Daha neleri görecek yaşayanlarımız? Olmazların olduğu, zeki yaratıkların akla muğayır tutum ve davranışlarının insanlığı olabildiğince savurduğu günlerden geçiyoruz. Din ,akıl ,vicdan,iz’an ,ahlak,duygu gibi temel insani kavramlar birer birer yok edilmiş.
Sureti insan bir güruh, olmaz denen şeyleri gözlerimizin içine bakarak olduruyor. Omurgasız yaratıklar giderek dünyamızı yaşanmaz utanılası bir mekan haline getirme çabasında ışık hızı ile yol almaya devam ediyor.
Karınca incitmez yaftalılar, hayvan hakları savunucuları, feminist ,çevreci, doğa koruyucu sıfatlı insan müsveddeleri dün Bosna’da ,bugün ise Halep ‘de insan sıfatına hiç yakışmayan herzelerle kol kola tüm dünyaya meydan okuyorlar.
Şu İran denen komşumuza bir bakarmısınız? Yıllarca genç beyinlerimizi isminin başındaki İslam kelimesi ile uyuttu ve yuttu. Dünya zindeleri ile kol kola şimdide Müslümanları top yekün yok edecek. Küfür tek millet evrensel algısına ne kadar da güzel hizmet ediyor.
Modern dünya ise ürettiği bu yeni tip yaratıkları büyük bir zevk ile izliyor. Planlı projeli postmodern insanlık, nereye kadar devam eder? Daha ne kadar mazlumun ahı gerekir bu ucubenin sonu için ? Akl-ı selim er yada geç devreye girecek. Fıtratımızda var olan ,hücrelerimizin içindeki küçük çekirdeklerde saklı duran insana ait cevherler bu gidişe elbette dur diyecek.
Elimizle dilimizle düzeltemediğimiz şeyler elbette olmaya devam edecek. Birlik ve beraberliğimiz devam ettiği sürece düşmanlar ne kadar çok olursa olsun yenilmeye mahkumdur. Hak batılı her zaman zail eder. Yeter ki hakkın ve doğrunun yanında yer alalım.
Mazlumların sesini duyan,onlara kulak veren,kol ve kanat geren bir durumdayız şükür. Devletimizin tüm organları dünya zindelerine yaptıkları yanlışları anlık yüzlerine şamar olarak fırlatıyor. Bu şamarları yağmur sanmaya devam etseler de er yada geç zekalarının onları sürüklediği gayya çukurunu görerek can derdine düşecekler.
Bizi içerden zayıflatmaya çalışan şer odakları her hafta bir yerimizden kanatmaya devam ederek başarılı olacaklarını sanıyorlar. Bir ölüp bin dirildiğimizin canlı şahidi olan tarihin tekerrüründen de ders almadan bu eylemlere daha ne kadar devam ederler bilemem. Ancak korktukları başlarına gelecek. Rabbim o günleri görmemizi nasip eylesin. Hesap günü bu günlerdeki hesabımızı kolaylaştırsın.
Hesap günü herkes kendi hesabını vermek durumunda. Orada hakim savcı avukat yok. Kendi azalarımızın şahitliği ile hesabımız görülecek. Dün Bosna da bu gün Halep de yaşatılanlara tepkimizde ne kadar samimi, ne kadar yapmacık duruyoruz? Bunun şahidi içimizdeki saklı benlerimiz olacak.
Dünya zindeleri öteden beri savunduğumuz yere doğru yaklaşıyor. Dün iri ülkelerin yetkilileri Reisimizi bu güne kadarki omurgalı duruşu nedeni ile tebrik ederek biraz günah çıkarmaya çalıştılar.
Daha çok günah çıkaracaklar ama bu onların cehennemden azad olmalarına yetmeyecek. Cayır cayır yanacaklar. Zalimler için yaşasın cehennem evrensel gerçekliği olmasa bu dünyanın bu kadar çivisinin çıktığı günlerde yaşamak gerçekten zor olurdu.
İyi ki imanımız var. İyi ki son dine inanarak hayatımızı devam ettiriyoruz. Müslüman olmanın başka meziyetlerinden de nasiplenmemiz gerekiyor. Hak yememek, yetimi gözetmek, elimizin altındakilere adaletli davranmak, mevki ve makamlarımızı dünyalık hesaplar uğruna kullanmamak, rüşvet ve adam kayırıcılıkla iş yapmamak gibi daha bir çok meziyetlerle de insanlığımızı şereflendirmeliyiz. Servet şehvet ve şöhret bu üçlü ile mücadelede Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Deveyi yardan uçurmaya bir tutam ot yetiyor.
Geçen hafta İstanbulumuzda ve Kayseride şer ittifakının bombaları ile şehid olan asker polis ve sivil kardeşlerimize ALLAH’DAN rahmet, yararlı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Yılmak yok. Hak yolda yola devam İNŞAALLAH. Bugünlük de bu kadar kalın sağlıcakla.