Değerli Kardeşlerim Elhamdülillah Ramazan ayını dolu dolu geçiriyoruz. Oruçlarımızı tutuyor, Namazımızı kılıyoruz ve bol bol Kur’an okuyoruz. Ramazan ayı Ku’an ayıdır. Ramazan ayında Kur’an’a daha çok sarılmalıyız. Kur’an-ı Kerîm insanı hidayete götüren rehber,mü’min için rahmet, hasta kalplere şifa, insanları karanlıktan aydınlığa çıkartan fener ve Rabbine yaklaşmak isteyen mü’min için yol göstericidir.
Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’i İnsanlığa gönderme gayesini şu şekilde ifade etmektedir:
“Allâh sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu Kitab’ın tesiriyle tüyleri ürperir, derken hem bedenleri hem de gönülleri Allâh’ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu Kitap, Allâh’ın, dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidâyet rehberidir. Allâh kimi de saptırırsa, artık ona yol gösteren olmaz.” (ez-Zümer, 23)
Bu âyet-i kerîme, Kur’ân-ı Kerîm ile nasıl bir kalbî alâkamızın olması gerektiğini bildirmektedir.
Kur’ân-ı Kerîm, Allâh’ın rızâsını elde etmek,kötülüklerden uzak durmak,ebedi azaptan uzak durmak isteyenler için Rabbimizin gönderdiği bir daldır bu dalı sımsıkı tutanlar kurtuluşa erer,yücelir,feraha erişir.o dalı tutmayanlar ise alçalır.hem bu dünyada hemde ebedi alemde perişan olur.
Kur’ân-ı Kerîm Rabbimizin bizlere hazırladığı manevi ziyafettir. Rabbimizin bizlere sunduğu bu manevi ziyafetten istifade eden mü’min ferahlar, kalbi huzur dolar,neşenelir.İstifade demeyende tatmin olmaz, sürekli huzursuzdur ve hayata küser.
Kur’ân-ı Kerîm le çokça meşgul olmak îcâb eder.
Hadîs-i şerîflerde buyrulur: “Sizden birisi Rabbi ile münâcât ve mükâlemeyi (O’na yalvarıp O’nunla konuşmayı) severse huzûr-i kalb ile Kur’ân okusun.” (Süyûtî, I, 13/360)
“Kur’ân okuyunuz! Çünkü Kur’ân, kıyâmet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir” (Müslim, Müsâfirîn, 252, 253; Ahmed, V, 249, 251)
“Kim Kur’ân-ı Kerîm’i okur ve onunla amel ederse, kıyâmet günü ebeveynine bir tâc giydirilir. Bu tâcın ışığı, güneş dünyâdaki bir eve konulduğunda onun vereceği ışıktan daha güzeldir. Öyleyse, Kur’ân-ı Kerîm ile bizzat amel edenin ışığı nasıl olur, düşünebiliyor musunuz?” (Ebû Dâvûd, Vitir, 14/1453)
“Allâh, geceleyin iki rekât namaz kılan (ve Kur’ân okuyan) bir kulu dinlediği kadar hiçbir şeyi dinlemez. Allâh’ın rahmeti, namazda olduğu müddetçe kulun başı üstüne saçılır. Kullar, Kur’ân’la hemhâl oldukları andaki kadar hiçbir zaman Allâh’a yaklaşmış olamazlar.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 17/2911)
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:“–Kalbler, demirin paslandığı gibi paslanır.” buyurmuştu. Sahâbe-i kirâm:
“–Onun cilâsı nedir ey Allâh’ın Rasûlü?” diye sordular. Allâh Rasûlü:
“–Allâh’ın kitâbını çokça tilâvet etmek ve Allâh’ı çok çok zikretmektir.” cevâbını verdi. (Ali el-Müttakî, II, 241)
Yine bir gün Peygamber Efendimiz, sahâbîlerine:
“–Gözlerinize ibâdetten nasîbini veriniz!” tavsiyesinde bulunmuştu.
“–Gözlerimizin nasîbi nedir ey Allâh’ın Rasûlü?” diye sordular. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de:
“–Mushafa bakmak, onun içindekileri düşünmek ve inceliklerinden ibret almaktır.”buyurdular. (Süyûtî,
I, 39)
Yine Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-:
“–Şüphesiz insanlardan Allâh’a yakın olanlar vardır!” buyurmuştu.
“–Ey Allâh’ın Rasûlü! Onlar kimlerdir?” diye sorulunca da:
“–Onlar, Kur’ân ehli, Allâh ehli ve Allâh’ın has kullarıdır!” cevâbını vermişti. (İbn-i Mâce, Mukaddime, 16)
Değerli kardeşlerim unutmayalım ki Yüce Rabbimizin bizlere ikram ettiğ Kur’ân-ı Kerîm’e sımsıkı sarılıp bizim için kurtuluş kaynağımızın o olduğunu unutmamamız gerekir. Kur’ân-ı Kerîm’e ne kadar yaklaşırsak Allah’ın rızasına o derece yaklaştığımızı ne kadar uzaklaşırsak o derece uzaklaştığımızı unutmamız gerekir. Kur’ân-ı Kerîm le irtibatımızı artırmalı, onu okuyup anlamalı, okumuş olduğumuz Ayetleri kalbimizde hissetmeli, bizlere emrettiği hususları yerine getirip, yasakladığı hususlardan kaçınmalıyız. Ayetler üzerinde tefekkür etmek, Kur’ân-ı Kerîm de verilen misallerden ders çıkartmak gerekir. Unutmayalım bize cennetin kapısını açacak anahtar Kur’ân-ı Kerîm’dir.Bizler bu anahtarı sürekli kalbimizde, ruhumuzda, benliğimizde taşıyalım, inşallah kıyamet gününde kimsenin kimseye faydası olmayacağı günde bizlere Cennet kapısını açar. Rabbim hepimizi Kur’ân-ı Kerîm’e sımsıkı sarılan kullarından eylesin, Kur’ân-ı Kerîm okunduğunda imanı artan kullarından eylesin. Rabbim bizleri kendisine layık kul, Peygamberimize layık ümmet eylesin. AMİN.