Yorgun sesi insanın gün sonunda
Yaşamdan bir gün daha geçmiş değil saatin tik takları arasında vakitlerin
Yorgun akşam olmakta…
Şehrin ışıkları yanarken usul usul
Bir pencereden süzülen ışıkla aydınlanan sokak
Kim bilir nedir derdi, dermanı nerdedir ?
Bir aheste müzik duyulur caddenin ta başından…
Sızar içine günün derdi.
Derman sendedir der ve
Girer evine…
Kapalı perdeler, avizeler sallantılı
Umar mı insan çıkmayan candan medet ?
Varsın derman olmasın kimse ama
Bu dert yarına da çıkacak…
Belki de önemliydi lakin kendi idam sehpası da…
Kurulu düzen gibiydi her şey
Bir tek uzanıp ilmeği geçirecek boynuna
Sonrası ver elini ölüm diyecekti.
Aklı hep karısında ve biricik kızında takıldı
İpleri kopmuyordu sevginin
Asıldı sandalyeye lakin
İçinden gidiyorum diyordu, yüreği “kal” …
Hangisi dedi ben kurtarabilir bu açmazın arasında
Hangisi merhem olurdu yarasına
Ne ölümden korkuyordu ne de dönmemekten
Lakin kızı boynunu büküyordu.
Sandalyeye bir tekme attı kuvvetlice
Sonra….
Gidip aynaya baktı
Ben de dedi kendi kendine
Bu kadar gelmişken, teslim olmak var mıydı? ölüme,
Akıyordu hayat dokunmadan kendine
İçinden vazgeçti , dışından vazgeçti idamdan
Yeni hükmü yaşamak yaşamaktı ömrünce,
Üstelik dibine kadar cehennemin
Tüm bahçelerini gezecek kadar cennetin…