Bugün yine bir yandan kitap okuyor bir yandan da radyo dinliyorum. Radyoda sözleri Ruhsati’ye ait “Vay deli gönül” türküsü söyleniyordu. “Daha senden gayri Aşık mı Yoktur /Nedir bu telaşın vay deli gönül /Hele düşün devr-İ ademden beri /Neler geldi geçti, say deli gönül “
Türkü beni duygulandırdı. Kitabı bıraktım. Türküyü dinledim. Ruhsati’yi düşündüm. Acılarla geçmiş bir ömür. 12 yaşında öksüz ve yetim kalmış. Okuyamamış, bir ağanın yanında hizmetçi olarak çalışmış, çobanlık yapmış, gurbete gitmiş.
Hatta bir şiirinden dolayı hapis yatmış.
“Burası Hazreti Yusuf makamı
Yatalım bir zaman ne olur olsun
Günde kase kase zehir verseler
Yutalım bir zaman ne olur olsun.” demiştir.
1835 yılında Sivas’ın Deliktaş köyünde doğan Ruhsati yine aynı yerde 1911 yılında Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Mezar taşına şu sözünü yazmışlar:
"Ruhsati azrail gezer kastıma
Hakkım helal olsun eşim dostuma
Bir belli taş dikin başım üstüne
Bir gün devir döner belirsiz olur."
Ruhsati mezarında rahat uyu. Mezarın da belli, kalbimizde yerin, kulağımızda sözlerin de bellidir.
Ben de Ruhsati’ye bir mektup yazdım.
Sana acı veren dünya duruyor
Bugün de yaşamak zor be Ruhsati
Her tepeye çıkan tokat vuruyor
Gel de bu kabusu yor be Ruhsati
* *
Ne kafamız rahat ne karnımız tok
Gafil kuş gibiyiz avcımız çok
Atılan yumruğun hatt hesabı yok
Nereden geliyor darbe Ruhsati
* *
Gariban vatana canın verirken
Haramiler yetim malı yer iken
Fırıldaklar her dem sefa sürerken
Düşünmek insana kor be Ruhsati
* *
Hak, hukuk diyerek devamlı bağır
Zalimin, cahilin kulağı sağır
Doğru söz bedeli kurşundan ağır
Sessiz kalmak bize ar be Ruhsati
* *
İyiler güzeller tek tek ayrıldı
Zayıflar horlandı, güçlü kayrıldı
Benim de dünyadan sıtkım sıyrıldı
Sanki erken gitmek kâr be Ruhsati
Allah rahmet eylesin. Ruhun şadolsun Ruhsati.
RUHSATİ’YE MEKTUP
.