Sağlık bilincimiz yeteri kadar gelişmemiş, fayda zarar hassasiyeti az. Yönlendirme ve telkine müsait bir insansanız bu makaleyi okumanız gerekiyor. Sağlık bilinci diye bir kaygımız olmalı . Her gün sağlıklı yaşamla ilgili hata üstüne hata yaparak yaşayıp sonrada bazı hastalıklarla karşılaştıktan sonra panik içerisinde afalla kal. Böyle bir şaşkınlık içerisinde bulunmak istemiyorsanız yazdıklarımı iyi okuyup özümsemekde yarar var.
Sağlığımızın değerini kaybettikten sonra anlamayalım. Geç kalmayalım. Uyanık olalım. Son zamanlarda çeşitli isimler altında sağlık takviyeleri modası tekrar kendini göstermeye başladı.
Doğal, bitkisel veya yan etkisiz etiketi ile piyasaya sunulan , kulağa hoş gelen bu ürünlerle sağlık kazanma şansımız olmaz.Keşke olsa bende daha kolay olan bu yolla size sağlık satsam ama bu nafile. Bu takviyeler ve sağlıklı yaşam destek furyası ara ara zaten makyajlı reklamlarla bir çoğu insanın hastalanmasına sebep olabiliyor.
Olağan üstü zamanlarda insanların sorunu olabilecek bazı hastalıklar sanki varmış gibi bugün insanlarımız bu takviyelerle yüz yüze gelmiş durumda..Magazin basında yada dilden dile komşudan komşuya ben aldım iyi geldi sende al mantığı ile adeta bir bıtırak gibi bize yapışan bu masum görünümlü takviyeler tavsiyeler ne kadar doğru ne kadar samimi bu soruda genellikle aklımıza gelmez.Çünkü kulağa hoş gelir.Zaaflarımız aklımızın önüne geçerek bizi can evimizden vurabilir.
Takviyeler çoğunlukla vitamin ,bitki , çeşitli mineral ve amino asitlerden müteşekkildir. Organizmamızda doğal şartlarda ve kendi hücrelerimizin mahareti ile üretilenlere göre doku ve organlarımıza zarar verebilirler.
Aynı şekilde supplement olarak isimlendirilen bazı takviyelerin içindeki kalsiyum civa fosfor arsenik gibi metaller hücrelerimize girip hücrelerimizde kalıcı hasarların oluşmasına zemin hazırlayabilmektedir .Çağımız insanın en önemli sorunlarında bir tanesinin ağır metal zehirlenmesine bağlı olan halsizlik yorgunluk uyku düzensizliği olduğunu biliyoruz.
Çocuklarımızdaki davranış bozukluğu konsantrasyon eksikliği hafıza ve dikkat dağınıklığı gibi sorunların sebeplerini araştırdığımızda GDO lu buğday mısır şeker ve rafineri gıdaları gazlı kolalı içecekleri boyalı yiyecekleri ve takviyeleri görebiliyoruz.
Teknolojide geldiğimiz mesafe , medeniyette ki hızlı ilerleme ve akıl almaz hızlı gelişmeler adeta gerçek insanları sanal hale getirdi .Artık meyveyi kendi tat ve kokusu yerine aroması ile yiyoruz. Glikoz şurubu bal aroması ile hakiki bal olarak sofralarımızın baş köşesinde arzı endam eder oldu.
Hiperaktivite ve dikkat eksikliği allerjik hastalıklar astım stres uyku düzensizliği sıkıntı halsizlik bitkinlik yorgunluk mutsuzluk gibi daha sayabileceğim bir çok hastalıklı durumdan kurtulmak için bizlere can simidi gibi sunulan vitamin ve takviyeler beklenen yararı niçin gösteremiyor?
Son derece hassas teknolojilere ve gelişmiş ilaç sanayiine rağmen hastalıklardan gözümüz ayıkmaz oldu. Niçin bir çok hastalıkta mucizevi çözüm gibi lanse edilen ilaç ve takviyelerden beklenen sonucu elde edemiyoruz? Soruları artırarak çözüm ve çareler edebiyatı ile bir sonuca varamadığımız gerçeğini kabullenmemiz gerekiyor..
En küçük yapı taşımız olan hücre fabrikasına bir göz attığımızda, oradaki mükemmelliği doğallığı hemen gözlemleyebiliyoruz. Bu fabrikanın suniliğe doğal olmayan her şeye karşı sanki özel bir koruması var. Kan üretmek için muhtaç olduğu demir elementini doğal yollardan temin ettiğimizde daha verimli ve sağlıklı çalışıyor .Pekmez yeşil yapraklı sebzeler fasulye nohut et gibi doğal maddelerdeki demiri çok daha kolay işleyen bir kan hücresi rafine olarak üretilen kimyasal bir takviyedeki demiri ise işlemek şöyle dursun emmekte dahi zorlanabilmektedir…
Örnekleri çoğaltmak mümkün .Ölçülü ve dengeli doğal besinleri alarak mevsiminde sebze ve meyvelerden yararlandığımızda, takviye veya vitamin preparatları alarak kendimizi kandırmaya lüzum yok.
Bizim meslekte evrensel olarak kabul gören önce zararlı olmama düsturu ışığında bize emanet olarak verilen ve korumamızın da farz olduğu bedenimizi her türlü olumsuzluktan uzak tutmanız gerekiyor.
Başlamak için henüz geç değil. Makalemi okuduktan sonra başlayabilirsiniz. Nede olsa başlamak bitirmenin yarısıdır . Anlayanlardan olmak dileği ile .Bu günlük de bu kadar . Kalın sağlıcakla