“Nurdağı tarafını henüz programa almadık, ama ilerleyen günlerde elbette programa alınacak, şuan ki programda böyle bir çalışma yok. Şuanda hazır olan ve ihalesi yapılmış olan Gaziantep Karayolu programa alınmış durumda ve orada sıcak asfalt çalışmaları devam ediyor. Her yıl şehrin bir tarafının yolu programa alınır ve iki üç yıl içerisinde bu giriş ve çıkış güzergahlarının hepsi sıcak asfaltla kaplanır.”
***
“Adana girişinin Karayolları tarafından yapılması gerekiyor. İnsanlarımız bunu bilmiyorlar ve bizim yapmadığımızı sanıyorlar. Aksu Mahallemizin oraya bir kavşak düzenlemesi ile refüjlerin yapılması karayollarının işi. Buradan bir kere daha sesleniyorum. Buraya acilen el atın. Geçenlerde bir çocuk daha öldü. Eğer yapmazlarsa biz yaparız. Oraya da kocaman tabela dikeriz. Bu memleket sadece Göksun-Kayseri arasındaki yoldan ibaret değil. Daha önce defalarca görüştük karayollarına durumu izah ettik. Bir kere daha söylüyorum. Aksu Mahallesi ile Otogar arasındaki refüjlerin yapılması ve Aksu Mahallesine bir kavşağın acilen yapılması lazım.”
***
Yukarıdaki ilk paragraf Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakan Yardımcısı Sayın Yahya Baş’a ait. İşadamı Ali Rıza Kısakürek’in bağ evinde Mesut Tuğrul’a konuşmuş!
İkinci paragraf ise Belediye Sayın Başkanı Mustafa Poyraz’a… O’da Aksu Tv’de yayınlanan “Şehre Dair”de programında yine Sayın Mesut Tuğrul’a konuştu.
***
Sayın Yahya Baş Hazretleri’nin açıklamasını ele alalım:
“Nurdağı tarafını henüz programa almadık.” diyor.
Hani demiş ya adamın teki, karşısındaki “adım Mülayim” deyince, “sert olsan ne yazar” diye!
O misal.. Programa alsan ne yazar…
Yapmadıktan sonra!!
Kaldı ki, “programda” ve “umurunuzda” olmadığı ortada. Umurunuzda olsa zaten yolun ortasında yıllardır “hilkat garibesi” gibi duran çırçır fabrikasını kaldırırdınız!
Umurunuzda olsa ölüm tuzağına dönüşen kavşakları ve refüjleri bir an önce yapardınız.
***
“Her yıl şehrin bir tarafının yolu programa alınır” mış mışş!!” Yahu bizim şehrin zaten üç girişi var. Her yıl değil, her dört yılda bir tarafı programa alsaydınız zaten şimdiye biterdi!
“Gaziantep Yolu” programa alınmışmış da… Yapılıyormuş da…
Yahu biz daha Narlı’yı otobana bağlamayı beceremezken elin oğlu Antep’e kadar bir yol daha yaptı be!
Sonra da çıkar “bizi Antep’le kıyaslamayın” derler. Yok ya! Hakkari ile kıyaslasak hoşunuza gider mi?
***
Sayın Poyraz’ın söyledikleri Sayın Yahya Baş’a cevap gibi adeta değil mi? O konuşmayı duyup cevap olarak mı konuştu bilmiyorum. Ama Sayın Poyraz onları konuşurken Karayolları Mersin Bölge Müdürü Yakup Dost’un kulaklarının çınladığı kesin. Kesin olan bir şey daha var! O da Sayın Poyraz konuşurken basınımızın kulağının üstüne yattığı. Oysa ertesi gün bütün manşetlerde o isyan yer almalıydı.
***
Sayın Poyraz aslında işaret parmağını gırtlağına dayayıp “Yeter artık buraya geldi” dediğinde bu şehrin sessiz çığlığına tercüman oluyordu.
Evet..
Poyraz’ın ki bir isyan!
Poyraz’ın ki bir bıçağın kemiğe dayanma durumu.
Poyraz’ın ki bir gölge etmeyin ihsan istemez deme durumu.
Poyraz’ın ki bir “ya yapın ya da kenara çekilin” demektir açıkça.
Peki haklı mı?
Hem de sapına kadar…
Az bile söylüyor!
Poyraz “Bu memleket sadece Göksun-Kayseri arasındaki yoldan ibaret değil.” diyor.
Eyvallah…
Diyor demesine de, keşke orası bir an önce bitirilse. “Keşke dediği olsa” diyesi geliyor insanın!
Ama nerdeee!!
İhalesi yapıldı denilen “Ilıca Yolu”nu saymıyorum bile!
***
Vaktiyle Sayın Mesut Tuğrul Manşet Gazetesi’nde Karayolları Bölge Müdürü Yakup Dost’a ithafen süper bir manşet atmıştı, “Dost musun yoksa düşman mısın be müdürüm?” diye.
Sayın Tuğrul o soruyu sormakta çok haklıydı. Zira, bu Dost bize “dost” değil ey halkım! Ey Kahramanmaraş’ım!
Sevgiyle kalın.