Herkes bilir ki her teşkilat bir maksat için kurulur ve bu maksat hasıl olur ve artık bu teşkilata gerek kalmaz ise işi bitirilir. El kaide aslında böyle bir maksat için Afganistan da kurulmuş ve işinin bittiğine kanaat getirenler tarafından tasfiye edilmek istenmişti, fakat sonuçlarını herkes görüyor. Bir teşkilatı kurmak ( tıpkı Allahın ismini suistimal eden Hizbullah ismi gibi teşkilatlar) kolaydır, fakat kurulması kadar tasfiyesinin kolay olmadığı ve kuruluş felsefesinin aksini icra ettiği tarihen de sabitdir. Belki bazı örgütler milli menfaatlar için gereklidir ve kurulur ve bu kurulan teşkilatlar, ihtiyaç kalmadığında ya lağv edilir veya zamana uygun hale getirilerek ondan başka türlü faydalanılır. Tıpkı bizim son zamanlarımızda kurulan teşkilat-ı mahsusa gibi.
Ermeniler için kurulduğu iddia edilen, fakat aslında kuranlarda , muhatabı olup zarar gören bizler de ve bu işte maşa olan Ermenilerde biliyor ki, asala adlı örgüt, onu kuran ve arkalayanlar tarafından sadece ve sadece aziz Türk milletini oyalasın, uğraştırsın, takatini tüketsin, tekrar eski gücüne ve hedeflerine odaklanmasın ve bizim ortaya koyduğumuz gaileler ile uğraşsın ve ileride bizim için tehlike olma ihtimali oluşmasın ve mümkün ve başarılı olursak ta Türkiye cumhuriyeti ortadan kalksın ve artık bizimde bir şark meselemiz kalmasın, engelsiz olarak Ortadoğu da istediğimiz gibi at koşturalım diye kurulmuştur. Bu niyetler ile kurulan bu menfur örgüt son zamanlara öyle melun işlere imza attı ki artık Avrupa ve Amerika açıktan destek veremez hale geldi. Bu destekten mahrum kaldığını anlayan bu örgüt son gülerinde kendisini palazlatanları ısırmağa başladı ve görevinin sonuna geldiğini göstermeğe başladı. Aziz Türk milletinden yüreği soğumayan ve Türk milletinin önüne ne kadar engel çıkartsalar da yavaş yavaş eski günlerini hayal ettiğini ve kanında taşıdığı liderlik cevherinin ortaya çıkmağa başladığını tespit eden ezeli düşmanlarımız, bu devleti dışarıdan değil içeriden vurmağa ve onun enerjisini boşa harcatmağa karar verdiler. Asalayı kuranlar bir çok örgütte olduğu gibi bu örgütü tasfiye ederlerken tecrübelerinin gösterdiği yolda ilerleyip bu örgüte senin önüne koyduğumuz hedefinden asla vazgeçmiş değiliz, seni ortadan kaldırmıyor, tam aksine senin elini taşın altından alıp yerine senin ve bizim için çalışacak ve kontrol mekanizmalarında örgütünüzün önder kadrolarının yer alacağı, içerde çalışacak bir örgüt kurulacağını vaat etmişlerdir. Aksi takdirde asalanın hesap döner sap döner meseli kendilerini hedef alacağını gayet iyi biliyorlardı. Bunu yaparak, tarih boyunca kurup, düşmanlarına saldırtıp, ondan sonra ortadan kaldıramayıp kendilerine musallat olan diğer örgütlerin durumuna düşme tehlikesini bertaraf ettiler. Aldıkları ortak karar ile yıllarca ermeni asala örgütüne içeride destek olup, alt yapı çalışması yaptırdıkları Abdullah Öcalan ve benzeri adamlara PKK adlı komünist, ateist ve diktatörlük içeren terör örgütünü kurdurdular. Tamamen Müslüman olan bir toplumda din unsurunun önemini bildiklerinden bölgenin uzak doğusunda neşv-ü nema bulmuş tarihi dinlerden olan Zerdüşt lüğü de bu örgüte ihya ettirmeyi de ihmal etmediler. Türk devletini yönetenlerin milli derinlikten yoksun, mensubu olduğu coğrafyayı ve yaşadığı çağı geçmişinden ilham almadan köksüz bir şekilde gören, beynelmilelci zihniyete sahip gayri milli insanlar olmasından da uzun süre yararlanan dış mihraklar, asala adlı örgütü bitirerek aynı gün pkk yı (partiya karkırın kurdistan), yani Kürdistan işçi partisini kurdular. Buradaki karkırın veya karkeren ismi Türkçemizde kullandığımız kâr kelimesinin Türkmen lehçesinde kar şeklini almış halidir ve yöre Türkmencesine uygun şive şeklidir ve tamamen Türkçedir. Bölücülük için kurulan bu partinin ismi dahi Türkçedir. Aziz Türk milletinin kürt dediği ve 1. Kılıçarslan tarfından ilk defa kullanılan Kürdistan coğrafi isminin (Kuzey Azerbaycanın güney kısımlarının bir kısmıdır) sahibi olan bu insanlar Azerbaycan coğrafyamızın bir kısmında oturan oğuz boylu Türklerden başkası değildir. Daha sonra Osmanlı devleti padişahlarından yağuz zamanında Bitlis ve muş havalisinin bir kısmına Kürdistan denmiştir ki buralarda oturanların tamamı Selçuklunun ahfadı olan Kınık boyu Türkmenlerdir. Kendi milletimizin bir parçasını bize yabancılaştıran bu coğrafik terimleri şuursuzca kullanan ceddimizin bu günleri akıllarına getirdiklerini hiç zan etmiyorum. Tıpkı Türkistanda Kırgız,kazak ve Özbek kardeşlerimizin kendilerini Türk ten ayrı birer millet görüp, birbirlerinin kanlarını dökmeğe hevesli hale gelip, Rusları dost bilmelerindeki oyun gibi bizlerde atalarımızın hataları yüzünde kardeşlerimiz ile aynı oyuna gelmek üzereyiz.
Yukarıda kuruluşunu ve kuruluş maksatlarını açıklamağa çalıştığım gibi aziz vatanımızı elimizden almak için kurulan bir çok düşman örgüt gibi pkk da kendisine bu vazifeyi verenler , maddi ve manevi olarak destekleyen güçler için yılarca aziz Türk milletinin kanını dökmüş ve kalkınmak için harcayacağı enerjisini boşa harcamasına sebeb olmuştur.Bu örgüt ermeni asala örgütünün yerine ve onun vazifesini ermeni eli bulaşmadan gizlice yapmak için bizzat kendi kanımızdan insanlar kandırılarak yapılmak için kurulmuştur. Fakat bir çok hadisede yakalanan militanların kimlik tespitlerinde başta Ermeniler olmak üzere bir çok milletin bu örgüt içinde aziz Türk milletine karşı birlikte işbirliği yaptıklarını görmüş bulunmaktayız.
Nerede ise yüzelli yıllık bir düşmanlık ve çalışmanın semeresi olan bu eli kanlı örgüt birden bire ne olduda silah bırakmaktan ve güya barıştan bahseder oldu. Bu örgütü kuranlar kendilerince birinci derecede önemli olan şark davalarından mı vazgeçtiler, yoksa örgüt bu millet ile boşuna uğraşıyoruz, biz ne yapsak ta bunları birbirine düşman edemeyeceğiz, bu işten vazgeçelimmi dediler. Yoksa ilahi bir müjde ile ihyamı oldular. Bizde bir söz vardır. Tam da böyle meseleler için söylenir. Tasvip etmediğim de bilinir fakat tam bu günlere uyduğu için söylemek zorundayım. Bayram değil, seyran değil eniştem beni neden öptü derler. Ortadoğu coğrafyasında nerede ise bindörtyüz yıldır ehl-i salibin karşısına dikilen aziz ve necip Türk milleti bu coğrafyayı boşaltma kararımı aldı? Yada saf hristiyanların beklediği gibi islamdan vazgeçip hristiyan olmağamı karar verdi? Yoksa medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar ile aynı fikirleri besleyip artık ayrımız gayrımız kalmadı buyurun istediğiniz gibi coğrafyamızı şekillendirebilirsiniz mi dedi? Merak ediyorum.
Aziz Türk milleti olup biteni büyük bir dakkatle takip ediyor. Heyeti Nasihanın kişilikleri, geçmişleri bize çok fikirler veriyor. Bizi tedirgin eden gelişmelere şahit oluyoruz. Kıbrıs meselemizi, Giriti ve doğu balkanları kaybedişimizin serancamını hatırlıyor ve huzursuz oluyoruz. Hiçbir milletin davasından vazgeçmediğini, suyun uyuduğunu fakat düşmanlarımızın uyumadığını bilerek, Rabbimize dua ediyor ve aziz Türk milletini dünya ile şereflendiren Hz.Allaha sığınıp bekliyoruz.