Yaz mevsimi kapalı alanlarda sigara içme yasağı sınavımızı başarılı bir şekilde geçtik.
Şimdi kış dönemine gireceğiz. Halkımız işletmelerimiz, yeterince bu konuya hazırlandılar ama kış sınavları biraz zor geçeceğe benziyor.
Ancak yasaklarda Kahramanmaraşımızın bölgesel olarak diğer illere göre fazlalığı var. Bilindiği üzere bir Ot atma gerçeğimiz var. Tütün mamulü yasaklarla sigarasız hayat gibi OTSUZ HAYATA geçebilecek miyiz?
Yoksa sigara cephesinden püskürtülen sigara tiryakilerimiz, ot cephesine geçerek otlanmaya mı başlayacaklar?
Biliyoruz ki şehrimizin yüzde sekseni otçu. Sigara yasağından sonra bu oranın her geçen gün arttığı endişesi yaşanıyor.
Şehrimizde otçuluk ve ot imalatı kontrolsüz bir şekilde sektörleşmiştir. Her ne kadarda masum keyif verici illetler arasında görülse de. Tezgah üzeri reklamlarda FİL DEVİREN OT ifadesi sade vatandaşı ürkütmektedir.
Bilindiği üzere Ot; yabani tütünle meşe külünün karıştırılıp, öğütülerek naylon paketler içerisinde, piyasaya sunulan keyif verici bir maddedir.
Her köşe başında bakkalda manavda markette tezgahlar da rahatlıkla görebileceğimiz, hijyenden muaf ot paketlerini, vatandaşımız sorunsuz bir şekilde satın almaktadır.
Çok geniş tüketici kitlesi karşısında ot imalatçıları sektöre ciddi yatırımlar yaptığını biliyoruz. Aslında işletmecilik açısından bakıldığında karlı bir sektör olduğu tartışılmaz.
Hatta bu konuda kendilerine latife kokulu bazı önerilerimiz de olacaktır. Şöyle ki,
Bilindiği üzere günümüzde ot, çağdaş usullere kullanılıyor. Önceleri ağza açıkta atılırken, şimdilerde kağıt arası yapıldı. Hijyen açısından son derece geçerli bir yöntemdir. Üreticiler AR-GE çalışmalarını geliştirmeliler, örneğin sallama çaylar gibi, sallama otlar üretmeliler.
İçlerine meyve aromaları katarak, elmalı, armutlu, otlar yapmalılar. Bilhassa renk uyumundan dolayı fıstıklı otların çok rağbet göreceğini tahmin etmemek elde değildir.
Otun tableti mutlaka yapılmalı. Her mekanda rahatlıkla kullanılabileceğinden, bilhassa elit otçu vatandaşlarımız bu işten çok memnun kalacakları aşikardır.
Diğer yanda rejim ve kilo sorunu olanlarda ottan mahrum edilmemeli. Mesela DİYET OT üretimi ile kilo sorunlu kesimde düşünülmelidir.
Son olarak markalaşmanın da önemine değinmek isteriz. Mesela MAROT markası uygun bir marka olabilir. Ayrıca KISA PAKET MAROT yada UZUN PAKET MAROT gibi ürün seçeneklerle alternatif ürünler üretilmelidir.
Bu fikirler çoğaltılabilir. İşin latife kısmı bir yana bırakacak olursak.
Devlet madem sektörleşen bu iş kolunu, kayıt dışı ekonomi olarak görmüyorsa. İşin imalatını ve pazarlamasını serbest bırakmışsa ki, uygulama öyle görünüyor. Bir başıboşluk varsa, bu boşluğu dolduracak açıkgözler çıkacaktır. Bu konuyu halkımızın sağlığını düşünen kurumlarımıza, gelir idaremize ve mahalli idarecilerimize ithaf ederek bitiriyoruz.
Selam ve sevgilerle.