ÖZEL ÖĞRETİM, BİTMEYEN ÇİLE

.

Dile kolay, tam 30 yıl aktif olarak her kademesinde görev yaptığım, gençliğimi verdiğim, saçımı/sakalımı ağarttığım, çokça mutluluktan havalarda uçtuğum,  azda olsa üzüntüden gözyaşı döktüğüm ‘Özel Öğretim Kurumlarının’ içinde bulunduğu durumdan söz edeceğim.

Bilirsiniz, ‘Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir’ diye bir atasözümüz var. Bizden olup da bu atasözünün ne anlama geldiğini bilmeyen yoktur ama her ihtimale karşın tedbirli davranıp ilkin bu atasözünün anlamını vermeye çalışacağım.

Herhangi bir olayın gerçek durumunu anlayabilmek için uzaktan bakmak yerine, o olayı birebir yaşamak daha yararlıdır. Uzaktan izleyen insanlar verilen emeği, yaşanan zorlukları tam olarak kavrayamazlar. Her şeyi tozpembe olarak görürler. O olayları yaşayanlar yaşadıkları zorluklar yüzünden canlarından bezmiş bir durumdayken olayları uzaktan seyredenler imrenirler ve ‘keşke biz yaşasak’ derler.

İnanın bana, Özel Eğitim ve Özel Öğretim Kurumları tam bu durumda. Bu sebepten olsa gerek sektör her türlü çilesine rağmen büyümeye devam ediyor. Hala anlamayanlar için bir atasözü daha kullanabilirim. Bu sektörün tanımı için ‘Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık’ da denilebilir. Sektöre bulaşanlar tüm olumsuzluklara rağmen sektörden kopamıyır.

Gerek özel okul gerekse dershanelerde uzun yıllar çalıştım. Başında Özel olmasına rağmen asla özel olmayan kurumlar. Haksızlık olmasın, binayı yaptırırken özel, öğretmen maaşı ve SSK primleri öderken özel, birde vergileri özelken özel. Bunun dışında bu kurumlar asla Özel değil dersem sakın şaşırmayın. Çünkü Özel Öğretim Kurumu açan kişiler;

- Binanın standartlarını kendileri belirleyemezler. Bakanlığın belirlediği ‘standartlar yönergesine’ uymaları gerekir.

- Açtıkları Okullarda kendi belirledikleri eğitimi veremezler. Talim Terbiye Kurulunun belirlediği müfredatı uygulamak zorundadırlar.

- Açtıkları kurumun ücretini kendileri belirleyemezler. TUIK tarafından açıklanan TEFE/TÜFE rakamlarına göre ücret belirlemek zorundadırlar.

- Açtıkları Kurumda öğrencilerine takviye kursu yapamazlar. Ancak resmi kurumlarda yapılmasına izin verilen takviye kurslarını yapabilirler.

-  Açtıkları Okullarda istedikleri kaynak kitapları okutamazlar. Sadece Bakanlığın ücretsiz olarak dağıttığı ders kitaplarını okutabilirler.

- Açtıkları Okullarda çalışma takvimlerini kendileri belirleyemezler. Bakanlığın belirlediği çalışma takvimine uymak zorundadırlar.

- Açtıkları Kurumlardaki öğrencileri kuruma ait araçlarla taşıyamazlar. İçişleri Bakanlığının veya Belediyelerin çalışma ruhsatı verdiği Servis Araçlarına taşıtmak zorundadırlar.

- Açmış oldukları Kurumlarda Sağlık Bakanlığı ve uhdesinde oluşturulan Bilim Kurulunun belirlediği tüm tedbirleri Okul Yöneticileri ve Okul Aile Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri el birliği ile Kurumlarında uygulamalarına rağmen ‘Yüz Yüze Eğitimi’ başlatamazlar.

-Açmış oldukları Kurumlarda kayıtlı öğrencilerin % 3’ünü ücretsiz okutmak zorundadırlar. ‘Eyvallah okutalım ama bu maddeyi ekonomik koşuları uygun olan, kar eden kurumlar uygulasın. Öğretmeninin maaşını ödeyemeyen kurumdan ücretsiz öğrenci okutmasını istemek caiz değil’ deseler bile dinletemezler. Bu kurumların aslında hiçte Özel Kurumlar olmadıklarını gösteren bu ve buna benzer yüzlerce örnek verilebilirim. Ancak maksat hasıl oldu sanırım.

Tüm bu olumsuzlukların üstüne birde Pandemi sürecinin getirdiği yük bardağı gerçekten taşırmış durumda. Tüm dünya devletlerinde okullar açıkken, Bizim Kültürümüzde ‘Sözün Göze Verileceğinden’ haberi olmayan yetkililer; ‘Risk varsa biz yokuz’ diyerek okulların açılmasını sürekli erteliyorlar. Okullarını bir türlü açamayan sözde özel öğretim kurumları ise sürekli öğrenci kaybediyorlar.

Yaşanan olumsuzluklar yetmezmiş gibi Sayın Bakan; ‘Bazı özel okulların bütün sınıflardaki öğrencileri okula çağırmasına ilişkin duyumlar alıyoruz. Bununla ilgili bütün takipler yapılıyor. Derhal soruşturma açılması, konularla ilgili müeyyidelerin, yaptırımların, cezaların hayata geçirilmesi söz konusu’ diyor ve 81 İlin valiliklerine ‘özel okulların denetime alınması’ emrini veriliyor. Her türlü olumsuz koşullara rağmen okullarını yüz yüze eğitime açmaya çalışan şerefli, namuslu Özel Öğretim Kurumu Sahipleri haksız yere yine cezalandırılıyor. Adamların çilesi aynen devam ediyor. Yazık, gerçekten yazık…

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri