Mübarek ramazan ayını hep birlikte idrak ediyoruz.
Ramazan ayı, müslüman alemde manevi havanın daha bir yoğun teneffüs edildiği bir ay.
Dinimizin en temel ibadetlerinden olan orucun tutulduğu ay.
Ramazan denince sevgi hoşgörü kardeşlik kavramları gündeme gelir ve ramazan ayı bitince
birdahaki ramazanda gündeme getirilmek üzere rafa kaldırılır.
Ramazan ayında etrafımıza bakınca daha fazla sevgi hoşgörü kardeşlik göründüğü söylenemez.
Etrafımızdaki insanlar sanki daha gergin daha sabırsız daha hoşgörüsüz .
Helede iftar saatine yakın trafiğe çıktığınızda insanların oruçtan ne kadar nasiplendiğini veya
nasiplenemediğini daha iyi görürsünüz.
Bence bunun bir tane sebebi var.
İnsanlar ibadeti yüce Allah'a sunulan bir hürmet veya borç ödeme şeklinde değerlendirir.
Halbuki yüce Allah Maun suresinde , diğer insanlarla ilişkileri daha erdemli bir düzeye
getirmeyen namazı bile eleştirmiş , hatta diğer insanlarla ilişkilerini , özetle söylenecek olursa
peygamber ahlakına yakın hale getirmeyip namaz kılanları '' vay o namaz kılanların haline'' diye
tehdit etmektedir.
Oruç ibadetininde farklı değerlendirilmesi düşünülemez.
İbadetler imanın kuvvetlenmesi için , kendini her an cenab ı Allah'ın huzurunda hissedebilmek
için ve hayatın her anında peygamber ahlakı ile davranacak bir ruh hali için bir ders bir staj
hükmünde olmalıdır.
Yıllarca bu ibadetleri yapıp , sevgi hoşgörü kardeşlik temelindeki peygamber ahlakına
yaklaşamamak , bu erdemleri kazanma konusunda mesafe alamamak , yıllarca ilkokulun birinci
sınıfında okuyup ikiye geçememek gibi birşeydir.
Oruç , şahdamarımızdan yakın olduğunu açıkça ifade eden cenab ı Allah'ı her an
yanıbaşımızda hissettiriyorsa , her yaptığımızı söylediğimizi , hatta içimizden geçeni bildiğini gözümüzle görürmüşcesine hissettiriyorsa , yani kamil imana bizi yaklaştırıyorsa gerçek anlamına kavuşur.