Sağlık Bakanı Beni Duyar mı?

.

“Herkes gicişen yerini kaşır” diye eski bir söz vardır halk arasında. Biz de mecburen gicişen yerimizi kaşıyoruz. Hal böyle onluca da sık sık Ilıca’nın ve Ilıca’nın sorunlarının dile getirildiği yazılarla çıkıyoruz karşınıza.

Görev bilerek, mecburiyet hissederek…

Ne yapalım, biz de dile getirmeyelim de unutulsun mu Ilıca?

***

Efendim doktor yok doktor!

Hadi Ilıca çevresindeki 13 köyü bir tarafa bıraktık. Dedik ki: “onlar ölsün”(!!)

Yok, ölmeden Kahramanmaraş şehir merkezinde bir sağlık kuruluşuna yetişirlerse, elbet vicdan sahibi bir doktor çıkar ve ilgilenir.

(Ya, yetişemezlerse??)

Sezon başlayınca artan işyerleri, çevredeki inşaatlar ve bunlara bağlı olarak yaşanan iş kazalarını da bir tarafa bıraktık. “Geçen sezondan beri devam eden iş kazası yapmama yasağı bu sezonda devam etmektedir ey ahali, o yüzden kaza geçirmeden önce iyi düşünün!!?” dedik!

Ya Kahramanmaraş dışından tatil ve kaplıca amaçlı burada bulunanların sağlık ihtiyaçlarını/sorunlarını nasıl karşılayacağız? Nüfus çıkıyor otuz-kırk binlere.. Bunun içinden hastalananı olur, kronik rahatsızlığı bulunanı olur, iğne yaptırması gerekeni olur, hamamda ayağı kayıp düşeni olur, hamamda tansiyonu fırlayanı olur, kalp krizi geçireni olur, lunaparkta oyuncaklardan düşeni olur, yolda yürürken ayağı burkulanı olur...

İnsan sayısı artınca “olur oğlu olur” işte!

Ee, doktor yok! Kim bakacak?

Ne cevap vereceğiz sorarlarsa?

“Hele sen ölme bekle” mi diyeceğiz!

Ne diyeceğiz: “Kardeşim burası nereye bağlı, Türkiye toprağı değil mi, Kahramanmaraş il sınırları içinde değil mi, ne biçim yer, nasıl tatil beldesi?” derlerse?

(…??)

Hatta: “Buranın idarecileri, ilin idarecileri, iktidarı elinde bulunduran partinin temsilcileri burasını adamdan saymıyorlar mı, buraya gelen insanların sağlık sorunlarını düşünmüyorlar mı?” derlerse..

Vallaha derler mi derler! Elim ağzı “torba” da değil ki büzüp bir kenara koyasın.

***

Şimdi ben bunları yazdım ya, siz haklı olarak: “N’oldu ki, ne var gene, niye bağırıp duruyorsun?” diyeceksiniz.

Haklısınız.

Peki niye mi bağırıyorum:

Tüm Türkiye’de olduğu gibi Ilıca’da da “Aile hekimliği”ne geçildi. “Geçilmeden önce çok mu iyiydi?” derseniz, ona da cevabım maalesef “hayır” olacaktır. Geçen sezon aynı sorunlar yine yaşanmıştı. (Sezon dışını saymıyorum!!) Sezonun en kalabalık vaktinde doktorun tayini çıkmıştı da, Süleymanlı köyünün doktoru “ödünç” olarak alınmıştı! Yarım gün köyünde, yarım günde Ilıca’da çalışıyordu sezonun zirve yaptığı günlerde!

***

Gelelim bu sezona ve şimdiki duruma.

“Rezalet, vurdumduymazlık, aymazlık, umursamazlık, bana necilik” artarak devam ediyor.

Şu gün şu saat:

Bir geçici doktor, (dokuz günlüğüne!!.. o da toplum sağlığı merkezinden..) bir hemşire ve bir de görevli…

Yani üç personelle(!!), sezon nedeniyle nüfusu 30 bine ulaşan Ilıca’ya ve çevresindeki 13 köye hizmet veriliyor.

Buyurun burdan yakın.

Aile hekimleri nerde mi?

Görevlendirilen üç aile hekimi olduğu halde;

Biri; istifasını sundu gitti!

Biri; tayin istedi gitti!

Kaldı mı bir tane? Kalmadı, nerdee..

Sizin “bir tane kaldı” dediğiniz doktorda izinde!!??

Evet “30 günlük” izinde!

***

Madem tek doktor kalmış, o kalan tek doktora “hangi akıl”, şu yoğun günlerde nasıl izin verir bilmiyorum?

Bu nasıl bir zihniyet, nasıl mantık ve nasıl bir sağlık anlayışı?

Dahası var:

Sağlık ocağının elektriği kesildi. Evet yanlış okumadınız. Aile hekimliğine devredilmeden önceki elektrik borcunun ödenmediği gerekçesi ile sağlık ocağının elektriği kesildi. Neyse uzun sürmedi. Hatırı sayılır kişiler devreye girdi de lutfedilip(!!) tekrar açıldı.

(Yeni sağlık müdürüm de duysun bunları.)

***

Tam bu günlerde güzel şehrimiz; Kahramanmaraş’ımız için oldukça önem arz eden ve üç gün sürecek olan “Ortak akıl çalıştayı” da denilen toplantılar yapılacak. Maraş tarihinde ilk defa, sorunlar ve çözümler beş bakanın da katılımıyla kapsamlıca ele alınacak.

Bu şehirde yaşayan bir birey olarak sevinçliyim, ümitliyim… Bu toplantının tertip edilmesinde emeği geçen herkesi kutluyorum. Toplantıların Kahramanmaraş için “milat” olacağını düşünenlerdenim. Ama, “sorunları doğru olarak tespit etmek, toplantıdan daha önemli” diye düşünüyorum.

Umarım dağ fare doğurmaz!

***

Toplantıya katılacaklardan biri de Sağlık Bakanı Recep Akdağ. Yani deminden beri yukarda yırtınıp durduğum konunun en tepedeki muhatabı!

Peki Sağlık Bakanı beni duyup, bütün bunlardan haberdar olur mu?

Hiç sanmıyorum.

Ama olsun. Biz görevimizi yapalım da…

Hani demişler ya: “Ağamdan bir at isterim, verirse biner giderim, vermezse döner giderim” diye..

“Dönüp gitme”nin yabacısı değiliz.

“At istediğimiz” de zaten Sağlık Bakanı değil!

Sevgiyle kalın…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Yazarlar Haberleri