29 Mart Yerel seçimleri bitti. Türkiye genelinde olduğu gibi Kahramanmaraş’ta Ak Parti oy’unu artırmasına rağmen % olarak bir iki puan düştü.
Seçimin galibi yoktur.
Seçimin mağlubu da yoktur.
Türkiye ortalaması olarak sonuçları değerlendirdiğimizde; İktidara vatandaş “sarı karta yakın bir renkte” bir kart göstermiş ama sana güveniyoruz mesajı vermiştir.
Milletin Başbakan Sayın Erdoğan’a ilgisi devam ediyor.
Kahramanmaraş’ta bana göre sürpriz olmadı. Sonuçlar üç aşağı üç yukarı böyle olacağı belliydi.
Zira burada adaylardan ya da yerel unsurlardan ziyade ulusal değer ve unsurlar daha ön plana geldi.
Ak Parti 22 Temmuz seçimlerinin oy yüzdesine göre % 7 civarında oy kaybetmiştir. Ama 29 Mart seçimlerinde ki sonuçlara göre Milletvekili çıkartmış olsaydı bu sayının 325 ile 330 civarında olacağı konuşuldu.
Ekonomik kriz v.s. gibi faktörlerden ziyade “istikrar” öne çıkmış ve bu millet gelecekte erken genel seçim olabilme ihtimaline verdiği oy ile yeşil ışık yakmamıştır.
Hiçbir genel başkan “erken genel seçimi” dillendirmeye cesaret edemeyecektir.
Ak Parti Kahramanmaraş Teşkilatına ve siyaset yapan insanlara söyleyecek birkaç sözümüz var.
Öncelikle ayakları yere basmalıdır.
Seçimde zafer sarhoşluğuna girmemelidir.
Başarısız olduğu öne sürülen daire müdürleri değiştirilmelidir.
Milletvekilleri halkla daha iyi diyalog içine girmelidirler. Zira Başbakanın sözü var. Seçim yasası değişikliği. Eğer seçim yasası değişir ve tercihli sistem gelirse mevcut vekillerimizden bir çoğu seçilemez. Bunun sebebi belli.
Bana göre “halkın beklentilerine uygun” bir siyasi tarz geliştiremediler.
Daha önce yazmıştık; “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!” diye.
Başta Belediye Başkanı Mustafa Poyraz olmak üzere geçen süredeki gibi gülbenpe muhalefetsiz bir yönetim olmayacak. MHP en az 5 üye ile Belediye Meclisine giriyor. Aynı durum İL Genel Meclisi içinde geçerli.
Seçim sonuçları netleştiğinde Ak Parti seçim bürosuna uğradım.
Vakur, ciddi ve taşkınlıkların yaşanmadığı bir manzara gördüm. Başta Mustafa Poyraz olmak üzere hiç kimsede bir şımarıklık söz konusu değildi.
Umarım gelecek dönemde verilen sözler unutulmaz. Umarım Genel Başkanın arkasına saklanarak siyaset yapmak yerine, proje ve hizmetleri ile öne çıkacak bir tarz ve üslup benimsenir.
Umarım parti ve vekillerle kopuk bir Belediye yönetimi değil, iç içe sımsıkı kenetlenmiş bir şekilde Kahramanmaraş’ın dört bir yanına dağılan sorunların çözümü için ortak akıl ile çalışma prensibi kabul görür.
Bu seçim sonuçlarına aldanmayınız.
Bu millet 2002 seçimlerinde iktidarın en büyük ortağı olan partiyi % 22 den % 1’e indirmişti.
Bu arada seçim kampanyalarına göz attığımızda milletin yolsuzluk iddialarına v.s. hiç pirim vermediği de ortaya çıktı. Öyle olmamış olsaydı Eskişehir’i DSP yeniden kazanamazdı.
Antalya el değiştirdi. Bana gelen bilgilere göre Adana’da Ak Parti seçimi kazanabilir. Hatta kazandı denildi. Resmi sonuç açıklanmadı.
Milletimiz demokrasi, özgürlük ve AB için Ak Parti iktidarına hem oy verdi hem de uyarıda bulundu.
Sayın Başbakanın seçim ile ilgili yaptığı değerlendirmede sanıyorum bunu sizlerde fark ettiniz.
Manisa el değiştirmişse, Van el değiştirmişse, Antalya el değiştirmişse ve o kentler ile özdeşleşen Bakanların ve isimlerin siyasi söylemlerine milletin artık pirim vermediğini ve hatayı millette değil kendilerinde aramaları gerektiğini düşünüyorum.
Yine önemli bir husus Şanlıurfa seçimidir. Milletvekillerinin tercihini dinleyen Başbakan Dr. Ahmet Fakıbaba’yı aday göstermedi ve Fakıbaba bağımsız olarak seçimi kazandı.
Demek ki; sadece vekil tercihi önemli bir etken değil. Bana göre aday belirlenmesinde bu dönemde vekiller etkili oldu. Vekiller değil de kamu oyu yoklamaları, anketler ve vatandaşın beklentileri doğrultusunda aday belirlenmeleri yapılabilseydi Ak Partinin oyu % 50’nin altına düşmezdi. Bunu da hatırlatmak istiyorum. Kahramanmaraş’ın bazı beldelerinde aday tespitleri o beldelerde seçim kaybettirdi. Aday belirlenirken eş, dost, hısım yada ahbap çavuş ilişkileri Ak partiye oy düşüşü de yaşatmıştır.
Bundan sonra Kahramanmaraş Belediye Başkanı “ben yaptım oldu” mantığını bir yana bırakmalıdır. İstişare, STK’lar ve parti yönetimi ile vekillerin düşüncelerine değer vermeli, kamu oyunda yapılan eleştiriler, aleyhte yazı olarak değerlendirilmeyip, dikkatle yazılanları takip ederek, araştırma yapmalıdır. Bunu yapmayarak bu benim aleyhimde yazıyor mantığı ile davranılırsa beş yıl çok zor geçer. Hem belediye olarak hem de Ak parti olarak “tanıtım ve medya” konusuna çok önem vermeli, adam gibi bu birimler çalıştırılmalıdır. Bizden, onlardan ayrımına gidilmemelidir. Vakıa bu güne kadar özellikle Belediye Başkanı Mustafa Poyraz’ın partizanlık yaptığına şahit olmadım. Bunlara dikkat edilmelidir. Parti yetkilileri belediyelerin yaptıklarına sahip çıkmalıdır. Yanlış yapan belediye başkanları uyarılmalıdır.
Neyse; daha yazılacak çok şeyler ortaya çıkacaktır.
29 mart seçimlerinin milletimize hayırlar getirmesini dilerken, kazanan adaylara, il ve belediye Meclis üyelerine, köy ve mahalle muhtarlarına yeni süreçte başarılar dilerim.
Allah hayırlı eylesin!...