Kimi, son güne kadar usanmadan bıkmadan, “pes” etmeden çalıştı, kimi ilk başta hızlı gitti, (Sözüm meclisten dışarı; “Hızlı giden atın ..ku seyrek düşer!!” der eskiler.) sonra nefesi tekendi.
“Seçim sonuna mı kaldı yoksa!” diye espriler bile yapılmaya başlanmışken, geçtiğimiz hafta Ak Parti’nin ilçe adayları da belli oldu.
“Yan gelip yattığı yerden” ve “havadan 'adaylık kuşu' başına konanlar” da oldu, tırnakları ile kazıyıp söke söke alanlar da…
“Ön seçim”, “parti içi demokrasi”, “liyakat”, “ehliyet”, “çap”, “ağırlık”, “dürüstlük” ne kadar dikkate alındı(mı?) bilmiyoruz!
Ha, bu durum sadece Ak Parti'ye münhasır değil...
Adaylara bakıldığında tüm partilerde "aynı" sıkıntılar ve rahatsızlıklar olduğu göze çarpıyor. Öyleleri var ki; aday gösterildiği ilçenin haritadaki yerinden bile bi' haber-di!! (Şimdi öğrendi zahir!)
Bu işin bir başka boyutu da “mahalle baskısı”!
Bir siyasi partide belediye başkanı ya da milletvekili olabilmek için uzun yıllar teşkilatta bulunmak yeterli bir ölçü mü, yoksa yukarıda saydığımız meziyetler gerekli mi?
Biliyorsunuz, "Şehr-i Maraş"ta bir aday adayının ismi bir ilçe için ağırlık kazanmaya başlayınca “Partiye katılalı daha iki-üç ay oldu!” gibisinden homurdanmalar başlamıştı.
Bir parti bir “zümre”nin, bir “kişi”nin, yahut belli bir “familya”nın babasının malı mı hacılar?
Daha önce partiye kaydı olmasa bile, kendisinde bu yeterliliği gören ve de memleket aşkıyla yanıp küllere dönen bir vatandaşımız bir makama talip olamaz mı yani?
***
Adayların netleşmesinden sonra seçim çalışmaları yeni bir ivme kazandı. Şimdi adaylar eteğindeki taşları dökecek ve seçimi kazanmak için “asılacak”! Gerçi şu âna kadar eteğinde pek de "taş" olanı göremiyoruz ama hadi neyse!
***
Büyükşehir için çalışan, daha doğrusu seçimi kazanma "iddia"sı olan iki parti var.
Ak Parti ve MHP…
Evet Chp’nin de bir adayı var, bu doğru. Ama eğri oturup doğru konuşmak gerekirse Chp’nin Kahramanmaraş’ta seçim kazanması “ütopya”dan öte geçemez. (Bunu bilmek kehanet olmasa gerek!!)
Hem nasıl “ütopik” olmasın ki?
Kentin tek Chp Milletvekili olan Durdu Özbolat bile terk-i diyar eylemiş gitmiş, umudunu “Çankaya”ya bağlamış.
Ha, Chp'nin Büyükşehir Adayı Sayın Ünal Ateş’in şahsı konusunda bir yorum yapamam. Tanışmıyoruz, ama medyadan takip ettiğim kadarıyla kaliteli ve düzgün bir şahsiyet. “Yeis”e düşmeden, koşturuyor, geziyor, dolaşıyor partisine oy istiyor.
Kendisini tebrik ediyor ve başarılar diliyorum.
“Chp’de büyükşehir için geçerli olan durum” merkezde yeni kurulan ilçeler için de aynen geçerli.
***
Biz gelelim büyükşehrin iki "favori"si Ak Parti ve MHP’ye:
Her iki parti de tüm teşkilatları ile birlikte el ele vererek harıl harıl çalışıyor. Kahvehane toplantıları, ev toplantıları, düğünler, cenazeler, işyeri ziyaretleri, çarşı-pazar gezileri…
Yakında semt mitingleri de başlayacak.
Da..
Bizi, daha doğrusu seçmeni bunların içeriği, yani toplantılarda ne konuşulduğu ilgilendiriyor/ilgilendirmeli!
Çünkü bu yapılanlar zaten klasik seçim çalışmaları.
Omuz tıpışlamalar, sakal sıvazlamalar, yanak okşamalar, vatandaşa çok önemli bir şey anlatıyormuş gibi poz vermeler...
“Haberim yokmuş gibi çek kanka” cinsinden hani!
Şimdi bir de "yeni nesil seçim çalışması" var biliyorsunuz. Çarşı-pazarda verilen pozların ivedilikle facebook'ta paylaşılması!
Oysa vatandaş adaylardan; ayakları yeren basan ve Kahramanmaraş'ın talihini değiştirecek, insanların yaşam kalitesini artıracak ve hayatını kolaylaştıracak, ulaşım ve tanıtım sorununu ortadan kaldıracak, turizmde hak ettiği noktaya oturtacak, şehri sosyal ve kültürel açıdan kalkındıracak, insanlarının çevre şehirlere imrenmediği bir kent oluşturacak projeler bekliyor.
***
Geçtiğimiz günlerde Kahramanmaraş basınından önemli bir isim, Ak Parti ve Mhp'nin büyükşehir adaylarının televizyonda açık oturumda seçmenin karşısına çıkması fikrini ortaya attı .
Bu "uzak" bir ihtimal olsa da güzel bir öneri.
Ak Parti’nin Adayı “Makine Yüksek Mühendisi Fatih Mehmet Erkoç” ile MHP’nin Adayı Prof. Dr. Tahir Akgemci Aksu Tv’de tarafsız bir gazetecinin moderatörlüğünde karşı karşıya gelip projelerini ortaya koysalar, vatandaşın beğenisine sunsalar fena mı olur?!.
"Fena" olmaz, çokta iyi olur ama buna cesaret edebilirler mi orasını bilmiyorum!
Sevgiyle kalın.