veren iblisler 248 canımızı aldı. 2196 vatandaşımızı ise yaraladı.
15 Temmuz 2016 gecesi bu Ali Millet canı pahasına Bayrağına, Ezanına, Devletine ve Büyük Millet Meclisine sahip çıktı. 248 Vatan Evladı can vererek Şehit, 2196 Vatan Evladı ise yaralanarak Gazi oldu.
Yüce Türk Milletinin düşmanları ve onların içimizdeki işbirlikçileri bilsinler ki: ‘Ne Cenabı Allah’ın övgüsüne mazhar olmuş Yüce Türk Milletini ne de şartlar ne olursa olsun, hangi gerekçe ile yapılırsa yapılsın, zulmün ve zalimin karşısında, mazlumun ise hep yanında yer alan Türk Devletini yok edemeyeceklerdir.'
Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim, ‘değil zulme razı olmayı, zulmedenlere meyletmeyi bile yasaklamıştır.’ Bu sebeple Müslüman Türk Milleti hiçbir zaman, zulmü alkışlamamış, zalimi asla sevememiş, zulmü görmemezlikten gelmemiştir. Her zaman zalimlerin hasmı, mazlumların ise dostu olmuştur. Olmaya devam edecektir.
Her bir vatandaşımızın ayrı bir kahramanlık destanı yazdığı, 15 Temmuz 2016 tarihinde uygulamaya konan kanlı darbe gecesini, milli irade ve dik duruşuyla zafere çeviren Büyük Türk Milleti’ni saygıyla selamlıyorum. Aziz Şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, Gazilerimize şükranlarımı sunuyorum…