Kahramanmaraş'ta 400 yataklı yeni devlet hastanesinin konuşulmaya başlandığı günden bu yana meseleye bir ciddi yaklaşım gösterilmemiş, ortaya yönetimsel, fiziksel ve sosyal alanda sorunlar çözüme kavuşturulmak yerine daha da grift bir hal almasına sebep olmuştur.
Sağlık hizmetlerinin planlanması, yürütülmesi sadece atama odaklı tartışılmış, kısır bir siyasi çekişme ve belki de beceriksizlik sonucu bu gün vatandaşı tedavi noktasında özel hastanelere mahkum etmiştir.
Yer seçimi konusunda tutarsızlık, şehrin gelişme yönünde değil de tam tersi yönde bir tercih edilmiş ve bu şehrin deprem gerçeği gözden ve gönüllerden ırak tutulmuştur.
Yeni hastanenin hizmete alınmasıyla başlayan süreç ve bu süreçte gözlemlediğimiz siyasi beceriksizlik ve bu beceriksizlik sonucu eski devlet hastanesinde bulunan Anjiyo dahil bir çok ekipman yeni hastaneye sevk edildi.
Allah göstermesin bir deprem anında sağlık alanında Kahramanmaraş adeta eli kolu bağlanmış bir vaziyet görüntüsü vermektedir. Oysa eski hastanenin yeni yapılan binasında bulunan acil tedavilerde kullanılması gerekecek olan ekipmanlar çalışır vaziyette kalmalıydı. 1 milyon (trilyon) değerinde ki yeni bir anjiyo makinesi alamayan siyasi irade burada kendini sorgulamalıdır.
Burada mekan ve fiziki koşulların yeniden bu şehrin insanının lehine çevrilebilmesi için önümüzde önemli bir seçenek masada durmaktadır.
Bilindiği gibi Sağlık Bakanlığı Deprem ve depreme dayanıklı hastaneler ile ilgili bir çalışma yaptırdı.
Eski Devlet Hastanesi binalarının depreme dayanıklılık testinden geçmediğini ve yıkım kararı alındığını biliyoruz.
Bu konuda Sağlık bakanlığına yerel yöneticiler ilgili yazıları yazdılar. Ve her ayın son haftasında Sağlık bakanlığında bu konularla ilgili toplantılar yapılmakta ve planlamalar haya geçirilmektedir.
Her an deprem riski yaşayan Kahramanmaraş'ta sağlık hizmetlerinin kaliteli bir şekilde sunulabilmesi için yıkım kararı alınan bu binaların hemen yıktırılması ve en azından 400 yataklı oraya yeni bir hastanenin yapılması için çalışma başlatılmalıdır.
Herkesin bildiği ancak bazı siyasilerin bilmemekte ısrar ettiği 2008 yılında oluşturulan stratejik plana göre, eski devlet hastanesi binalarının yıkılmasından sonra oraya 200 yataklı hastanenin yapılması ile ilgili bir kararın alındığıdır.
200 yataklı hastane bu ihtiyaca cevap veremez. Vakit geçirmeden 400 yataklı hastane yapılması ve bu konuda binaların bir an önce yıktırılarak yeni hastane inşaatına başlanılmasıdır.
beyler;
Sağlık Genel Sekreterinin kim olacağı yada yeni başhekim kimi yapalım tartışması için verdiğiniz emeği yeni hastane için vermelisiniz. Birileri gelir, işinize gelmezse değiştirirsiniz. Ama bina yok ise vatandaşa bir deprem karşısında hizmet verecek mekan ve teknik donanım bulamazsınız. Bunun da vicdani sorumluluğu size yeter.
Bu şehre kalıcı bir eser bırakıp dua almak istiyorsanız, eski binaların hemen yıktırılmasını sağlayarak bir kaç ay içinde yeni binanın temelini attırmalısınız.
Yoksa bu millet size dua yerine beddua eder. bunu unutmayınız!....
***
Ormanlarımız yok oluyor
Ahir dağında 32 ha ormanlık alan yandı. Bölgeyi biliyorum. Yangın ile ilgili yapılan mücadeleyi takip ettik.
Şiddetli rüzgar v.s. gibi sebeplerle yangın zor kontrol altına alındı. Ancak emeği geçenleri kutluyorum. Zorlu bir çalışma ortaya koymuşlar.
Bu şehrin oksijen depoları olarak gördüğümüz Ahir dağı ormanlarını daha sıkı koruma altına almalıyız.
Bitki örtüsü temizlenmelidir.
Yer yer piknikçilere izin verilmemelidir.
O bölgelerde yerleşim de söz konusudur. Yerleşim alanları ile ormanlık alanlar gerekirse tel ve çiftlerle ayrıştırılmalı ve kontrol sıkılaştırılmalı, seyreltme yapılmalı, yangında müdahele edilebilmesi için yollar yapılmalıdır. yapılı yollar rehabilite edilmelidir.
Bu yazdıklarım belki bakanlık imkanları ile yapılmayabilinir. Gerekirse yerleşim alanlarına yakın bölgeleri belediyelere verilmeli, belediyeler oraları kontrol edebilmelidir. Bu konuda yapılacak masraflar bakanlık ve belediyeler arasında çözülmelidir.
Hastanenin yukarısında yer alan ormanlarımızın bir bölümü Belediyeye geçti. Belediye seyir terası oluşturdu. O bölge kontrol altında tutuluyor.
Aynı şeyler Kazma bağları ve o civarda bulunan ormanlık alanlar içinde yapılabilinir.
Benim yaptığım bir öneri, tabi büyüklerimiz daha iyi bilirler...
Bu orman yangınını görüpte ciğeri yanmayan, canı acımayan kimse kalmamıştır diye düşünüyorum.
Ormana giderken o yerlerde piknik yaparken ateş yakılırken dikkat edilmelidir.
Gerekirse piknik yapılacak yerler ve alanlar da piknikçiler için ocaklar yapılmalı ve o ocaklar dışında ateş yakılması yasaklanladır. Uymayanlara para cezası verilmeli, vatandaş bu konuda bilgilendirilmelidir.
50 yıl önce dikilen 32 ha ormanlık alanı yeniden temizleyip diktiğimizde ancak 50 yıl sonra milletin hizmetine girecektir. Yazık değil mi?...
Allah bir daha bize afetler yaşatmasın!....