Şair, Ressam Ahmet İhsan Aslantürk’le Söyleşi

.

 

Şehrimiz bilindiği üzere, şairler, yazarlar, edebiyatçılar yetiştiren münbit bir coğrafyaya mensuptur. Bu topraklarda en az şairlerimiz ve yazarlarımız kadar meşhur olmuş ressamlarımızda vardır.  

Ahmet İhsan Aslantürk hocamız, portre ressamlığında, karikatür sanatında ve ressamlığın her alanında kendini yetiştirmiş iyi bir ressam, iyi bir hoca ve aynı zamanda iyi bir şairdir.

Ahmet İhsan Aslantürk hocamızı daha yakından tanımak için, çocuk bahçesi civarındaki  kendisine ait ressam atölyesinde, farklı bir atmosferde, fırçalar, boyalar, tablolar, karikatürler  arasında, sohbet etmek için hocayı ziyaret ettim. Resim sanatı hakkında bilmediklerimi öğrendim.Yarım asırlık bir sanat geçmişinden hatıralar dinledim. Merak ettiklerimi sordum, samimi cevaplarını aldım.

Ahmet İhsan Aslantürk hocayı hep ressam olarak tanıdık. Ama yaptığımız sohbette, hocanın kırk yıldan beri şiir yazdığını, hatta şiirlerinin bir kısmının bestelendiğini öğrendim Gördüm ki şairliği ressamlığının gölgesinde kalmış. Bu nedenle sohbetimize şairlik tarafından başladık.

“Kim ve Ne’sin” şiirinde “Bir” i iki görenlere yunus diliyle sesleniyor.

Sırlar yüklü garip hamal / Nerden geldin? Kim ve nesin?

Canlı-cansız, her şey düğüm / Sen en büyük bilmecesin.

…..

Her gördüğün vehim-hayal / Biri iki görmedesin.

Şirk en büyük günah imiş / Bedelini kim ödesin

 

1969 yılında yazdığı şiirinde, giden sevgilinin ardından duygularını “ Hasret “ le  şiirleştirmiş.  

Kirpiği ok kaşı yaymış/ Karşı koymak boşunaymış/ Dert aşığın başınaymış

Al yanaklım bal dudaklım/ Gittin sende kaldı aklım.

….

Bazen de yaşadığı cemiyette isyan ettiği zamanlar da olmuş. 1987 yılında “ Panorama “isimli şiirinde isyanını dizelere şöyle dökmüş.

Beyinler köklü putlar/Astarında saklı bitler

Yol gösteren aklı kıtlar / Bu ülkede, bu ülkede

Yıldızlar sönük gece / İrticadan sanık hoca

Emir veren minik cüce / Bu ülkede, bu ülkede

Bu gün dünden daha berbat / Veriliyor nabza şerbet

Kendi evim bana gurbet / Bu ülkede, bu ülkede

Ahmet İhsan Aslantürk hoca şairliğinden ziyade ressam olarak tanıdığımızı belirtmiştik.

Kendisine şairlik aşkının ne zaman başladığını? Sorduğumda.

Orta okulda edebiyat hocam Rahmetli Şevket Yücel hocaydı. O günlerde yazdığım bir şiiri hocam gördü beğendi. Benden alarak, benden habersiz bir yarışmaya göndermiş. Orada şiirim birinci seçilmiş. Fıtrat olarak duygusal biri olduğum için. O yıllardan beri duygularımı naçizane olarak şiirleştirmeye çalıştım. ”   

Hocanın mütavazi olduğunu biliyoruz. İnşallah şiirlerini bir gün kitaplaştır okuyucuları ile buluşturur.

Sanatında öncelik ressamlık mı? şairlik mi? Dediğimizde. “ Öncelik ressamlık “ diyordu.

kendisi hakkında merak ettiklerimi hocaya sordum. Samimi ifadelerini, verdiği cevapları aşağıda aktarmak istedim.

Resim yapmaya ne zaman başladınız? Kendinizden, çocukluğunuzdan biraz bahsedermisiniz?

1952’de Kahramanmaraş’ta doğdum. Evimiz Kayabaşı mahallesindeydi. Çocukluk yıllarım da duygusal ve içe kapanık bir çocuktum. Cenab-ı Allahın lutfuyla, sanırım halet-i ruhiyeminde tesiri ile kendimi bu sanatın içinde buldum. Aklımın erdiği yıllardan beri resim yaparım.

İDEALİM GELECEĞİN SANATÇILARINI YETİŞTİRMEKTİ

Daha sonraki tahsil hayatınızdan ve o yıllarda hayata dair idealleriniz var mıydı? Lutfedermisiniz?

“İlk ve orta öğrenimimi Kahramanmaraş ta tamamladım. Daha sonra 1979 yılında İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar bölümünü “ Dekoratör Ressam “ ünvanıyla bitirdim. İdealim geleceğin sanatçılarını yetiştirmekti. O gaye ile Kahramanmaraş’a dönerek İmam Hatip Lisesi’nde resim öğretmenliği yaptım. Daha sonra Üsküdar Kandilli kız lisesi’nde ve çeşitli okullarda resim öğretmenliği yaptım. Nitekim ümidimi boşa çıkarmayan öğrencim çok oldu onlarla gurur duyuyorum.

Şu anda neler yapmaktasınız?

Şimdi ise kendi atölyemde, dekoratör Ressam olarak daha ziyade grafik ağırlıklı çalışmalarım devam ediyorum. Kitap kapakları, hikâye resimleri, afişler, animasyon ve çizgi roman çalışmaları yapmaktayım. 

1975 yıllarında İstanbul’da Portre karikatürü çizimleri yaptığınızı biliyoruz. O yıllardan bu günlere unutamadığı bir çok anılarınız olmuştur. Bunlardan bir kısmını bizimle paylaşabilir misiniz?

 Sayısını unuttuğum birbirinden farklı suret ve sirete sahip yerli yabana binlerce tip çizdim. Binlerce portre çizdim. Türkiye’den değil sadece, Japonya’dan, Fransa’dan, İngiltere’den, Amerika’dan. Çin’den, Rusya’dan binlerce insan tipi.  Çizim esnasında alnımdan öpenler, kucaklayanlar, tebrik edenler, çiçek verenler, fotoğraf çektirenler, ülkelerine davet edenler… Kucağındaki bir aylık bebeği çizdirenden tutun, “Ustacığım benim saçlarım sık çizer misin?”,Abi şöyle gür bir bıyık yapsana”, “Abi beni bi üçgen vücutlu çizsene”, “Ferrari sürerken çizer misin?”, “Beni şampiyon olarak gösterir misin?”, “Gözünü seveyim ustacım, burnum biraz küçük olsun”. “Aman göbeğimi biraz incelt”, “Beni Hülya Avşar ile plajda çizer misin?” gibi sözler aklımda hatıralardandır.

Eserleriniz, karikatürleriniz çizgileriniz şehrimizde ve ülkemizde tanınıyor, takdir görüyor. Şimdiye kadar bildiğimiz kadar bir çok gazete, dergi ve mecmualarda yayınlandı.

Gırgır, Çaylak, Zühtü, Filit, İmaj, Pusula, Türkiye Çocuk, Bir Tebessüm, Biberli Dondurma, Uzun oluk gibi birçok dergi ve gazetede karikatürlerim yayınlandı. Özellikle Rahmetli Osman Sayın’ın “Madalyalı Tek Şehir”  mecmuasındaki çizdiğim Sütçü İmam çizgi romanı çok ilgi gördü. Şu anda aklımda kalanlar bunlar. Ayrıca çok sayıda kitap kapakları, afişler,çizgi romanları, muhtelif yayınevleri vasıtası ile yayınlandı.

ASIL RESSAM O’DUR.

Cemiyet hayatında, İslimi bakış açısı ile resim sanatını farklı yorumlayan bir kesim var. Mütedeyyin dini bütün bir insansınız. Resim sanatına bu pencereden bakışınız nasıldır?  

İlmin dini İmanı yoktur. Efendimiz (sav) “ İlim Çin’de dahi olsa alınız” demiştir. Allah’ın güzel isimleri, Esmaül hünsada, bir ismi de “ Musavvir” dir. Yani tasvir eden, suretlendiren. İşte resimde bu işe dahildir. Bizler Allah’ın yapmış olduğu portreyi tek kareye almaya çalışıyoruz. Asıl ressam O’dur (cc)

Heykel de bu kategoriye girer mi?

İslam insana her zaman mesajlar verir. Mühim olan bu mesajları alabilmektir. Hz. İsa Kur’an da Allah’ın yaratma sıfatını anlatmak için çamurdan kuş yapıyor ve Allah ona can verip uçuruyor. İslam heykele değil ona tapınmaya karşıdır.

HEYKELLERİNİN YERİ YANLIŞTIR

Yeri gelmişken hocam, bildiğiniz üzere belediyemiz Ulu camii civarına Rıdvan Hoca ve bayrak olayını hatırlatmak için, 21 adet heykel yaptı. Olumlu olumsuz eleştiriler aldı. Bu konuda da sizin değerlendirmeniz nasıldır?

Heykel hakkında yukarıda görüşlerimi ifade ettimdi. Ancak bana göre heykelin konum itibarı ile yeri yanlış. O bölge zaten trafiğin yoğun olduğu bir yer. Bu tip abideler sakin alanlara yapılır. Şimdi heykelerin önünde resim çektirmek isteyen kimseler olacaktır. Trafik nedeniyle çok zahmet çekeceklerdir. Ayrıca araç sürücüleri caddeden geçerken dikkatleri dağılacak. Hal bu ki az ilerideki meydanda bir yerde olsa, belki orada daimi bir fotoğrafçı resim çekerek ekmeğini kazanacaktı. Şimdi bu dar mekanda bu iş olması çok zor.

Şair, ressam Ahmet ihsan Aslantürk hocaya bize zaman ayırdığı için teşekkür ederek ayrılıyoruz. kendisi bu şehrin yetiştirdiği bir insandır. Çalışmalarını bu şehirde yapmaktadır. Öğrencilerini burada yetiştirmektedir. Dolayısı ile Arslantürk hoca bu topraklara  borcunu çoktan ödemiştir.

Bu gibi değerli sanatçılarımızın çok güç yetişiyor. Fakat ne yazık ki yeterince kıymetleri bilinmiyor. Hal bu ki Kahramanmaraş’ımız için kendilerinden istifade edeceğimiz bu şehirde nice cevherlerimiz vardır.

Selam ve sevgilerle.  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri