Osmanlı ve Gerçekler…

Sen Tarihini bilmezsen başkalarının anlattığı masalları tarih diye dinlersin…

Osmanlı Devleti'ni azıcık eleştirince hemen diyorlar ki niye Osmanlı düşmanlığı yapıyorsun? Niye Osmanlı Devletini sevmiyorsun? Bizim Osmanlı'yı eleştiriyor olmamız, onu sevmediğimiz anlamına gelmez... Biz Osmanlıyı olduğu gibi kabul ediyor, olduğu gibi seviyoruz: sevabıyla, günahıyla, borcuyla...

Osmanlıyı asıl sevmeyen sensin! Atatürk düşmanlığı yapabilmek için hayalinizde bir Osmanlı Devleti yarattınız. Siz o tozpembe Osmanlıyı seviyorsunuz.

Anadolu'nun coğrafyasında yeşeren bazı devletlerle ecdat bağlantımız var. Hem de Osmanlılardan çok fazla. Bizim sahte sözde tarihçilerimiz onları hiç yazmaz. Okumayan, sorgulamayan gençliğe uyduruk Osmanlı anlatıyorlar.

Ancak her şeye rağmen Osmanlıyı bugünün penceresinden bakıp yargılama. O dönemin şartlarına göre değerlendirerek sorgulayalım." Tarih bilmeyen yönetici, pusulası olmayan gemi kaptanına benzer."

Onun için azıcık gerçekleri dinlemeye, öğrenmeye çalışınız, BİAT KÜLTÜRÜ İLE TARİH ÖĞRENİLMEZ.Bazı diplomalı cahillerin gerçeklere tahammülü bile yok…..

OSMANLI BORÇLARI

1829

Sultan 2.Mahmut tahttadır.

Osmanlı-Rus savaşı sürüyor.

Tuna garnizonlarında ekmek yok!

Un yok, buğday yok..

Ünlü Yahudi banker Rothschild’e başvurulur.

Rothschild, buğday alıp Osmanlı’ya verir.

Kefil İngiltere ve Fransa’dır.

Osmanlı, buğdayın ancak yarı parasını öder, üstünü senet yapar!

1834

Yunanlar Osmanlı’ya başkaldırır, savaşır ve bağımsızlıklarını kazanır ve (nedense) Yunanlara tazminat ödenmesi kararlaştırılır..

Osmanlı’nın tazminat ödeyecek parası yok, hazine boştur..

Yine banker Rothschild’e başvurulur.

Osmanlı’ya bir borç daha yazılır..

1856

Osmanlı Abdülmecit tahttadır.

Kırım Savaşı sürmektedir.

Silaha ve mühimmata ihtiyaç var, para yoktur!

Yine banker Rothschild’e başvurulur.

Osmanlı’ya 10 milyon Sterlin borç verip 40 bin tüfek, 10 milyon fişek ve 50 milyon kapsül alınır, yine senet yapılır!

Yine Abdülmecit..

Kasasında parası olmayan Osmanlı, banker Rothschild’a borç karşılığı Mısır’dan gelecek vergiyi, İzmir ve Şam gümrüklerinin gelirlerini ipotek gösterir yine borç alır..

Rothschild bu teminatlarla yetinmez;

Osmanlı’ya aldığı buğdaydan kaynaklanan borcun yarısı hala ona ödenmemiştir..

Rothschild; İngiltere ve Fransa’nın kefil olması koşuluyla Osmanlı’ya borç vermeyi kabul eder.

Osmanlı’ya 5 milyon Sterlin daha borç verir..

1891

Osmanlı’da 2.Abdülhamit tahttadır..

Hazinede yine para yok!

Bir kez daha Rothschild..

yüzde 4 faizle 6 milyon Sterlin borç verir..

1894

Yine 2.Abdülhamit..

Hazine tam takır..

Rorhschild, 8 milyon Sterlin yine borç verir.

Osmanlı, borcu yıllık 330 bin Sterlin taksitlerle ödemek üzere borç senetleri imzalar..

Veee..

1 KASIM 1922

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Osmanlı saltanatına son verir!

17 Kasım 1922

Son Osmanlı Vahdettin İstanbul’dan İngiliz gemisine binip kaçar..

24 Temmuz 1923

Lozan Antlaşması imzalanır..

Genç Türk devleti,

Osmanlı padişahlarının o borçlarını yüklenir..

Banker Rorhschild’den alınanlar dahil, Lozan Antlaşması gereğince tüm borçlar 1954 yılına kadar taksit taksit ödenir..

Maliye uzmanı Dr. Mahfi Eğilmez,

Osmanlı’nın bu borçlarını hesaplar:

Günümüz kurlarına göre,

Bir Türkiye daha kurulacak kadardır!

Atatürk’ün önderliğinde borcu millet öder!

Yıkılıp giden Osmanlı’nın borcunu,

Osmanlı’nın aşağıladığı Türk halkı öder,

“ OSMANLI ‘’ İSMİ İLK DEFA NE ZAMAN KULLANILDI.

Bizim “Osmanlı” dediğimiz devlet, resmî ad olarak hiçbir zaman “Osmanlı Devleti”, “Osmanlı İmparatorluğu” gibisinden içerisinde “Osmanlı” kelimesinin geçtiği bir isim kullanmamıştır;

Devletin resmî ismi asırlar boyunca “DEVLET-İ ALİYYE” yani “BÜYÜK DEVLET” olmuştur!

Türk tarihinde aslında sadece iki devlet vardır: “Doğu” ve “Batı” Türk Devletleri...

“Doğu Türk Devleti” Göktürkler’den başlar, Timur, Bâbür, Altınordu ve diğerleri ile devam eder.

Batı’ya doğru ilerleyen Türkler de gittikleri yerlerde kendi devletlerini kurmuşlardır,

Selçuklu ve Osmanlı İmparatorlukları ile Türkiye Cumhuriyeti de “Batı Türk Devletleri’dir.

HANEDAN İSMİ GELENEĞİ

Tarihteki Türk Devletleri, yani Cumhurbaşkanlığı Forsu’nda da yeralan 16 devlet, “Doğu” ve “Batı” Türk Devletleri’nin devamlılık esası dahilindeki yeni şekilleridir.

Yıkılan bir devletin yerine derhal yenisi kurulmuş,

Türkçe günlük konuşmada devletten bahsedilirken o kurucusunun yahut idarecisi olan hanedanın ismi ile söylenmesi gelenek olduğu için her biri başka isimler almıştır.

“Osmanlı” sözü de bu geleneğin devamıdır,yani devletten kurucusu ve asırlar boyunca idarecisi olan hanedanın adı ile bahsedilmesinin örneğidir.

RESMİ İSİM, BUDUR!

İmparatorluk isim olarak daima “DEVLET-İ ALİYYE” terkibini kullanmıştır ama son zamanlarında nâdiren de olsa terkibin sonuna “Osmaniye” kelimesi de ilâve edilmiş ve “DEVLET-İ ALİYYE-İ OSMANİYE” hâlini almış ama resmî isimde bir değişiklik olmamış,

Her zaman “DEVLET-İ ALİYYE” olarak kalmıştır.

“OSMANİYE” sözüne özellikle 19. asrın ikinci yarısından itibaren rastlanır,

Bazı Türkçe belgelerde de bu şekilde geçer ama uluslararası yazışmalarda ve yabancı memleketler ile yapılan anlaşmaların Türkçe tercümelerinde, yani resmiyette daima “Devlet-i Aliyye” vardır.

Peki, devletin Türkçesi bu şekilde olan ismi yabancı yayınlarda, belgelerde, yazışmalarda, vesairede nasıl geçiyordu?

Bilmeyenler belki şaşıracaklardır ama Batı dünyası “Devlet-i Aliyye” karşılığı olarak her zaman “TÜRKİYE”yi kullanmıştır!

Devletin ismi yazıldığı batı diline göre “Turquie”, “Turkey” yahut “Turchia” veya “Türkei” olmuş, imparatorluktan bahsedildiğinde de “Türk İmparatorluğu” denmiştir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri